Kumru'nun söylediği sözle Doğan şaşırmış kalmış. Kumru'nun söylediği o cümle kafasının içinde yankılanıyordu. Onları sadece daha bir kez görmüştü oysaki. Aklında çok soru işaretide vardı. Bunları öğrenmesi lazımdı. Ama aynı zamanda öfkeliydi.
Doğan : Kumru sen ne diyorsun? Emin misin?
Kumru : Çok eminim. Senden çocuk peydahladı sonra onu o Engin...Engine kakaladı. Doğan böyle demesine sinirlenmişti her ne olursa olsun sevdiği kadın hakkında kimse böyle konuşamazdı.
Doğan : Kumru düzgün konuş. Haddini aşma. Sen bunu nerden öğrendin ayrıca he? Ya bana yalan söylüyosan, çünkü.
Kumru : Baba ben sana neden böyle bi konu hakkında yalan söyliyim ki? Bunu yapsa yapsa Ender yapar, ki bende Ender gibi değilim.
Doğan : Nasıl öğrendin o zaman?! Ve eğer bu doğruysa bunca zaman bana neden söylemedin?! Oturup hepsini tek tek anlatacaksın.
Kumru : Bence en detaylı şekilde sana Ender anlatsın. Ama sana nasıl öğrendiğimi söyliyeyim. Sen hani sessiz sedasız, Toskana'ya gittin ya banada bişey söylememiştin ben o gün şirkete gittim. Enderden hesap soracaktım.
Bir kaç yıl önce
Kumru Doğana çok sinirlenmişti. Ona bişey demeden çekip gitmişti çünkü. Ama gitmesinin tek suçlusunun Ender olduğunu düşünüyordu. Bu yüzden Enderden hesap sormaya şirkete gitmişti. Enderin odasının önüne geldiğinde Enderle Engin bişeyler konuşuyordu. Belki bişey öğrenirim diye dinlemeye başladı Kumru.Ender : Engin ben ne yapacağım? Doğanda gitti zaten...
Engin : Zor durumdasın biliyorum ama ben sana yardım edicem merak etme.
Ender : Nasıl yardım ediceksin ya! Bu çocuk babasız kalamaz anladın mı beni?! Kumru bu lafı duyduktan sonra ufak çaplı bi şok yaşadı. Enderin hamile olduğunu anlamıştı.Engin : Ender hamilesin anladık! Ama ben o çocuğa babalık yapamam! Sadece ihtiyaçlarını karşılarım. Ara asıl babasını o yapsın o sevsin. Kumru dahada çok şaşırmıştı. Asıl babasını merak ediyordu dinlemeye devam etti.
Ender : Ben Doğanı nasıl arıyabilirim! Aldır falan der o da!
Engin : Karnındaki bebeğinin babası o ama.Kumru bu konuşmaları duyunca şok olmuştu resmen. Babasının Enderden çocuğu olacaktı. Hemen oradan uzaklaştı. Evine gitti. Evin içinde dört dönüyordu resmen. "Baba mı arayıp söylesem mi" diye düşünüyodu. Kafası karışmıştı. Öğrendiği bu bilgiyi ne yapacaktı bilmiyordu da. En mantıklısı babasını yani Doğanı, arayıp konuşmaktı. Eline telefonu aldı, tam arayacaktı aklına bi fikir geldi ve sinsice sırıtmaya başladı.
Kumru : Bi dakika...Ben niye söylüyorum ki? Beni bırakıp gitmenin bi bedeli olmalı ama değil mi? Sevgili babacağım....Kahka atmaya başladı ve telefonu bıraktı. Koltuğa oturdu
Kumru : Çocuğundan mahrum kalda gör gününü! Beni bırakıp gitmek neymiş göstericem sana....
Şimdiki zaman
Doğan Kumru bunları anlatınca, evin içinde sinirden dört dönmeye başladı. Kumruyada sinirlenmişti. Ne olursa olsun böyle yapmaması gerektiğini düşündü. Bağırmaya başladı.
Doğan : Kumru sen bunu nasıl yaparsın! Nasıl beni kendi öz çocuğumdan mahrum edersin! Sen kendince benden intikam aldığını mı sandın şimdi?! Ya nolursa olsun bana söylemek zorundaydın anladın mı?!
Kumru : Gündemimin çok dışındaydı. Ve ayrıca sen beni bırakıp gittin baba. Sana böyle bi iyilik yapamazdım
Doğan : Hâlâ daha iyilik diyo ya! Kızım hadi beni düşünmüyorsun tamam. Ama o çocuğuda mı düşünmüyosun he!
Kumru : Beni ilgilendirmiyo. Artık Endere hesap sorarsın. Doğan hem sinirli hemde şaşkındı. Hala daha inanamıyordu. Kumru ayağa kalktı bişey demeden gitti.