Emre gözlerini ovuşturarak kapıya gitti.
"Kim oo?"
"Emre, benim Sude."
Emre birden ayıldı ve kapıyı açtı.
Sude, içeri girer girmez sarıldı.
"İyi misin canım, bu saatte sen gelmezdin ne oldu?"
Sude, Emre'ye sarıldı ve göz yaşlarını saklamadı.
Emre, bu sarılışı ve göz yaşlarını içine alıp Sude'yi salondaki geniş kanepeye götürdü.
"Kahve hazırlayıp geliyorum."
Bu arada Sude gidip yüzünü yıkadı ve çaktırmadan etrafa baktı.
"Hala bana güvenmiyorsun değil mi? Bu beni çok üzüyor. Sana hiç mi güven veremedim.
Sude seni seviyorum. Bunu söylemediğim için eşeklik ettim. Kızım seni çok seviyorum ya!"
Sude, Emre'nin elinden kahveleri aldı masanın üzerine koyup sarıldı ve dudaklarına uzandı.
"Galiba bende seni seviyorum ve bunu kendime bile itiraf edemiyorum. Birisi bu gece gözlerimi açtı."
"O birisine sevgilerimi söyle."
"Hemen."
Sude, Bergüzara gülücük ve bir çok kalp gönderdi.
"Emre, sana bir şey itiraf etmek istiyorum. Beni sevip sevmediğine veya kabul edip etmeyeceğine sonra karar ver istersen."
Sude, Emre'nin gözlerinin içine elâlarını dikti ve anlatmaya başladı.
Elinin tersiyle gözyaşlarını siliyordu.
"Aşıktım Emre, deli gibiydim. Aşkın gözü kör benim için söylenmişti. Kendimi her zaman mutlu eden ve hisseden birisi olduğum için mutluluğumun sahte olduğunu anlamadım. "
Sonrasını, ablasının ve eniştesinin onu nasıl dışladığını fakat anne ve babasının her zaman arkasında olduğunu, hapishaneyi, kızlarla nasıl tanıştığını hepsini anlattı.
Bittiğinde gün ışımaya başlamış, Sude'nin gözlerinde yaş kalmamıştı. Emre hiç bir tepki ve yorum olmaksızın dinledi dinledi.
Sude, ayağa kalktı çantasını alıp sokak kapısına yöneldi.
" Sude, nereye gidiyorsun?"
"Evime sığınağıma ve bıraktığım yerden hayatıma devam etmeye."
"Bensiz mi?"
"Nasıl yani hala benimle olmak istiyor musun? Bir hapishane kaçkınıyla yani!"
Emre, gidip Sude'ye sıkıca sarıldı.
"Sude, iyi günde kötü günde hastalıkta ve sağlıkta, varlıkta ve yoklukta benimle olur musun?"
Emre, dizlerinin üzerine çökmüş Sude'nin ağzından çıkacaklara odaklanmıştı."
"Emre, olurum ama ailen, kariyerin! Yani bir gün bu duyulursa itibarın! Biliyor musun senden önce bir İtalyan'la birlikteydim.
Ailesi benim geçmişimi öğrenmiş ve oğullarına söylemiş. Beni restoranda eski sevgilisiyle tanıştırıp evleneceklerini söyledi."
"Bok herifin tekiymiş hıyar. Böyle bir mücevheri görmediği için. Sude, şöyle yapalım. Şu anda hayatımıza başlayalım.
Ben de çok hata yaptım. Bitti sevgilim, her şey bitti ve sadece ikimiz yeni hayatımız var. Ne dersin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AĞLADIĞIMA BAKMAYIN (üç kadın)
Ficción GeneralÜç kadın, üç hikaye. "Tek seçeneğiniz var. Annen mi, doğmamış bebeğin mi?" Üçüncü kadın sordu. "İnsan kendi evladını satar mı?" Birinci kadın sordu. "Çok adice." İkinci kadın konuştu. "Sen hiç seçeneksiz kaldın mı ki?"