sabahın erken saatlerinde alarm çaldı. uykulu gözlerle alarmın yerini bulmaya çalışan Donold saati yere düşürdü. saatin sesi artık çıkmıyordu onun yerini sokağın uyanmış sesi Donald'ı çağırıyordu. yüzü koyun uzandı Donald. düşünmeye başladı, eski hayatına dönse bu kokuşmuş apartmana, sokakta birikmiş çöplerin kokusuna yada ahlaktan bir haber yaşayan insanlarla her gün göz göze gelmekten kurtula bilirdi ama o eski kurallardan kurtulduğu içinde mutluydu. Tam bunları düşünürken yine üst kattan sesler gelmeye başlamıştı. Üst kattaki sorunlu ebeveynler gene kavga ediyor, çocuklarıysa sokakta top oynuyordu. Böylesi daha iyi dedi. Donold en azından bunlara şahit olmamasını diliyordu içinden. Kalkıp kahvesini öğütmeye başladı eski alışkanlıkları bu sokaklar için fazla lüks kalsada kendini şımartmaya çalışıyordu. Kahvaltı çok sadeydi bir bardak sütlü kahve, baget ekmek, reçel ve peynir ama bu ona çok tarifsiz bir duygu veriyordu belki eskisi gibi dolu dolu maslarda bulunmasada genede ruhsuz insanlarla oturmaktan iyiydi. Tam kahvaltıya başlayacaktı ki bir anda eski, küflenmeye yüz çalmış kapısına üç el tıklatıldı. kalkıp kapı eliğinden baktı. Kimseler gözükmüyordu, Geri masaya döndü gene haylaz mahalle çocukları olduğunu düşündü ama tam sandalyesini çektiğinde tekrardan kapı vuruldu, gene kapı deliğinden baktı, yine kimseler yoktu ama bu sefer kapıyı açtı .göz hizasında kimseleri göremeyince yere doğru baktı bir kız çocuğu vardı. Elinde bir mektup tütülü bir elbise elma gibi al al yanaklar ve tatlı gözlerle bana baktı. Tam ona kim olduğunu soracakken söze girdi; özür dilerim beyefendi dedi ve ağlamaya başladı. Çocuğu böyle gören Donold sakince kafasını okşayarak onu sakinleştirmeye çalıştı. ve ona ismini sordu. Çocuk hıçkırıklarının arasından karen ismi duyuldu. Donold karen'a bakarak karen neden özür diledin benden bakayım dedi. Karen annesinin beklemesi gerektiğini babasının onu gelip alacağını dile getirdi. Donold isterse benimle bekleye bilirsin baban gelirse de gidersin yoksa anneni buluruz dedi. Çocuk gözlerini sildi Donald'a baktı. Onu o kadar yakışıklı bulmuştu ki büyülenmişti adeta utanarak kabul etti. Eve girdiler kurulu masayı gören karen'ın karnı guruldamıştı. Donold gülümseyerek masaya oturmasını istedi keran'a bir sandalye çekti. Ona meyve suyu verdi. Donold karen'a kaç yaşında olduğunu sordu. Karen 6 yaşındaydı. Babasının adını ve ne iş yaptığını sorunca bir cevap gelmedi. Karen onu tanımadığını annesinin bu gün ilk kez onu görmeye getirip bıraktığını ve bir süre beklerse babasının onu alacağını söyledi. Bunu duyunca tedirgin olan Donold, karen'ın mektubuna dikkat kesildi. Karenden mektuba bakıp bakamayacağını öğrenmek istedi. Karensa ona bunu okuta bileceğini ama annesini yalnızca babasına vermesi gerektiği için veremeyeceğini dile getirdi. Onu anlayışla karşılayan Donold kahvaltıya devam etti. Kahvaltıda bir kaç soru daha sordu ve onunla akşama kadar bekleyeceğini söyledi. Kahvaltıdan sonra zaman bir türlü geçmiyordu. işten izin alan Donold karen'a gelmek isteyip istemediğini sordu. Karende sıkılmış olmalı ki kabul etti. beraber çarşıya gidip alış veriş yapmaya başladılar. Karen pamuk şeker satan bir adam gördü ve gözlerini ondan alamadı. Bunu gören Donold ona bir tane almak isteyip istemediğini sordu. Karensa gerek olmadığını söyledi, ama gözler öyle demiyordu. Donold koşar adım gidip bir tane aldı. karen 'a uzatıp gülümsedi. Bunu gören karen'ın gözleri doldu. Donold yanlış bir şey yapıp yapmadığını sordu. Karen yanlış yapmadığını sadece daha önce hiç şeker yiyecek durumlarının olmadığını söyledi. Donold karen'ın gözlerindeki yaşı sildi, üzülmemesi gerektiğini ve babası geldikten sonra belkide sürekli yiyebileceğini söyledi. Karen neşelenerek şekeri yemeğe başladı. Donoldunda elini sıkı sıkı tutuyordu. Donald'sa en son ne zaman çarşıda bu kadar gülerek gezdiğini hatırlamaya çalıştı ama daha önce hiç böyle hissetmemişti. Zaman o kadar çabuk geçmişti ki akşam olmuştu. Eve döndüler akşam yemeği yiyip oturma odasında beklemeye başladılar. Sıkıldılar ve Donold kitap sevip sevmediğini sordu karen'a. Karensa ona çok sevdiğini ama sadece dört tane kitabı olduğunu söyledi. Donold ona takip et dercesine bir bakış attı ve odaya gitti. Takip eden Karen odaya girince gözlerine inanamadı. Her yer rengarenk kitaplarla doluydu. Kitaplara o kadar daldı ki Donald'ın dediklerini duymuyordu. Sonunda karen'ı yavaşça dürttü ve Karen istersen bir tane seçebileceğini ona babasını beklerken okuyabileceğini söyledi. Karen aralarından en renkli olan kitabı seçti ve Donald'a uzattı. Donold kitabı alıp odaya geçti. Karen dizinin dibine oturup dinlemeye başladı. Masalı anlatmaya başladı. Kitap ortalarına gelmeden Karen uyuya kaldı ama Donold hikaye bitene kadar istifini bozmadan anlattı. Hikâye bitince karen'ı yatağa götürüp yatırdı, üzerine yorganı örtüp odaya geri döndü. Yerdeki zarf dikkatini tekrardan cezbetti. Zarfı aldı biraz git gel yapsada açmaya karar verdi. zarfın damgasını kaldırdı ve okumaya başladı;.....
her gün yeni bölüm gelecek ilgi gösterip okuyan herkese teşekkürler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karen & Donold Mills
Teen FictionKapının önünde büyük bir sürpriz, değişen bir yaşam, küçük bir kız, genç bir baba ve yeni bir başlangıç.