⚜ 23. Bölüm ► Öz Saygı

188 3 0
                                    

Naber, iyisinizdir umarım.

Uzatmıyorum, iyi okumalar.

Vote ve Yorum az olsa da okuyan eski okuyucular için devam edelim... 

Şarkı : Halsey -  The Tradition

Salı günü , akşam 8 de görüşmek üzere

━━━━━━・❪ ❁ ❫ ・━━━━━━

'' Annem kafamı kırcak. '' dedim vanilyalı dondurmamın akan yerlerini yalarken. Klaus boynumdaki kolunu sıkarak beni kendine çekip başımın üstüne öpücük koydu.

"Bir şey olmaz bebeğim. Arkadaşlarının yanına gittiğini söyledin " dediği de gülümsedim.

"Yalanlarım bir gün ayağıma dolanacak " dediğimde gülümseyip yine saçımdan öptü . 

"1 Haftadır buradayız güzelim bir şey olmadı sakin ol . " elindeki biletleri gösterdi "elindekini bitir hadi içeri girelim ." dediğinde dondurmama baktım . 

" Bu bitmez atayım" dediğim ve etrafımda çöp kovası arayıp bulduğum gibi attım . Prag'ı gezdikten sonra adamı hala yakalayamadıkları için tatilimiz 1 hafta daha uzamıştı . Şu an Fransa da ve Louvre müzesinin girişindeydik . Her zaman gelmek istediğim yerdeydik ve bu anı Niklaus ile yaşamak güzeldi ama içimde geçmek bilmeyen bir sıkıntı vardı . Niklaus'un aile işleri tehlikeli değildi ama dediğine göre bazen böyle şeyler oluyormuş . Biz bunu hep yaşayacak mıydık ? Kafam çok karışıktı ama şu an anı yaşamaya çalışıyordum . 

" Haydi o zaman " dediğinde bana uzattığı eli tutup müzeye doğru ilerledik. 

•┈••✦ 2 gün sonra ✦••┈┈┈•

" Güzelim abartmana gerek yok gerçekten de " dediğinde yerimize otururken ona ters ters baktım. Karşıma değil de yanıma oturması bile sinirimi geçirmemişti . 

"Yemeğe gidiceğiz dedin bu kadar lüx bir yere geleceğimizi söylemedin Nik" dediğimde sinirliydim . Üzerimde düz siyah bir elbise vardı ve içeri girerken saçma sapan bakışlara maruz kalmıştım .

" Gayet şıksın yavrum sakin ol ." dediğinde görevli elinde menüler ile gelmişti . Menüleri alıp teşekkür  edip menüleri açtığımızda sevinmiştim . Fransızcanın yanında İngilizceleri de yazıyordu . Her şey bir şey sosluydu ve ben gene anlamıyordum . 

" Yardım edeyim mi ? " diye sorunca sevinmişti . Kafamı sallayınca gülümseyerek bana doğru eğildi . " Ne yemek istiyorsun . "

" Bilmiyorum ama dün de makarna yedik, makarna istemiyorum ." dedim

" Tütsülenmiş , mantarlı et alalım mı ?" dedi

" Olur ama sen başka bir şey al ona da bakarım " diyerek gülümsedim . Gülümseyerek kafasını salladı . Siparişlerimizi verdikten sonra  birer kadeh şaraplarımız gelince gülümsedim Fransa ile ilgili en sevdiğim şarapları olmuştu .

" Yarın dönüyoruz , son günümüz böyle geçmesin güzelim . Gülümse bakiyim " dediğinde gözlerimi kısıp ona baktım kafasını eğip tatlı tatlı bakınca içimdeki gülümsemeyi yüzüme yansıttım . 

" İyi iyi tamam , annem sıkıntı çıkarmaya başlamıştı zaten . " dediğimde 

" Bir şey buluruz canın sıkılmasın ." dediğinde derin bir nefes alıp kadehimden bir yudum almıştım . Beni ne bekliyor bilmiyorum ama içimde kötü his vardı , şu anki zamanımızı bozmasın diye de rol yapmak çok zor geliyordu . 

The Rule ♱Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin