13

684 58 79
                                    

Wonwoo uyandığı zaman yatağın sol tarafı boştu. Wonwoo huzursuzca kıpırdandı. Bedeni sızlıyordu. O kadar yorgundu ki ayağa kalkabileceğinden şüphelendi.

Mingyu'nun nerede başlayıp nerede bitirdiğini bile hatırlamıyordu. Zihni pusluydu. Tek hatırladığı dün ne kadar iyi hissettiğiydi.

Mingyu bütün süre boyunca onu daha iyi hissettirmeye çabaladı. Wonwoo hafifçe güldü.

Yatakta gerindi. Yorganı çıplak vücudundan kaydırdı ve ayağa kalktı. Dün geceki kıyafetleri yerde değildi. Banyoda olmalıydı. Ancak onları giyemezdi.

Wonwoo kapıyı açtı ve Mingyu'ya seslendi. "Hyung?!"

Mingyu mutfaktan onun sesini duyduğunda kafasını kapıya çevirdi.

"Evet, bebeğim?!"

"Hyung geçen seferki kıyafetlerimi yıkadın mı?!"

"Evet, benim kıyafetlerimin üzerinde!"

"Tamaaaam!"

Wonwoo Mingyu'nun dolaplığını açtı. Normalde Mingyu ona kendi kıyafetlerinden veriyordu ancak Wonwoo bundan rahatsız oluyordu çünkü kıyafetler onun rahat edemeyeceği kadar bol oluyordu.

Kıyafetlerinin güzelce yıkandığını farketti. İç çamaşırlarını geçirdi ve kıyafetlerini üzerine giyip mutfaktan gelen güzel kokuları takip etti.

Wonwoo Mingyu'nun yemek pişirdiğini gördüğünde kıkırdadı. Mingyu Wonwoo'nun varlığını hissedince bakışlarını kapıya çevirdi.

Wonwoo'yu gördüğünde bütün rahatsızlık hissi, yorgunluğuyla beraber gitmişti.

"Acıktın mı?"

Wonwoo kafasını salladı.

"Otur," diyerek sandalyeyi işaret etti. "Erişte pişmek üzere." Sonra da Wonwoo'ya baktı. "Tteokboki sever misin?"

Wonwoo tekrar kafasını salladı. Mingyu kıkırdadı. "Güzel."

Mingyu etrafta dolaştı ve yemeği hızlıca hazırladı. Dumanı tüten tavayı ve erişte tencersini masanın ortasına koydu.

İki kase ve çubuk çıkardı. Mingyu onun karşısındaki sandalyeye oturdu ve Wonwoo'ya baktı.

"Dün geceden sonra yorulmuş olmalısın, acıkmışsındır."

Mingyu'nun imalı söylemiyle Wonwoo kızardı ve bakışlarını sırıtan esmer olandan kaçırdı.

Mingyu erişteden büyük bir lokma alırken yavaşça yiyen Wonwoo'ya baktı.

"Gelecek hafta Jaehyun'un partisine gidecek misin?"

Wonwoo ağzındakileri çiğneyip yutarken Mingyu'ya cevap verdi.

"Bilmiyorum."

"Gitme."

Wonwoo afalladı. "Neden?"

"Gitmeni istemiyorum."

Wonwoo iç geçirdi. "Zaten partiye gitmek için bir partnere ihtiyacım var." Sonra kaşları çatıldı. "Hyung sen gidecek misin?"

Mingyu sırıttı. "Tabiki de."

Wonwoo dudaklarını kemirirken gergince hyunguna baktı. "Peki kimi götüreceksin?"

Mingyu'nun dudakları aşağı doğru büküldü. Başından beri aklındaki tek kişi Soohe'ydi. Tabiki de onu götürecekti. Soohe'den başka birini düşünemiyordu.

Mingyu Soohe'yleyken bütün herkes ona saygı duyuyordu. Bütün herkesin gözü Soohe'deyken; Soohe'nin gözü sadece Mingyu'yu görüyordu ve bu da Mingyu'nun imajını yükseltiyordu.

Lean On Me/ Meanie ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin