Yine aynı saatte evden çıktım. Kulağımda kulaklık bizimkilerle konuşarak yolda ilerliyorum. Aklıma Ömer denen garip kişilik gelince umarım bugün gelmez dedim içimden. Her zaman beklediği yeri geçtikten sonra onu orada görmediğim için rahatladım. Okulun önüne geldikten sonra telefonun diğer ucunda olan Furkan'la konuşmamı bitirip okula girdim.
Okulun son haftası olduğundan okul, normalde olduğundan daha sessiz ve sakindi. Okulun koridorlarında ilerlerken gözlerim Cansu ve Yavuz'u arıyordu. Gözüme takılan kişiyi görünce irkildim ve telaşa kapıldım. Ömer burada benim okulumda ve henüz yeni göreve başlamış olan Yasemin hocayla gayet samimi ve derin bir sohbete girmişti. Gözleri beni bulunca gülümsedi. O gülümseyince, ben gözlerimi ondan alarak ilk gördüğüm sınıfa daldım.
Ne işi vardı bu adamın burada ? Makine mühendisliği son sınıf öğrencisiyim dememiş miydi ? Burada psikoloji bölümünde ne işi vardı ? Dünkü konuşmadan sonra artık okuluma gelmeye mi karar vermişti? Ne yani o kadar söylediğim söz ters mi tepmişti ?
Hocanın sınıfa bir şeyler anlatmaya başlamasının ardından yanlış sınıfta olduğumu hatırlayarak sınıftan çıktım. Koridorun sonunda merdivenlere doğru yürüyen Ömer'i görünce duraksadım. Hala buradaydı. Biraz sonra yanımdan hiç bir şey demeden ve yüzüme dahi bakmadan uzaklaştığını gördüm. Bende onun ardından bakmayı kesip sınıfıma on beş dakika gecikmeyle girdim. Sınıfa girer girmez delici iki çift gözü yüzümde hissedince, yüzüme sevimli olduğunu umduğum bir gülümseme yerleştirerek Yavuz'un yanındaki sıraya oturdum. Ders nihayet bitince o iki çift delici gözün sahipleri aynı anda bana dönüp
"Nerdesin sen ya ? Kaç kez aradım farkında mısın ? Ayrıca okula girdiğini gördüm ama sonra hooop kayıplardasın"
"Geldim işte ama üstüme gelmeyin" dedim, sınıfa girdiğimde yüzüme yerleştirdiğim gülümsemeden yeniden yerleştirirken.
Yavuz "ben kahvaltı yapmadım bayanlar kafeteryaya iniyorum gelen var mı ?" diye sorunca kendimin de kahvaltı yapmadığımı hatırlayarak ,
"Ismarlayacaksan neden olmasın" dedim.
"Bedava yemek varsa benden varım " dedi Cansu bana bakıp gülümserken göz kırptı. Yavuz ve Cansu'nun maddi durumları gayet yerindeydi ama Cansu bu tip şakalar yapmaya bayılırdı.
Üçümüz birlikte karnımızı doyurduktan sonra derslere dağıldık. Derslerin bitmesinin ardından Cansu "çok işim var ben kaçtım" deyip beni sulu sulu öptükten sonra yanımızdan ayrıldı. Yavuz'un bugün bir dersi daha vardı. Bende ona iyi dersler dileyerek okuldan ayrıldım.
Yavaş yavaş attığım adımlarımı önümde duran bir çift ayak keserken durdum. Kafamı ayakların sahibine doğru kaldırdım. Ömer'i karşımda görünce bu durumdan gerçekten rahatsız olmaya başladığımı tekrar tekrar onayladım.
"Bakıyorum da artık beni gördüğüne şaşırmıyorsun"
"Yüzsüzlüğüne alıştım diyelim"
"Sanırım bende seni görmeye alıştım, bağımlılık yaptın" dedi alaylı bir ses çıkararak. Ardından kısa bir kahkaha attı. O gülerken yüzümün aldığı şekli merak ettim.
"Aşık olmanın ilk aşaması karşındaki kişiyi güzel bulmak mı sence ?"
Diye sorunca yüzümü buruşturdum.
"Bu ne şimdi ? " dedim sorusuna karşılık. Yüzüme uzun uzun baktıktan sonra beni yolun kenarına çekti. Yüzündeki ifadeyi görünce anlatacağı şeyi merak ettim.
