Angry Cat

2

Ehehehehe bölümleri uzatmaya çalışacağım

Nasıl anam sevdiniz mi xjdnxkdkxjdj

Hadi başlayalımm

Jungkook'tan

Tanrı aşkına sikeceğim artık dağı taşı! Taehyung yine gelmiş boncuk gözlerle bana bakarak burnunu çeke çeke ağlıyordu ama sebebini hiç söylemiyordu. Bir haftadır buradaydı, artık ilk baştaki kadar asabi olmasa da anı anını tutmuyor ve mırlayarak ya da tıslayarak saldırıyordu durduk yere. Sonuç olarak alışmıştım, şimdiyse biraz sonra ufak çaplı bir toplantı yapacaktım ama hala ağlıyordu.

"Taehyung ağlama artık"

"Ağlamıyorum ben! Y-yağmur damlaları akıyor sadece hıh!"

"Tamam akıtma yağmur damlalarını artık hadi, bak gözlerin kızardı"

"Taehyung sıcak istiyor!"

Kendinden bu şekilde konuşarak bahsetmesine de alışmıştım, çok ağladıktan sonra yapıyordu ya da birşey istediğinde.

"Sıcak?"

Mırlayarak koluma kafasını sürtüp burnunu çekti. Parlayan gözlerle bana bakarken büyülenmiş gibi ağzım açık bakıyordum ona, siktir gerçekten çok tatlı ama ben normalde tatlı şeyler sevmezdim bile.

"Hmhm lütfen, mrrr~ istiyorum sıcak!"

Sıcak? Üşüyor mu acaba?

"Sıcak ne anlamadım?"

Kızaran yanaklarını ovarak bana baktı yorgun bakışlarla, bebek gibiydi gerçekten ama sorun değildi bütün bunları göze alarak almıştım onu.

"Sıcak burası! Lütfen kocaman Koo istiyorum lütfen lütfen mrr~"

Kucağımı işaret edip yanağını koluma sürtüp dururken gülerek aldım. Hemen kendini rahatça kucağıma bırakarak kıkırdadı, anladım ki Taehyung gerçekten de sevimli bir tehlikesi olan birisiydi. Mesela gözlerini doldurup yüzüme baktığında ne istiyorsa yapasım geliyordu istemsizce. Normalde olmazdı bu, konu bu minik afacan kedi olduğunda bütün denge bozuluyordu.

"Miyavv~"

"Uslu dur ufaklık"

"M-Miyavv!  Ufaklık değilim ben!"

Evet teknik olarak aklı başında 23 yaşında birisin ama bana göre hala ufaklıksın işte...

"Tamam değil-ahh tanrım ne yapıyorsun?"

Aniden elimi ısırarak dişlerini yaladığında gözlerimi devirdim.

"Miyav! Çirkin kadın bana çirkin dedi?"

"Ne dedi?"

"Ucube dedi! Ucubeler çirkin olur!"

Sinirle kabaran kuyruğunu dikerek aksine gözlerini doldurup titreyen sesiyle konuştuğunda masumluğu yüzünden sinirim daha da artarken bağırdım.

"Rebecca!"

"Buyrun efendim?"

"Sen Tae'ye ne hakla salak salak konuşursun? Kim olduğunu sanıyorsun ha?"

"Ama efendim ben-"

"Birdaha ona saygısız bir harekette bulunursan seni bu evden siktir ederim ve birdaha asla iş bulamamanı sağlarım!"

Özür dileyerek gittiğinde Tae kıkırdayarak kıpırdadı ve mutlulukla mırlamaya başladı.

"Hadi odana git artık, işlerim va-"