14

81 4 0
                                    

Kaç gün oldu?
Kaç hafta?

Zaman bir yerde anlamını yitirdi. Göğsüme yaşlandığı başını okşadım. Belimi sıkıca sarıyordu. Sanki bir yere kaçacakmışım gibi... Sanki kaçmam mümkünmüş gibi...

Yemek yemiyorduk ama açıkmıyorduk da... Ve Natsu... Natsu gibi değil.

Sözlerim çok saçma biliyorum. Ama Natsu'yu özlüyorum. Onunla konuşmayı özlüyorum. Biz sadece sevişiyoruz. Bundan keyif almıyor değilim. Ama diyorum ya işte Natsu'yu özlüyorum. Bir ağıla kapatılmış damızlıklar gibiyiz. Bizden beklenen bu. Çiftleşmek...

Pembe saçları hareketlendi. Gözlerini dahi açmadan dudakları dudakları dudaklarımı buldu. Dudaklarımız ayrıldığında başını boyunma gömdü.

"Lucy"diye fısıldadı, derin bir nefes alırken.

Her öpücük, her fısıltı, her bir dokunuş kutsal. Bir ibadet gibi... Ve bizler aklını yitirmiş müritler gibiyiz.

Dudakları göğsümün arasından karnıma oradan bacak arama ulaştı. Tek bir dokunuşu aklımı kaybetmeme yeterdi. O ise ısrarla öptü.

Doğruldu. Yeniden dudaklarıma ulaştı. Kendini bana bastırdı. Yeniden içimdeydi.

Bu sefer farklıydı... Kaç çığlık attım? Kaç kez adını haykırdım? Ve kaç defa içime boşaldı? Bilmiyorum... hatırlamıyorum...

Sonrası yeniden derin bir uyku...

Gray

"Üç ay! Tam üç aydır yoklar Erza!" dedim elimdeki kağıtları önüne atarken. "Yedi farklı şehire gittim. Onları gördüğünü iddia edenler vardi. Hepsi boş çıktı."

Erza önüne attığım haritalarda, yalnızca benim anlayabileceğim karalamalarda göz gezdirdi. Sakince çayından içti. Ölü gözlerle bana baktı.

"Yani?"

"Erza eğer gerçekten kendileri gitmiş olsaydı bir şekilde birileri görmez miydi? Bu şehirde bu ülkede olmak zorunda değil. Bir şekilde haber almaz miydik?"

"Natsunun gittiği koskoca bir yıl boyunca ondan küçücük bir haber aldın mı Gray?"

"Hayır"

"Yalnızca sen değil Lucy bile ondan bir haber alamadi. Nerede olduğunu bulamadı ki kabul et o bu işte senden çok daha iyi. Natsu'yu bulamadınız cünkü o saklanmak istediğinde saklanır. Bulamazsınız. Şimdi de saklanmak istiyor."

"Erza nasıl bu kadar sakin olabiliyorsun? Aklımı kaçıracağım."

"Natsu'yu kimse zaptedemez Gray. Hele lucy tehlikedeyse... Başlarına bir şey gelmedi sadece gittiler."

Lucy

Aynı yatak aynı oda... Aklımı kaçırmış olsaydım yalnızca bir an önce burada olduğumu düşünürdüm ve buna inanırdım sanırım. Ama hayır saatler sonrasındayım. Biliyorum.

İstemsizce kıpırdanmış olmalıyım. Natsu belimi daha da sıkı sardı. Yatakta dönüp beni üzerine aldı. Göğsünde uzandım.

Gözlerimi kapattım. Uyanmama sebep sesi aradım bir süre.

"Lucy, beni duyuyor musun?"

Loki...

"Duyuyorum" dedim içimden.

"Bunu söylemek zor." Dedi bir süre bekledi. "Zamanı geldi. Natsu'yu uyandır."

"Anlamadım"

"Hamilesin Lucy."

Ses kafamın içinde yankılandı. Hamileyim. Bizim bir bebeğimiz olacak.

"Natsu" dedim heyecanımı gizlemeye çalışarak"natsu uyan"

Gözlerini hafifçe araladı. Mutluydum. Çok mutluydum. Dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Gülümsedi.

Saçlarımı boynumdan uzaklaştırıp, çıplak tenimde dudaklarını gezdirdi.

"Beni dinle" dedim. Kurtulmaya çabalayarak. Tabii ki izin vermeyecekti.

"Zamanı geldi Natsu" durdu. Üzerimden kalkıp beni kucağına aldı.

"Neyin zamanı geldi?" dedi gizleyemediği heyecan dolu bir sesle. Sorarcasina elini karnıma koydu. Başparmağı ile oksarken yüzüme baktı. Başımı salladım. Keşke çığlık çığlığa bizim bir bebeğimiz olacak diyebilseydim.

"Acele etmemiz gerek" diyebildim sadece. Ellerim yüzüne dokundu. Avuç içlerimden öptü.

Dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Kollarımi boynuna doladi. Kendimi tekrarladım. "Acele etmemiz gerek Natsu." Sanki beni duymuyordu.

Boyunumu öptü. Elleri kalçamı sıkıca kavradı. Öpücükleri göğsümdeydi. Sol göğsümü dişleri arasına aldı.

Dokunuş, öpüşü... Ona nasıl karşı koyabilirim ki?

"Gitmemiz gerek Natsu" dedim fısıldayarak bizi kurtarması gerek.

"Sadece bir defa... Sadece bir defacık..." dedi o boğuk sesiyle. Sonra beni kalcamdan tutup kaldırdı. İçimdeydi. Ve ben onu durduramazdım. Yalnızca bir defa daha... Sadece bir defa daha...  Son bir kez daha içimdeydi...

Bu son defalar uzadı gitti. Ne o durabilirdi ne de ben...

Ve sonrası yeniden derin bir uyku... Bu son defalar en büyük pişmanlığım olmamalıydı.

Yara (Nalu Smut)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin