Karanlık.
Karanlık bir odanın içerisindeydim. Ellerimi tutan şeyler yüzünden bileklerim sızlıyordu. Ve bununla da birlikte de başımdan omzuma doğru uzanan bir ağrı vardı. Oda karanlık olduğu için hiçbir şey göremiyordum fakat yumuşak bir yatağın üstünde olduğumdan emindim.
Kaç saattir baygındım bilmiyordum fakat hava kararmıştı. Hiçbir ses duymuyordum. Etrafta bir canlıya ait hiçbir belirti yoktu. Kuruyan ve yara olan dudaklarımı kıpırdattım ve birkaç kere öksürdüm. Öksürmemle odanın kilidinin açılmasının ve içeriye birinin girmesi de bir oldu. Vücuduma çoktan panik dalgası ve korku yayılmaya başlamıştı. İçeri giren kişi ışığı açtığına, sanırım uzun süredir karanlıkta olduğum için gözlerim acıdı. Birkaç kez gözlerimi kapatıp açtıktan sonra bugün gittiğim dükkânda birini arayıp, yerimi belli eden Berkan ile karşılaştım. Yüzündeki alay çoktan midemi bulandırmıştı.
''Uyuyan güzel uyanmış.'' dedi ve sırıttı. Yakışıklı bir insandı ve onun bu kadar iğrenç bir insan olduğunu öğrenmeden önce bana gülüşü bile güzel gelmişti. Kaşlarımı çattım ve sinirli bir şekilde ona bakmaya başladım. Sinirlenmem onu daha çok eğlendirdi ve bana yaklaşmaya başladı. Elimi yanağıma koyduğunda çırpınmaya başladım fakat bu hallerim onu daha da çok güldürüyordu.
''Şşşşşt, kızma ama bebeğim.''dedi ve tekrar güldü. Yanağıma bir kez daha dokunduğunda yapabileceğim tek şey olduğundan yüzüne tükürdüm. Bir an yüzündeki o eğlence silindi ve yüzüme kendi elini acıttığına emin olduğum bir tokat attı. Kanın o metalik tadı anında ağzıma geldiğinde gözyaşlarımı akıtmamak için kendimi zor tuttum. Yaklaştı ve saçımı tuttu. O kadar kötü bir şekilde tutmuştu ki, ağzımdan küçük bir çığlık kaçtı.
''Küçük orospu.'' Söylediği cümle canımı şuan çektiğim fiziksel acıdan daha çok acıtmıştı. Saçlarımı çekiştirmeye başladığında artık dayanamayarak gözyaşlarımı akıtmaya başladım. İçeriye başka bir adam girdiğinde, Berkan'ın elleri bir an gevşedi fakat bir anda saçımı daha çok çekmeye başladı.
''Berkan kızı bırak, abi onu görmek istiyor.'' Hah, bir de başımıza abi bozuntusu çıkmıştı. Berkan saçımı bıraktıktan sonra ayaklarımdaki ipi çözdü. Daha sonra kolumu tutarak beni yataktan kaldırdı. Yürümemek için direnmeye başladım fakat bu yanağıma bir tokat daha yememe sebep olmuştu.
''Zorluk çıkartırsan daha çok canın yanar.'' dedi, daha demin içeriye giren adam. Berkan ile aynı yaşta gözüküyordu. Ya da Berkan'dan iki yaş daha büyük olabilirdi.
Akıllı olan şeyi yaptım ve zorluk çıkartmadan odadan çıktım. Bileklerimin acısını en derinlerde hissediyordum ve şuanda berbat gözüktüğüme emindim.
Odadan çıktıktan sonra ilerlemeye başladık. Lüks bir villada olduğum açıkça ortadaydı. Berkan'ın kolumu tutan büyük ellerinin etime gömüldüğünü hissediyordum. İnsanlarla yakın olmadığım ve iletişime geçemediğim için kendimi suçluyordum fakat şuanda bulunduğum duruma baktığımda kendimi bir kez daha tebrik ettim. Çıktığım odanın iki kapı ilerisindeki odanın önüne geldiğimizde, durduk. Berkan'ın yanındaki adam, odanın kapısını tıklattıktan sonra içeriye girdi ve kapıyı kapattı. Berkan kulağıma doğru yaklaştığında nefesini ensemde hissettim.
''Bu acılar ne ki, abi sana daha neler yaşatacak.'' dedi ve gülüşü kulaklarımı doldurdu. Söylediği cümle tüylerimi ürpertse de, umursamamaya çalıştım. Adam içeriden çıktıktan sonra Berkan kolumu bıraktı.
''Abi sizi bekliyor. Berkan, sen de gireceksin.''dediğinde Berkan kafasını salladı ve ellerimi çözdükten sonra kapıyı açtı. Heyecanlanmıştım. Gerçekten heyecanlanmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Toz
ActionBir avuç toz, etrafa ihtişamlı bir görüntü yaydı. O zamandan sonra kötülük iyiliğe, iyilik ise kötülüğe dönüştü.