"Biliyor musun Selim diye bir kardeşim aşka düşmüştü. Fazla derin aklımın almadığı kadar derin bir aşka düştü. Kimseye söylemedi kızı. Ne ben ne de herhangi birimiz hiç görmedik, hep sakladı. Bilmeyin derdi hep. Sadece "çok güzel bulursun bakmaya doyamazsın" derdi. Aşık olunca öyle olurdu.Insan aşık olduğu kişiyi çok güzel bulurdu, herkesten güzel... Bu onun fikriydi. Sonra bir yaz ortadan kayboldu. Nerede, ne yapıyor diye meraktan öldürmüştü bizi. Sonradan öğrendik ki kızın peşinden Hatay'a gitmiş. Kız bir yaz proğramı için görev alıp Hatay'a gidince, bizimki de peşinden gitmiş. Uzaktan izlemiş kızı, hiç açılmamış kıza, söylememiş sevdiğini, itiraf edememiş. Sonra bir kaza olmuş büyük bir kaza , iki araba nehre yuvarlanmış. Biri Selim'in biri o kızın olduğu araba... Kızı kurtarmış. Ölmeden önce aşkını anlatmış kıza, kız baygın. Duymamış, bilmemiş öyle sanıyoruz. Onu arabadan çıkardıktan sonra ayağı sıkışmış, çıkamamış nehirden. Kızın yanındakilerden biri , genç bir çocuk , yardım etmeye çalışmış, olmamış bizim kahraman ayağı sıkışık bir vaziyette nehirde boğulmuş. Selim'in eşyalarını getirdiklerinde ilk iş defterini okudum. Yazmış ki "aşkı hamletmek zor , hele acemiysen hele senden büyükse aşkın taşıyamazsın, altında kalır, boğulur gidersin belkide " okuyunca yutkundum. İşte o zaman bir nebze anladım aşk denen şeyin büyüklüğünü. Benim canım kardeşimi ne hale getirdiğini görünce ürkütücü geldi bana bu duygu. Ha bide demiş ki , aşık olacaksa insan bu kıza aşık olmalı, boğulacaksa ve ezilecekse illa aşkın altında bu , bu kızın eliyle olmalı " o zaman öyle merak ettim ki kızı, arayıp bulmak istedim. Hatay'a gittim yaklaşık on beş gün sonra. Kimseyi bulamadım. Sonra aramayı bıraktım. İstememişti çünkü, bir kez bile kızdan bahsetmemişti bize. Kendi içinde yalnız yaşadı bu duyguyu. Böylece o aşk denen güçlü his birini aldı benden. "
Sustu, gözlerini bana çevirdi sonra
" eğer ilk aşama güzel bulmaksa karşındakini... çok güzelsin " dedi.
Sadece şaşkın şaşkın baktım yüzüne. Bu adam ne yapıyordu böyle ? Aynı anda beni hem şaşırtmış hem üzmüş hem korkutmuştu. Bu duygu karmaşası içinde ona bakmayı sürdürdüm.
Gözleri dolu dolu anlattı Selim'i . İşte o zaman onu ne kadar sevdiğini ve ona ne kadar bağlı olduğunu kanıtlar gibiydi gözleri. Bazen her ne kadar yansıtmak istemese de içindeki üzüntüyü sesinin titremesi onu ele veriyordu. Şaşkınlıkiçinde ve ağlamaklı bir vaziyette gözümü kırpmadan onu dinledim. Sonra vargücümle koştum uzaklaştım ondan ve kendimi eve attım.
Yatağıma yüzüstü uzanmış, kaç dakikadır bu vaziyette ağladığımı kestiremeden öylece uzanmaya devam ediyordum. Bıçak gibi beynime saplanan düşünceden kurtulamıyordum . Bunu düşünüp Ömer'in anlattığı şeyler kulağımda çınlarken ağlayarak uyuyakaldım. Ömer'den henüz kimseye bahsetmemiş önemli görmemiştim bu olayı. Fakat bugün her şey farklı bir seyir almaya başlamıştı. Tam olarak hiç bir şey hatırlamıyordum fakat en kısa zamanda hatırlayanlara bunu soracaktım.
Selim'in kurtardığı o kız ben miydim ?
Multimediada Selim var :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARAGÖZ
Roman pour AdolescentsHer asla aslında bir evet barındırır.... Asla yapmam dediği şeyleri günü gelince tek tek yapan bir adam... Herşeyim dediği babasını geri kazanmak uğruna evliliği çıkış yolu olarak gören bir genç kız ve onu deliler gibi seven bir adam... Peki ya aşık...