"Sude, güzellik, akşam ne yapıyorsun?"
"Ne yapmamı istersin aşırı yakışıklı Everest egolu adam?"
"Komik kız. Tabi ki ne yapmak istediğimi biliyorsun!"
Öğlen arası Çankaya da bir kafede oturmuş atıştırıyorlardı. Artık daha sık görüşüyorlardı.
Sude bazı geceler Emrede kalmaya bile başlamıştı ve sabah olmadan da yanından ayrılıyordu. Bu Emre Canın canını sıksa da, bu da bir şey diyerek bir şey söylemiyordu.
İlk kez onun evine gidecekleri akşam yemeğinden sonra Sude,
"Önüne geleni becerdiğin eve gelmem. Ben senin kevaşelerinden birisi değilim," demişti.
"Benim evim özeldir. oraya ben ve ailemden başkası girmez. İlk girecek olan sensin. Boşandığım kadınlarla oturduğum evden sadece kıyafetlerimi alıp çıkarım."
Emre Can, çok bozulmuştu. Sude elini uzatıp yüzünü kendine çevirmiş ve gözlerine bakarak,
"Bunu bilmemin imkanı yoktu değil mi? Senin gibi birisinin nerede kiminle ne yaptığı belli olmaz diye sordum. Bozulmak yok. Benim evimde özel, oraya erkek arkadaşlarım gelemez."
"Yani ben senin evine gelemem mi?"
"Şimdilik hayır."
Böylece ilişkileri başlamıştı.
"Sude, bu gece bende kal lütfen sabah senin sıcaklığın ile uyanmak istiyorum."
"Bunun için söz veremem."
"Neden Sude neden kalmıyorsun?"
"Soru sormak yok. Unuttun mu?"
"Bana yapacaklarından korkuyorum. Bir daha hapiste yatmak istemiyorum. İftiraya uğramak istemiyorum. Gece bana ne yapacağını bilmiyorum. Güvenmiyorum. Bir kere güvendim sonra hayatım berbat oldu. Üstelik üç yıl boyunca koynunda uyuduğum adam tarafından."
"Tamam. Daldın yine!"
**** ****
Sevgi, Bergüzarın diploma töreni için hazırlanıyordu. Başı döndü yatağa oturdu.
"Acaba mı? On gün geciktim. Daha erken ama. Galip ne der !"
Bu düşünceler içinde hazırlandı. Galip, işten izin alıp yarım saatliğine gelecekti. Sevgi giyindi koşarak yolun çaprazındaki eczaneden test alıp eve geldi heyecanı tepedeydi.
Tuvalete gitti gerekeni yaptı bekledi. Sanki aylar geçmiş gibiydi ve evet beklediği gibiydi de Galip'in tepkisini merak ediyordu.
Takvim usulüne göre korunuyorlardı güya. İki kırmızı çizgili test çubuğunu çantasına koyup evden çıktı.
Sude, izin aldı. Poyraz çocukları hazırladı. Nur hanım giyindi süslendi ve Bergüzar evde heyecandan bir oraya bir buraya dolanıp durdu. Hava çok güzeldi.
Kayısı rengi kruvaze belden kuşaklı elbisesini giydi. Beyaz pardesüyü koluna aldı. Zincir askılı krem çantasını alıp, aynada kendine baktı beğendi. Kapı çalındı. Poyraz gelmişti.
"Çok güzel olmuşsunuz avukat hanım. Haydi çocuklar ve annem arabada seni bekliyorlar."
Dekanın konuşması, sonra kürsü başkanı ve ilk üçe girenlerin açıklanmasına sıra geldi. Bergüzar ikinci olmuştu.
Gururla kürsüye yaklaşıp diplomasını aldı ve havaya kaldırıp," anne baba sizin için," diye bağırdı.
Göz yaşlarını durduramıyordu Poyraz, kürsüden indirip sıkıca sarıldı ve öptü. Tüm mezunlar ikiliyi içten ve şiddetle alkışladılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AĞLADIĞIMA BAKMAYIN (üç kadın)
General FictionÜç kadın, üç hikaye. "Tek seçeneğiniz var. Annen mi, doğmamış bebeğin mi?" Üçüncü kadın sordu. "İnsan kendi evladını satar mı?" Birinci kadın sordu. "Çok adice." İkinci kadın konuştu. "Sen hiç seçeneksiz kaldın mı ki?"