Jungkook'dan
Jimin ile sahilde dolaşıyorduk. Biraz denize yakın yürüyüp suyun ayaklarımıza varmasını sağlıyorduk. Etrafta bir çok kişi olmasına rağmen ben sadece denizin ve sevgilimle geçirdiğim zamanın huzurunun sesini duyuyordum. Birden yüzüme çarpan soğuk su ile düşüncelerim dağıldı. Suyun geldiği tarafa döndüğümde ise küçük bir kız gördüm. Tatlı bir kızdı.
Diğer taraftan duyduğum sesle Jimin'e döndüm. Bana gülüyordu."죄송합니다 " (özür dilerim)
Kıza baktığımda özür dileyip önümde eğildi. Kızın konuşması biraz farklıydı.
"Sorun değil küçük kız adın ne senin"
"아 죄송해요 한국어를 잘 못해요 "
(Ah özür dilerim çok iyi Korece konuşamıyorum)Anlaşılan yabancıydı. Ama güzel konuşuyordu. Ama yetersizdi.
Bende İngilizce konuşmaya karar verdim ama küçük bir kız ingilizce bilmediğini düşünerek sustum.
"Jimin kız Korece bilmiyor ingilizce de bildiğini sanmıyorum"
"Etrafta ailesi de yok gibi kimse gelmedi yanına baksana"
Ne yapacağımızı düşünüyorduk. Ama aklıma bir şey gelmiyordu. Küçük kız da etrafına bakıp aradığını bulamayınca aramızdan geçip kuma oturdu. Kara kara Jimin'e bakım. Telefonunda bir şey yapıyordu. Tekrar kıza döndüm. Yere bir şeyler çiziyordu. Kız 5-6 yaşlarında bir kızdı. Yere çizdiği şeyi anlamaya çalıştım. Ama yazdığı şey bana yabancıydı. Yine de bitirmesini bekledim.
"Ne yapıyor o?"
"Yere bir şey yazıyor ama ne olduğu hakkında bir fikrim yok"
"Gerçekten mi küçük kız baya zekiymiş bu işimizi kolaylaştırır"
Jimin gülümseyip tekrar telefonuna döndü. Ne yapıyor bu? Şu an telefonla uğraşmanın zamanı mı?
"Jimin ne yapıyorsun sen on saattir telefonla."
"Kızın nereli olabileceğini araştırıyordum ama gerek kalmadı kızın yazdığı şeyi çeviren bakıp anlayabiliriz ve hangi dili konuştuğunu da bulabiliriz."
Kız yere yazdığı şeyi bitirmişti ve bize bakıyordu. Jimin de çeviriyi açıp yazdığı yazıyı çekti ve çevirmişti.
(Benim adım aslı olarak düşünün)
Kızın adı Aslı ve Türkmüş. Gözlerim parladı. Türkiye de bir sürü hayranımız vardı. Ne yazık ki oraya gidemiyoruz ve onları gidemiyoruz. Buna rağmen Türk hayranlarımız sevgisi bize ulaşıyor bunu hissediyoruz.
"Küçük kız Türkmüş kookie"
"Aslı!"
Duyulan yüksek sesle hepimiz o tarafa döndük. Çok genç bir kadın Aslı'yı arıyordu. Bizim yanımızda duran Aslı'yı görünce bu tarafa geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Always Wanted -jikook-
Fanficjimin aile sorunlarından bıkmış, kaçmıştı. Uzun bir süre Tae'nin yardımıyla kendini toparladı. Ev tutacağı sırada Seokjin ve Namjoon hyunglarının oğlu ile tanışır. Aynı eve taşınır beraber yaşamaya başlarlar.