1. Bölüm

83 8 6
                                    

*EGE
    Doğukan ve onun saçma alışkanlıkları.. Neymiş efendim, kütüphaneden kitap alacakmış. Zaten senelerdir şundaki kitap sevgisini anlamadım gitti. Hayır benimle geziyor takılıyor o kadar sayfa kitap ne ara okuyabiliyor onu da anlamıyorum. Yakın arkadas olunca erkek de olsak tabi kızlar gibi tuvalete bile beraber gitmesek de her yere birlikte gideriz. Haliyle pesinde kütüphaneye beni de sürüklüyor. Kütüphane bayağı uzaktı ama dediğim gibi yakın arkadas sonucta kıramadım hazırlandım gittik kütüphaneye.
Normal olarak sessiz bir ortamdı, genelde bulunduğumuz mekanların aksine. Bana pek iç açıcı gelmedi açıkçası. Öyle herkes oturmuş kitap okuyor filan. Bir an önce gitmek istiyordum. "Hadi Doğu ne kitabı alacaksan al da bir an önce gidelim buradan' dedim. Kütüphane sessizliğinde sesim fazla çıkmıştı, buruşuk bir kadın hemşireler gibi işaret parmağını dudaklarına götürerek 'sessiz olun' diyerek uyardı. Ona sakin bakmaya çalışarak 'pardon' dedim fısıldayarak.
Bayan buruşuğa sakin bakan gözlerim Doğukan'a dönünce devrildi. Tam ona 'sayende fırça da yedim' diyecekken gözüm ona carptı ve onda takılı kaldı. Tek başına masada oturmuş ders çalışıyordu.
'Şş abi daldın noldu gidelim hadi' sesiyle anca kendime gelebildim. 'Yok bi şey gidelim hadi aldıysan sevgili kitabını' dedim dalga gecen bir ses tonuyla.
...
Saatler, günler geçti ama benim aklım bozuk plak gibi o kızda takılı kalmıştı. Adını bile bilmeden özler miydi deli gibi insan? Orada burada eğlenerek yaz tatilinin tadını çıkarıyor, arkadaşlarımla gezip tozuyordum ama en ufacık bir boşlukta yine o kızı düşünürken buluyordum kendimi. Dalga geçeceklerini bildiğimden bizimkilere de bir şey diyemiyordum.
Aslında geneli anlayışlı çocuklardı, benden kaynaklanıyordu dalga gececek olmaları. Aşka inanmaz, bizimkilerden biri aşık olduğunu söyleyince dalgaya alırdım. E hal böyle olunca tabi anlatınca onların da aynı muameleyi yapmasının anormal bir durum olduğu söylenemezdi.
Yine bir an bu milletin aşkını alay almalarımı düşünürken yoksa bu aşk mı diye bir soru isareti belirdi kafamda. 'Yok artık' dedim kendime. 'Sacmalama Ege. Ne aşkı ya? Normal bir kızdı işte. Alt tarafı o güzel saçlarının kokusunu, ismini, ayakkabı numarasını, çaya kaç şeker attığını, en sevdiği; yemeği,rengi, dersi, hayvanı, kücükken hangi winx olduğunu, ciğköfte sevip sevmediğini, hobilerini, fobilerini (örümcekler olabilirdi, genelde örümcekler fobiydi kızlarda ve öyleyse yanımda bir taneyle karsılasıp korkup boynuma sarıldığını hayal ediyordum) bilmek istiyordum.
Ops! Bu cümlede yanlış bir şeyler vardı. Kütüphaneye gideli 3 hafta olmuştu ve ben bu haldeydim. Artık birilerine danışmak bana farz olmuştu. Tam ben de aldığım kararla onu arayacakken doğukan beni aradı. Açıp 'Tam ben de seni arayacaktım' derken doğu böldü lafımı. 'Ege dur bak simdi beni dinle' dedi. Sesi oldukca ciddi geliyordu. Kızın tekini sonra anlatsam da olur diye düsünüp onu dinlemeye karar verdim. "Yakın gecmisimizde aradaki manyak eğlenceleri atlayarak geri sararsan hatırlarsın hani seninle bundan 3 hafta önce bir kütüphaneye gitmistik." dedi. Tabi ister istemez zaten aklımdan bir türlü çıkmayan görüntüsü gözümün önüne sanki belleğimde bir görüntü değil de sahiden orada gibi belirdi. Dikkatimi toparlayıp telefona verdim. Sonra 'ee?' dedim doğunun devam etmesi icin. 'Benim o zaman aldığım kitabın son günü bugün. Gelirsin diymi benimle?" dedi. O an icimdeki kuru topraklardaki yeşeren umudu anlatamam. Birden filizlenmisti, neredeyse meyve verecek bir ağaç olacaktı.
O kütüphane. Her şeyin başladığı yer. O'nu gördüğüm yer. Hayallerimin karakteriyle kalben birlestiğim yer. Gözleri gözlerime değmeden sarıldığım yer. Sırf baktığı icin o ders kitabını, tutuyor diye kalemini kıskandığım yer. O icimde yeseren umutla belki yine ordadır demistim. O an o belki beni hayata bağlamıstı. Bu icimdeki heyecanı bastırarak ve karsımda olup gözlerimdeki parıltıyı görmediği icin Allah'a sükrederek cevap verdim. "Olur kanka yarım saate kütüphanenin ordayım bulusuruz" dedim. "Tamam" dedi kapattık.
Telefonu kapar kapamaz evdeki dizisine yetisecek misafirlikteki teyze acelesi ettim. Söylediğimden önce kütüphanenin önündeydim ancak tek giremezdim. Of, nerede kaldın ya Doğu! Gelsene oğlum artık.
Ben icimden evrene onun gelmesini hızlandıracak mesajlar yollarken sonunda Doğukan geldi. Beni süzerek "Oo Ege ne bu yakışıklılık? Burusuk teyzenin teki olmasa o görevliye asılıyorsun derdim" dedi gülerek. Sertce çıkıştım "Ne var benim her zamanki halim" dedim. "Tabi orası öyle de yani kütüphane icin pek ne biliym, neyse girelim hadi" dedi sırıtarak. Nihayet! Bir şey çaktırmamak icin adımlarımı normalde olduğu gibi, hızlanmadan atmaya calısıyordum. Kalbim ya kulaklarımın arasına taşınmıştı ya da nabzım normalden kat be kat hızlı atıyordu. Bu kalp ritmini duymam normal miydi? Doğukana belli etmeden sakinlesmek icin derin derin nefes aldım. Ama bi saniye.. Simdi ne olacaktı? Oradaysa ne diyecektim? Kücükken hangi winxtin mi? En sevdiğin hayvan ne mi? Ayakların kac numara mı?

-Evet arkadaslar, yeni hikayemle karsınızdayım merhaba ^.^.^ Ne yazsam bilemiyorum, ilk hikayem değil fakat bendeki heyecan hala ilk hikayemmis gibi. Umarım beğenir seversiniz ve bunu da bağımlı gibi heyecanın he'si hikayeye girmeden bırakmak zorunda kalmam :/ Bir de bazı sebeplerden dolayı telefondan yazmak zorundayım. Su an okulda olup size zaman ayırmam bir yana,evde de olsam mecburi olarak telefonla yazardım.Yani zor oluyor ama size değer tabi ^^ Vote vermeyi yorum yapmayı ve önermeyi unutmayın, simdilik hoscakalın :****

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 20, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Kitap Rafında AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin