Sevdiklerime bağlı bir hayat yaşıyordum. Onlara değer verirdim. Doğum günlerini kaçırmazdım. Gwacheon'da yaşayan ailemi arada ziyaret eder sık sık arardım. Sevdiğim insanların iyi olduğunu bilmek beni mutlu ederdi. Aynısını yaşıyor muyum bilmiyorum ama değer verdiğim insanlara karşı sevgim bitmezdi. Jungkook gibi iyi bir arkadaşımda vardı. Beni asla yarı yolda bırakmazdı. Hastalansam başımda beklerdi. Doğum günümü kutlardı ve bazen sinir bozucu olsa da yine de onu seviyordum.
"Kyungsoo beni aramıştır değil mi? Saat kaç oldu baksana. " Dışarıyı göremiyorduk ancak içeri sızan ışıktan sabah olduğunu anlıyorduk. Güneş doğmadan uyanmıştım. Zaten koltuk aşırı rahatsızdı. Chanyeol iyi uyumuştu neyse ki.
"Şu an cidden onu mu düşünüyorsun? Kendini düşün. Ne haldesin bir bak." Ayağa kalkıp ayak ucuna gittim. Bileği şişiyordu. Alçıya alınması gerekliydi.
"Öleceğiz işte Seokjin. Şerefsiz Taehyung denilen adam bizi de o adam gibi mezara yollayacak. En azından arkadaşımı düşüneyim."
Umutsuz konuşmasıyla kaşlarımı çattım.
"Öyle bir şey yapamaz! Asla izin vermem."
"Seokjin adama katil gözüyle bakıyoruz."
"Yokluğumuz fark edilir. Bay Choi beni diğerlerine sorar. Buraya geleceğimi biliyordu yani bir şey yapamazlar."
"Dua edelim öyle olsun."
"Acıktın mı?" Diye sordum ona bakarak. Kafasını salladı.
"Ne zaman gelecekler? Hastaneye de gitmemiz lazım."
"Ölmediğim sürece sorun yok." Güldüm. Chanyeol en kötü ihtimale karşı hareket ediyordu.
"Eğer gerçekten katil KimTaehyungsa...polis onu bulur."
"Ölmeden bizi de bulsalar bari."
"Chanyeol sus artık. Yoksa ben öldüreceğim seni."
Öpücük attı bana. Deli çocuk.
"Senin elinde ölmeyi yeğlerim."
Kafamı iki yana salladım. Gözlerimi kapatıp tekli koltukta kıvrıldım. Biraz uyusam iyi olurdu.
Uykumdan dürtülerek uyandım. Telaşla etrafıma baktığımda onları gördüm. Koltuktan kalkarken boynumu ve bedenimi hareket ettirdim. Tutulmuş gibiydi.
"Uyandı mı?" Kim Taehyung'un sesini duyunca kapı tarafına döndüm. Eliyle önündeki dumanı dağıtıp girdi içeri. Burnuma sigara kokusu doldu sonrasında,ve tarif edemeyeceğim bir koku. Parfümü olduğunu düşünüyordum. Ancak kokunun ne olduğunu çıkaramadım. Bana baktı. Dünden daha zinde görünüyordu. Süzdü beni. Evet,evet bunu sakınmadan yaptı.
"Dün fazla konuşamadık. Şimdi telafi edeceğiz." Dedi bana bakarken.
"Tüm şüpheler üzerindeyken bizi rehin almak büyük bir cesaret." Karnımın açlığını ve susuzluğu umursamadan konuyu açtım. Buradan gitmek istiyordum. Ondan da uzak duracaktım! Para umrumda değildi, canım daha değerliydi. Ve ben Kim Taehyung'un ellerinde ölmeyecektim.
Zamanı gelince kollarına koşacağım adamdan kaçıyordum.
Gözlerim Chanyeole gitti. Uzanmış bize bakıyordu.
"Arkadaşımda hastaneye gitmeli." Dedim ona dönerek. Kafasını salladı.
"Gidersiniz." Az önce benim uyuduğum koltuğa gitti ve oturdu. Bacak bacak üstüne atarken bir sigara yaktı. Loş ışıkta bir model gibi görünüyordu, şu fotoğrafçılara poz verenler gibi. Adam zaten yakışıklıydı. Tanrım! Ne diyordum ben? Gözlerimi ondan çektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Paparazzi Taejin/ Vjin (TAMAMLANDI)
FanfictionPaparazzi Seokjin ve Katil olduğundan şüphenilen Kim Taehyung'un yolları kesişir. Hem de Taehyungun evine gizlice girmeye çalışırken..