2 gün. Kısacık olsa da Taehyung ve SeokJin için aynı olmamıştı. Nedense o kadar uzun gelmişti ki..
"Bugün günlerden ne Hoseok?"
"Pazar."
"Ah, bu günler niye geçmiyor.."
"Neden ki, bir planın mı var?"
"Hayır. Öylesine söyledim. Sence de çok yavaş geçmedi mi bu 2 gün?"
"Hiç dikkat etmedim. Bir sorunun mu var senin? Sıkıntılı gibisin."
"Bir sorunum yok ama eksik hissediyorum.. "
"Hmmm."
İmalı bir mırıldanmayla ayakta duran arkadaşının yanına geldi Hoseok.
"Sence o eksik ne olabilir Taehyung-ah?"
"Tablo yapmadım desem.. neredeyse 10 tane tablo bitirdim."
"Belki de birisi yüzündendir. "
"Nasıl yani?"
"Yani. Belki de birisini kırmışsındır. Ve özür dileyemediğin için kendini eksik hissediyorsundur?"
Taehyung kimden bahsettiğini anında anlamış yüzü düşmüştü.
"Karşıma çıkmadı ki."
"Neden onun karşına çıkmasını bekliyorsun ki? Sen onun karşısına çıksana."
"Koskoca yerde ne zaman veya nasıl karşısına çıkacağım Hoseok?"
"O bir postacı Taehyung. Unuttun mu?"
"Unutmadım ama ne alakası var?"
"Belki gerçekten ararsak buluruz diye demiştim."
"Her neyse.. Ben kıyıya gideceğim. Havasını almayalı uzun zaman oluyor. Gelecek misin?"
"Gelemeyeceğim sanırım. Sadece uyumak istiyorum."
"Pekala. Çıkıyorum o zaman."
"Çık çık. Koca ev bana kaldı!"
"Evimi yakmamaya çalış."
"Yürü Taehyung."
Kapıdan çıkıp arabasını almadan yürüyerek gitmeye karar vermişti Taehyung. Hava güzel kokuyor ve bunu kaçırmak istemiyordu.
1 saatlik yoldan sonra kıyıya ulaşmış hafif dalgalı denizi seyretmeye koyulmuştu. Yavaş yavaş yürüyerek güzel havanın tadını çıkaracağım derken arkasından seslenen çocukla çevirdi vücudunu.
İşte o an değişti her şey. Gözlerini kapayıp açtığı an bulunduğu yerdeki hava, taş, insanlar, üzerindeki kıyafet. Üniforma?!
'Bu ne?'
'Afedersiniz! Psikolojiniz bozuk mu acaba?'
Sesin geldiği yer bulanıktı. Ama SeokJin'in sesiydi bu. Tanımıştı.
Etrafına şaşkınca bakarken üzerindeki kıyafete takıldı gözleri. Asker üniformasının üzerinde ne işi vardı?'Neler oluyor!?'
Dedikten sonra gözlerini kapayıp açtığı an aynı oldu her şey. Karşısında SeokJin duruyordu. Olduğu yerde kalakaldı Taehyung. Az önce ne olmuştu öyle?
"Merhaba."
"Merhaba.."
"İyi misiniz? Yüzünüz kireç gibi oldu."
"İyiyim. "
"Anladım.. Bu arada eliniz nasıl?"
"Ah, elim iyi durumda. Birkaç yara izi çoktan geçti."