hayal kırıklığının döngüsü

660 103 32
                                    

Incubus - Love Hurts

Tamda tahmin ettiğim gibiydi.

Haru'nun evi, Soobin'in evi.

Birlikte yaşıyorlardı. Haru'nun daima ev arkadaşım diye geçiştirip kim olduğunu söylemediği kişi Soobin'di. Eski sevgilisi. Ölümüne kadar ikisininde her günü burada geçmişti. Her geceyi birlikte bitirmişler her sabaha da birlikte başlamışlardı. Kalbim sıkıştı. Düşündükçe daha kötü oldum. Birbirlerine değen bedenleri, fısıldaşmalarını, evin her köşesinde anılara sahip olmalarını düşündüm.

Soobin hala burada, birlikte geçirdikleri eski vakitlerle yaşıyordu. Hâlâ aynı yatakta yatıyordu. Yatakları ayrı olsa bile birbirlerinin yataklarında ne kadar az yatmış olabilirlerdi ki? Haru mu onunkinde yatıyordu yoksa Soobin mi?

Kalbimi böylesine sıkıştırıp nefes almamı zorlaştıracak düşüncelerim artık Soobin içindi, bunu biliyordum.

"Hâlâ duruyor." Haru'nun odasının kapısından içeriye bakarken arkamda bile olduğunu fark etmediğim Soobin eliyle kapıyı iyice geriye ittirdi.

Kafasını salladı. "Burasıyla ilgilenemeyecek kadar yoğundum." Yanımdan geçip odaya girdi ve bana döndü. Eliyle kalbini gösterip, "Çünkü burasıyla ilgileniyordum." dedi. Gözlerimi kaçırdım. Yerimde kıpırdandım. Yanaklarımın kızardığını hissettim.

"Gezmek istiyorum." Bakışlarım istekli, Soobin kenara çekildi ve bana yolu açtı.

Haru'nun odası. İçinde anılarımızın olduğu oda. Yatağı. Kokusunu tekrar hissetmek istedim. Yastığını koklamak istedim.

Elim istemsizce masanın üzerindeki fotoğrafa gitti. Annesi, babası ve kendisi.

"Ciddi miydin?" Bir anda sordum.

Soobin birkaç adımda yanıma geldi. "Neyde ciddi miydim?"

Omzumun üzerinden ona baktım. Hemen yanımda duruyor, her sorumu cevaplamaya hazır bir şekilde.

"Haru senden nefret ediyordu, sırf sen dokunma diye saçlarına dokunulmasından nefret ettiğini söylüyordu derken ciddi miydin?"

Yüzü asıldı. "Üzgünüm, ileri gittim. Kalbini kırdım biliyorum ama gerçekleri söylemem lazımdı."

Usulca başımı salladım. "Ciddiydin yani."

"Yeonjun, hepsini sinirle söyledim evet ama inkar da edemem. Tekrar söylüyorum kalbini kırdığım özür dilerim ama gerçekler bunlar."

Kendimi sıktım. Ağlamamak için gözlerimi tuttum. Artık Haru'ya karşı bir şeyler hissetmesem bile bunlar hala canımı yakıyordu.

Fotoğrafı tekrar eski yerine bırakıp yatağına doğru ilerledim. Buram buram Haru kokan yatak. O gideli neredeyse 3 ay olacaktı ve oda hala onun kokusuyla doluydu.

Daha fazla içimde tutamayarak titreyen sesimle "Onu özlüyorum." dedim. Gözlerim Soobin'i buldu. "Biliyorum aptalın tekiyim, benden nefret eden birisini özlüyorum ama aksini de yapamıyorum Soobin. Aşamıyorum. Bana veda etmeden gitmesini kaldıramıyorum. Geçmişi, bize anlatmadıkları, sen, ailesi...kim bilir kendi içinde neler yaşadı ama hep susuyordu-"

Kolumdan tutup beni arkasından çekti. "Hadi, çıkıyoruz buradan. Buraya bunun için gelmedin herhalde."

Yanaklarım ıslandı, her zamanki gibi. Anılarımızı, birlikte geçirdiğimiz tüm vakitleri özlüyordum. Benden nefret etse bile.

Beni odadan çıkartıp arkamızdan kapıyı kapattı. Kilitledi ve kilidi cebine attı.

Yüzündeki kızgın ifadeden bana sinirlendiği açıkça belliydi. Artık ondan bahsetmemi istemiyordu ve ben onun evine gelip ona Haru diye ağlıyordum. Haklıydı kızmakta.

ayaktakımı | yeonbinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin