UBŞ 1. Bölüm ♛ DAHA YENİ BAŞLIYORUZ

40 0 0
                                    


"Şirket içerisindeki davranışlarını hiç hoş bulmuyorum Akın." Babam ve abimin sürekli yaptığı kavgalardan birisi daha başlamış bulunmaktadır sayın seyirciler.

"Baba ben şirkette çalışmak ya da şirketi yönetmek istemiyorum. Üniversiteye başlamadan önce de size tıp okumak istediğimi söylemiştim. Ama siz bana zorla işletme okuttunuz."

Babamın isteği üzerine işletme okuyup doktor olma hayalinden vazgeçen abim, babam onun şirketteki hal ve tavırları hakkında ne zaman konuşsa her zaman yıllar önce ona zorla yaptırdıkları şeyi söyler. O klasik anlardan birini de yaşadık zaten az önce.

Odamın içine kadar dolan abimin sesine daha fazla katlanamayavağımı anlayıp babam ve abimin bulunduğu, babamın çalışma odasına gittim.

"Ben size yıllar önce de söy-" babamın çalışma odasının kapısını tıklatmam ile birlikte abimin lafını yarıda bölmesine sebep oldum.

"Gel." Babamın soğuk sesini duymamla birlikte yüzüme bir tebessüm yerleştirip odaya girdim.

"Biricik kızın Alya geldiğine göre ben artık gideyim." Abimin sitem dolu lafına karşı "Abi yapma böyle." Diyebildim.

"Ne yapıyorum Alya? Sen onun biricik kızısın. Benden çok sana değer veriyor. Sana istediğin bölümü seçme hakkı verildi ve sende tıpı istedin fakat ben tıp okumak istediğim zaman 'Hayır Akın, işletme okuyacaksın.' Dendi bunu sende biliyorsun."

Abimin bu dediği üzerine sustum. Çünkü diyecek bir şeyim yoktu. Ona hak veriyordum. Ben tıp okuyacağımda, bana karışılmadı ama abime işletme okuyup şirketin başına geçmesi gerektiği söylenip istediği üniversiteye gitmesi engellenmişti.

FLASHBACK (AKIN'IN AĞZINDAN)

Bugün üniversite sınavlarının sonuçları açıklanacaktı. Her ne kadar zeki bir öğrenci olsamda -tabi ki de egolu değilim mal misan gardaş- bu sınava girmemiz şarttı. Tıp okuma isteğimi herkes biliyordu fakat babamın bu olaya pek sıcak bakmadığını biliyordum. Ama asıl hayat hayalleri gerçeklerştirmeye çalışmak demek değil midir?

Televizyon'da duyduğum ses ile başımı televizyona çevirdim.

"Evet sayın seyirciler 3.5 milyon öğrencinin giridiği, üniversite sınavının sonuçları bugün 15:35'de Milli Eğitim Bakanlığının resmi web sitesinde yayınlanacağı duyruldu."

Haber spikerinin söylediklerini taklit edip,
"İvit siyin siyircilir 3.5 milyin iğrincinin girdiği, inivirsiti sinivinin siniçliri bigin içiklinicik. Bunu bilmeyen öğrencimi var Allahsen, herkes sınava girmeden önce bile biliyordu." Diye kendi kendime konuştuğumda alt kattan sesler geliyordu, sanırım Alya'nın sesiydi.

"Aböööööööğ, sınav sonuçları açıklanacahhhmış saat 15:35'de."

"Biliyorum Alya ve hayvan gibi böğürmeyi kes."

"Tamam be sana da yaranılmıyor öküz."

"Alya oraya gelirsem o sesini sikerim, adam akıllı konuş."

Bu söylediğim üzerine ses gelmeyince başımı saate çevirdim saat 15:25'di yani sınav sonuçlarının açıklanmasına 10 dakika vardı.

İçimde birazda olsa heyecan vardı, tıpın puanı çok düşük değildi çünkü. Her ne kadar çalışkan bir öğrenci de olsam bu sınavdan yüksek alamama korkusu içimi yiyiyordu. Sonuçta 'İçim içimi yiye yiye büyür.'

10 DAKİKA SONRA

MEB'in sitesinde bir yavaşlama olduğunu kimse inkar edemezdi. 3.5 milyon öğrencinin bir anda girdiğini düşünürsek sistemin çökmesi gerekirdi hatta.

Sistemin sayfası açıldığında boşluklara yazmam gereken şeyleri yazıp tekrar 'giriş' tuşuna tıkladım.

Sonuçlara bakarken kalbim yerinden çıkacak gibiydi.

"Bence kazanamadın ağabey."

"Alya, anneciğim abin kazanacak ven ona güveniyorum." Bu destek annemden gelmişti.

Sayfayı aşağı indirdiğimde sonuçlarla yüzleşmiş bulunmaktaydım.

"Hazır mısınız? Söylüyorum."

"Evet anneciğim. Bekliyoruz."

"Türkçe 40 sorudan 3 yanlış, matematik 40 sorudan 5 yanlış ve diğer tüm derslerin soruları hatasız."

"Yani bu durumda tıpı kazanabiliyorsun." Annem moda tasarım okumasına rağmen diğer işlerin nelerden ve nasıl oluştuğuna dair her zaman bir bilgisi olurdu.

"Ağabey gel bir sarılayım."

"Gel buraya bücür, bende sarılacağım sana." Deyip Alya ile sarıldık. Alya'nın yaşı 14 olmasına rağmen bazen yaşından olgun, bazen ise küçük bir çocuk gibi davranıyordu. Onu anlamak çok zordu.

AKŞAM OLUR

"Sınav sonuçları nasıl Akın?" Babam sadece prensip gereği sorduğu soruyu bile hiç içtenlikle sormuyordu.

"Türkçeden 3 yanlışı, matematikten 5 yanlışı var Mehmetcim." Annem sıcak kanlı sesiyle bunları söylediğinde babamın yüzünde ki ifade değişmişti.

"Yanlış sayın her ne kadar az olsa da, işletme okuyacaksın..!"

Babamın dediği şeyi idrak edememiştim. Bana tıpı kazanırsan tıp okuyacaksın demişti.

Oturduğum sandalyeyi geriye itip kalktım.

"Bana istediğim bölümü okuyacağıma izin vermiştin.!"

"Söz vermiş olabilirim, şunu unutma insanlar verdikleri her sözü yerine getirmezler."

Bu da ne demek oluyordu? Bana istemediğim bir bölümü nasıl okutmayı düşünüyordu?

"Bunu yapmayacağımı biliyorsun baba. B-bu çok saçma."

"Sana işletme okuyacaksın dedim değil mi Akın!?"

"Bende bunun çok saçma olduğunu söyledim değil mi baba!?"

Hışım ile odama yöneldim.
ŞİMDİ Kİ ZAMAN

Her zaman abime hak veriyorum ve onun arkasında durmaya da devam edeceğim.

"Pekala haklısın. Senin hayallerini ben yaşıyorum ama şunu unutma bunun böyle olmasını hiçbir zaman istemezdim." Dediğimde "Beni anladığına sevindim." Deyip kapıdan çıktı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 01, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ufacık Bir ŞansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin