bilirsin beni... içimde fırtınalar kopsa da, yüzümde rüzgar esmez benim.
Sen soğuğa hiç aldırmadan balkonda saatlerce izleyebileceğim bir manzarasın.
...
nalan ve vural dağıstanlı tanışma.
...
nalan elindeki kitapları sıkı sıkı tutmuş otobüs bekliyordu.
annesi babası ve erkek kardeşi ile küçük bir çekirdek aileydi onlar.
nalan annesinin saf kızı babasının yürek parçasıydı. kardeşi ali ondan kopmaz hep onunlaydı.
ablasına aşık bir erkek kardeşti aralarında sadece iki yaş vardı.
Üzerindeki kıyafetler ile öyle güzel olmuştu ki.
Kırmızı bir gömlek ve kot pantolon ile çok güzel olmuştu
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(resimdeki kız nalan hanım değildir)
gelen otobüs ile gülümseyip hızla binip ücreti ödeyerek boş bir koltuğa oturmuştu.
sınavlarına az bir süre kalmıştı. onun için çalışıyordu.
çocuklara hayran bir kızdı. nalan babası ne kadar doktor olmasını istese de nalan kararını çoktan vermişti.
üniversitenin önüne geldiğinde hızla inmek için ayağa kalktı.
duran otobüs ile inip naif ve bir o kadar da asil adımlarla üniversiteden içeri girdi.
dersinin olduğu amfiye geldiğinde arkadaşı ayşe yanına gelerek koluna girdiğinde sohbet ederek yerlerine oturduğunda ayşe heyecanla;
"biliyor musun Vural Dağıstanlı geliyor okula artık buradan devam edecek okumaya"
dediğinde nalan kaşlarını çatarak tam kim olduğunu soracakken içeriye profesör girdiğinde soracaklarını unutmuştu bile.
...
Vural Dağıstanlı.
herkesin korktuğu çete lideri. babasının izinden giden genç adam tıpkı babası gibi korkusuz ve acımasız olmuştu.
babası dünyanın sayılı mafya liderlerinden idi. kendisi ise türkiye hatta diğer ülkelerin korktuğu çete lideri idi.
ve o bundan fazlası ile memnundu. babasının isteği üzerine bu üniversiteye gelmişti.
şirketlerin tek varisi o olduğu için işletme okumak zorundaydı.
derin nefes alıp akasında arkadaşı kılıklı olan korumaları ile ders alacağı amfiyi bulduğunda kapıyı çalmaya gerek duymadan hızla açarak içeri girmişti.
