Uzun Yol

11 3 0
                                    

Mitoloji. Hep ilgimi çekmiştir. İsmimle de alakası olabilir tabi. Büyükannem annemin ismini Okeanos koyarak başlattı ailemizde ki bu mitoloji merakını. Annem, annesinden etkilendi ve mitolojiye göre benim ismimi koydu. Okeanos'un kızı Doris. Ha tabi birde Nereus var. Annemin en yakın arkadaşının oğlu. İyi anlaşırız. Hatta çok iyi. Ailelerimiz ilerde evleneceğimizi hayal ederek isimlerimizi mitolojiye göre koymuş. Ama ben ona Nereus yerine Zayn demeyi tercih ediyorum. Dediğim gibi ailelerimiz evlenmemizi umuyor ama ben onu sadece arkadaş olarak görüyorum. 

"Hey Zayn! Yasak bölgeye gitmiyor muyuz bugün?" diye seslendim. Zayn uzun saçlarını yüzünden çekerek bana cevap verdi. "Bugün işim var ama bensiz gitme yarın gideriz."

Onaylarcasına başımı salladım. Beni gerçekten tanıyamamışsın Zayn. Tabi ki de gidecektim. 

Vay be buranın ortamı çok hoş. Ama neden buraya gelmeme izin yok anlayamıyorum. Tamam insanlara biraz fazla yakın ama kendimi koruyabilirim. İnsanlardan korkmuyorum. Sadece onları sevmiyorum. 

Mağaranın içlerine doğru yüzerken birini gördüm sandım. Belki de Zayn'dır diye düşündüm. Ta ki ayaklarını görene dek. Bu kesinlikle Zayn değildi. Ya beni görürse diye düşündüm. Hızlı düşünmeliydim. Mağaradan tek bir çıkış vardı. Bir insan yüzerek niye deniz olan bir mağaraya gelir ki. Şuan keşke kuyruğum yerine ayaklarım olsaydı diye düşündüm. Sonra kuyruğum bir anda yavaş yavaş parlamaya başladı. Ta ki insan bacakları olana dek. Sonra kolyemin parladığına şahit oldum. Demek kolyemle ilgili diye düşündüm. Annem bana bu kolyeyi verirken çok dikkatli olmamı söylemişti. Ben aile yadigarı olduğundan öyle dediğini sanmıştım. Elbette önceden de insan bacaklarım olmuştu geceleri deniz kızları ve deniz erkekleri adamıza gidiyoruz orada karaya çıkınca insan bacaklarımız oluyor. Ama suya değdiğimiz an kuyruğumuz oluşuyor. Benim şaşırmamın nedeni ben suyun içerisindeyken insan bacaklarımın olmasıydı. Ya kuyruğum hiç gelmezse diye düşündüm. Bu bir kabus olurdu. Neyse orasını şu insandan kurtulduktan sonra düşünürüm diye içten içe söylendim. Tam adam yanımdan geçecekti ki birinin onu suyun dibine çektiğini gördüm. Dalıp hemen suyun altına baktım Zayn onu benden kurtarmak için çekiyordu. Suyun içindeki bacaklarımı görmemiş olmalıydı. Bacaklarımla zar zor yüzerek ilerledim ve adamı kolundan tutup yukarı doğru çektim. Adam telaşlanmıştı. Boğuluyor gibiydi. Zayn adamı çektiğimi görünce sorgularcasına bana baktı ve suyun içinde ki bacaklarımı gördü. Şaşkınlıkla adamı bıraktı ve hızla yüzerek gözden kayboldu. Yukarı çektiğimde onu inceleme fırsatı buldum o da şaşkınlıkla beni inceliyordu. Benimle yaşıt duruyordu. Islak dağınık siyah saçları vardı. Gözleri koyu kahverengi. Teni bembeyazdı. Yüz hatları hafif belirgindi. Dudakları dolgun ve öpülesiydi. Onu incelediğimi fark edince hafifçe gülümsedi. Ve yanağının kenarındaki gamzesi belirginleşti. İlk kez bir insan görüyordum. Tüm insanlar böyle güzel mi yaratılmıştı? Bilmiyordum. Ama bu insanla aramda bir çekim olduğunu şimdiden hissetmiştim. 

"Teşekkür ederim." dedi. Sesi de kendi kadar güzeldi.

"Her zaman." diye mırıldandım. 

"Ben Aren." dedi ve elini uzattı. Elini sıkacaktım ki kolyemin titrediğini hissettim. Hemen yüzmeye başladım. Bacak çırpmak ne kadar yorucu bir şeymiş. 

"Bekle, adını söylemedin." diye seslendi arkamdan. 

"Doris."



Doris'in DalgasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin