2.6

4K 600 124
                                    

26

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

26. Bölüm: “001”

Her ne kadar düğün ve gece onu yorsa da yıllardır erken kalkmaya alışık Prens gözlerini sabahın erken vaktinde araladığında oflayarak tekrar uyumaya çalışmış ama bu isteği ne yazık ki gerçekleşmemişti.

Gözleri tamamen aralandığında ona dönük bir şekilde uyuyan Minho'yu görmesi ile az önceki sinirini unutup gülümsedi ve hafifçe kayarak ona doğru yaklaştı.

Parmakları çok hafifçe yüzünde gezindi Minho'nun, şehir meydanında karşılaştıkları o anı hatırlıyordu da bu noktaya gelecekleri gerçekten hayalinde yoktu. Boş bir umutla şehre inmesi ve gerçekten imkansız sayarken Minho'yu bulması tanrının bir hediyesi olmalıydı onun için.

En azından o böyle yorumluyordu.

"Benim güzel aşkım," diyerek dudağının üstünü okşamış ve elini çekip Minho'nun üstünden kayan ince örtüyü geri üstüne örtmüştü. Minho ve kendisinden başka kimsenin olmasını istemediği evde yalnız ikisinin olduğu gerçeği garip bir mutluluk verirken yataktan doğrulup karışan saçlarını düzeltti.

Kalçasındaki acı canını yaksa da ses etmeden banyoya gidip yüzünü yıkamış ve geri dönüp bir an üstünü değiştirmek için dolabının kapağını açmıştı. Duraksadı.

Minho ileyken pijamaları ile durabilirdi, istediği hep buydu başından beri, yanında ne der düşüncesi ile olmadan yaşayacağı bir insan istiyordu ve bu dileği gerçekleşmişti. Resmi kıyafetlere, bir prens gibi görünmeye gerek yoktu.

Dolabın kapağını kapatıp sadece hep yaptığı gibi hiç sekmeden kolyesini takmış ve dün pek gezmediği evi gezmeye başlamıştı. Onlara hizmet edecek birileri ya da devasa bir saray istememişti, sadece ikisine yetecek güzel bir evde dinlenmek fazlasıyla güzel olur diye düşünüyordu.

Mutfaktaki yiyeceklere garip bir bakış attı.

"Jeongin olabilirdi aslında ama..."

Hiçbir şey bilemeyerek elini saçına atıp başını kaşıyarak arkasını dönmüştü ki gülerek ona bakan Minho'yu gördüğü gibi kaşları kalktı. Minho esnedi yeni uyandığı için.

"Daha önce evlenmeliydik."

Prens güldü. "Evlenebilirdik. Keşke teklif etseydim."

Birkaç adımda hızla Minho'nun yanına gelmiş ve dudaklarından öperek gülümsemişti. "Günaydın sevgilim. Uykunu aldın mı? Ben mi uyandırdım?"

"Günaydın," dedi Minho, tek elini kaldırıp Jisung'un az önce dağıttığı saçlarını düzeltmeye başladı. "Uyandırmadın, erken kalkmaya alıştığım için uyandım."

Eşini kolunun altına alıp mutfağa baktı. "Majesteleri ne yapıyordu burada?"

Jisung güldü. "Bir şeyler hazırlayayım dedim ama yanımızda Jeongin'i de mi getirseydik düşünmeye başladım bir anda, o kadar bilmiyorum ki..." Kıkırdadı. "Aç kalmamak için çağırsa mıydık?"

tourner dans le vide, minsung ✓   Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin