3.2

6.7K 206 13
                                    


Serenay telefondan baktığı tahlil sonucuyla gözlerini birkaç kere kırpıştırdı ve tekrardan ekrana döndü. Yakın bir arkadaşının gebelik için kan tahlili verdiğini ve beta hcg hormonunu orada gördüğünü çok net hatırlıyordu aslında ama emin olamadı ve doktorunu sabırsızlıkla aradı.

"Alo, merhaba Suzan Hanım...Evet evet sonuçları gördüm ve aramak istedim..."

"Serenay Hanım tebrik ediyorum, hamilesiniz."

Doktor biraz duraksadıktan sonra konuşmaya devam etti.

"İsterseniz muayene randevusu alın yakın bir tarihte görüşebilirsiniz kadın doğum uzmanımızla. O sizi süreç hakkında bilgilendirecektir, tekrardan tebrikler."

"Teşekkür ederim, iyi günler." Diyerek telefonu kapattı Serenay.

Telefonu yanındaki masaya koyduktan sonra bomboş oturdu bir süre. Sevinçten ağlaması mı gerekiyordu? Neden şuan net bir sevinç hissedemiyordu?

Gözlerini sıkıca kapattı ve düşündü. Anne olmaya hazır mıydı, kendini bile daha yeni toparlamışken birini yetiştirmek fazla mı bencilce olurdu, aldırmak istese Barlas ne tepki verirdi... Milyonlarca soru aklından geçerken en can alıcısıyla baş başa kaldı.

"Ya onun kaderi bana benzerse? Ya o da babasız kalırsa ve ben onu koruyamazsam kötü insanlardan?"

Bu Serenay'ı en korkutan oldu. Çünkü herkes en çok yargıladığı insana dönüşme eğilimindedir. Serenay da annesi gibi olabilirdi bu yüzden. Terapi boyunca bunun çok üstüne gitmişlerdi ama bazı düşünceler öyle çabuk silinmiyordu işte. Serenay da korkuyordu annesi gibi kör ve sağır olmaktan. Kızı yan odada ağlarken o adamla beraber eğlenmekten duymuyordu kızını.

Sefa, annesinin ikinci eşiydi. Yaklaşık altı ay kadar evli kalmışlardı daha sonrasında annesi onu boşamıştı. Serenay'a yaptıklarını hiç öğrenmemişti. Boşanma sebebleri ikinci bir kadın olması ve evde hiç eksik olmayan o kavgaydı.

Bu düşüncelerinden çıkmak için ayağa kalktı Serenay, eline telefonu alıp psikiyatristini aradı. Sağlıklı bir karar vermesi için onunla görüşmesi gerekirdi. Onunla telefon konuşmasının ardından kendini daha rahatlamış hissediyordu.

Hamileliğinin tedavisine engel olmayacağını, kullandığı ilaçlarınsa dozajını azaltarak devam edeceklerini söylemişti. Elbetteki aldırıp aldırmama konusunda çok yönlendirici davranmamıştı ve yükü Serenay'ın omuzlarına bırakmıştı. Telefonda bir şey söylemişti ki bu Serenay'a yön gösteren tek şey olmuştu.

"Sen çocuğuna bencillik yapmış olmayacaksın Serenay aksine ona daha iyi bir hayat sunmak için elinden geleni yapan bir anne olacaksın. Hayatta engel olamayacağımız şeyler bizi suçlu yapmaz unutma."

Serenay hızlıca annesini aradı ve bu haberi ilk ona söyledi. Annesinin telefonun diğer köşesinde hıçkıra hıçkıra ağladığını duyduğunda kendisini tutamayıp o da ağlamıştı. Annesine hiçbir zaman kendinden bir şeyler anlatmaz, önemli olayları bile başkaları aracılığıyla söylerdi. Bu yüzden bu haberi ilk ona vermesi ikisini de oldukça duygulandırmıştı. Annesi bir iki güne yanına geleceğini söylemişti ve telefonu kapatmışlardı.

Barlas'ın gittiği görevden dönmesine iki ay vardı ve onunla haftada bir telefonda görüşebileceklerdi. Üstüne çok düşündü ve gelince söylemeye karar verdi. Yüz yüze vermek istedi bu haberi, ayrıca böyle önemli bir görevdeyken kafasını karıştırmak istemedi.
***
2 ay sonra;

Serenay:
Aşkom nerdesiniz?

Barlas:
Yarım saate uçağım var güzelim.

Barlas:
Havaalanında bekliyoruz bizimkilerle.

Komutan|TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin