Yunan mitolojisinde "Zeus'un laneti" diye bir inanış vardır. Bu inanışa göre Zeus insanları yaratırken dört kollu, dört bacaklı, bir kafa da iki ayrı yüz ve sırtları yapışık şekilde yaratmış. Yani her insan çift olarak yaşar şekildeymiş. İnsanlar çok mutluymuş, keyiflerine düşkünlermiş, güzel bir hayat sürüyorlarmış ama tek kusurları Zeus'a şükretmeyi unutur hale gelmeleriymiş. Zeus, kendisini unutur hale gelen halkına yakışır bir şekilde ceza vermek istemiş. Bakanların gözünü kör edecek kadar parlaklıkta ki kılıcıyla insanları ortadan ikiye ayırmış. Artık her insandan iki tane varmış. Yani Zeus insanları diğer parçalarından ayrı yaşamakla lanetlemiş ve ömür boyu insanların diğer eşlerini aramalarıyla cezalandırmış.
Bana gelecek olursak benim ismim Bade. Bende bugün bu günlüğe başlamamdan da anlaşılacağı üzere size diğer yarımı arayışımı anlatacağım. Tabi herkes gibi benimde yanılgılarım olabiliyor. Buna en iyi örnek ilk ve hayatımın aşkı sandığım bir adamla yaşadığım ilişkiydi. İsterseniz gelin size anlatayım.
İki Ay Önce
Trenim saat 15:00' daydı. Ailemle vedalaşıp son anda trene yetiştim. Telefondan biletime baktım. Sekizinci vagondaydı. Sekizinci vagona doğru ilerledim ve bindim. Koltuğuma baktığımda 12 C 'ydi. Valizimi sürükleyerek koltuğumu aramaya başladım. Koltuk numaralarına bakarak ilerledim. Evet sonunda bulmuştum. Valizimi yukarıdaki rafa koyup yerime oturdum. Çok heyecanlıydım. Daha eve gidip sevgilimin doğum günü için hazırlıklar yapacaktım. Not defterimi çıkardım ve yapacaklar listemi incelemeye koyuldum. İlk başta eve gidip valizimi koymam gerekiyordu. O iş arkadaşlarıyla doğum günü yemeği yiyeceği için eve geç gelecekti. Bende o sıra balonları şişirip güzel bir aperatif hazırlayıp pasta geldiğinde de pastayı hazırlayacaktım. Pastasına çoktan karar vermiştim. İkimizin sevdiği gibi meyveli olacaktı. Üstünde de ilk resmimiz.
Genç adam:
-Pardon?
Ben ortamı hazırlarken pastayı da getirseler. Buzdolabına koysam bir şey olmaz herhalde.
Genç adam:
-Hanımefendi!
Omzuma birisinin dokunmasıyla ürperdim. Başımı kaldırdığımda ise bir adam duruyordu.
Bade:
-Buyurun?
Genç adam:
-Benim yerime oturmuşsunuz.
Bade:
-Olamaz, biletime baktığımda burası yazıyordu. İsterseniz biletinize tekrar bakın.
Genç adam:
-Evet bakıyorum ama 11 C yazıyor.
Bade:
-Benimde 12 C.
Genç adam:
-O zaman sizin bir ön oluyor. Burası 11 C.
Yukarımda ki numaralarıma baktığımda 12 C biraz daha ön tarafta gözüküyordu. Yani yanlış yere oturmuş olabilirdim. Ayağa kalktım. Adamı biraz geriye doğru elimle çektim. Adam sırıttı. Göz ucuyla tek tek numaraları koltuklarla eşleştirdim. En sonunda ise buraya 11 C düşüyordu.
Genç adam:
-Sanırım pek insanlara güvenen birisi değilsiniz.
Bade:
-Sadece kendime daha çok güveniyorum diyelim.
Tek kaşını kaldırarak dudaklarını büzdü. Ona karşılık bende ukala bir tavır takınıp ön koltuğa geçtim. İnsanlar hakkında önceden peşin hüküm verenleri sevmezdim. Bunu da özellikle dışa vuranları. Ben öyle miydim? Herkes gibi tabi benimde insanlar hakkında ön yargılarım oluyordu ama onun gibi dışa vurup insanları yargılamıyordum. Derin bir nefes aldım. Böyle küçük bir laftan sinirim bozulmamalıydı. Gerçi beni geren bu laf değil doğum günü sürpriziydi. Üç yıldır beraber olsak da hala sevgilime sürpriz yaparken geriliyordum. Duygularını çok dışa vurmuyordu. Beğendi mi beğenmedi mi anlayamıyordum. Daha çok memnuniyetsiz bir tavır takınıp teşekkür ediyordu. Ya ben ince düşünceliydim ya da o gerçekten beğenmiyordu. Ama bu sefer beğenmemesine imkan tanımayacaktım. İstediği gibi kalabalık değil, çok abartılmamış ama gayet hoş bir sürprizdi. İlişkimizi anlatacak olursam üç yıldır beraberdik. Son bir yıldır aynı evde yaşıyorduk. Sevgilim adı Furkan'dı. Her ilişkide olacağı gibi son zamanlarda monotonlaşmıştı ama bundan memnuniyetsiz değildim. Aşk, ilk günkü tutkular, şehvet yerine sevgi ve bağlılık almıştı. Arada ailemi ziyarete gidiyordum. Onun doğum günü zamanı yalnız kalmasını istemiyordum ama annem çok ısrar ettiği için bu seferlik erken ziyaretlerine gittim. Tabi sevgilimin doğum gününe geri gelmek şartıyla. Fakat bunu sevgilim bilmiyordu. Doğum gününü haftaya kutlayacağımı sanıyordu. Erken dönmem onun için de ayrı bir sürpriz olacaktı. Başıma bir ağrı girmişti. Biraz rahatlamak için kestirsem iyi olacaktı. Gözlerimi kapattım. Uykuya kendimi bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buluşma Günlüğüm
RomantikDikkat! Bir aşk hikayesi değildir. Bir kızın aşk hikayesidir.