Dedektif Jeon Jungkook, tuhaflıklarla her zaman içli dışlı olmuştur. Sonuçta, hayatı açıklanamayan bir dizi tuhaf olaylarla dolu. Ancak yaralı bir adam, şifreli bir konuşmadan sonra gözlerinin önünde toza dönüştüğünde, tuhaflığa bakışı sonsuza dek d...
Rahatsızlık, hatta acı hissetmeliydi. Kanında hararet ve ateş başlamalı, gözlerinde bilinmezliğin korkusu olmalıydı.
" Kendini iyi hissettiğinden emin misin? "
" Evet, aslında harika hissediyorum. Ve sonunda beni ısıracağını söylediğini sanıyordum. "
Taehyung yataktan kalktı ve bileğini kavrayarak onu banyoya sürükledi. Sonra aynanın önünde durarak sessizce ona baktı. İşte o zaman Jungkook kendini gördü. Yüzüne ve dudaklarına bulaşmış kurumuş kan ve boynunda çok belirgin iki delik izi vardı.
Isırık izine hafifçe dokunarak, " Beni ısırdın... " diye fısıldadı.
Taehyung başını salladı. " Ve değişmedin. "
////****////
Eleanor bu sefer hayır anlamında başını iki yana salladı. " Anahtar hala sensin Jungkook. Sen Taehyung 'un Anahtarısın. Artık eşleştiniz, bunu çok daha net görebiliyorum. "
Jungkook odadaki vampirlerin her birine bakarak, " Anlamıyorum. " dedi. " Bu ne anlama geliyor? "
" Senin Taehyung 'la bağlantılı olduğunu gördüm. " diye açıkladı Eleanor. " Hepimizin yaptığı gibi. Kaderin var, bu değişmez. Ama bu farklı. Açıklayamadığım ve göremediğim şekillerde birbirine bağlısınız. Henüz değil. "
" Yani, benim bir vampire dönüşmem için başka bir şeyin, kimsenin henüz bize anlatamayacağı bir şeyin olması gerekiyor, öyle mi? " diye sordu Jungkook inanamayarak.
Eleanor gülümsedi. " Daha büyük bir amaç için insan kalacağın anlamına geliyor, evet. Senin kanın özel bir şey, değil mi? "
Yeni Maceramızın yeni afişi^^
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Jungkook kanepede oturmuş, ayakları sehpanın üzerinde internette haberleri okuyordu. Arada bir daireye, Taehyung 'un hatıra eşyalarıyla dolu duvarlarına bakıyor, raflardaki antikalara ve ardından yanındaki vampire gülümsüyordu.
" Komik olan ne? " diye sordu Taehyung. Dudaklarında bir gülümseme oynasa da, okuduğu Çin gazetesinden başını kaldırmamıştı bile.
Jungkook " Tüm bu kutsal emanetlerine bakıyordum. " diye açıkladı. Taehyung ona topladığı eserlerin çoğundan bahsetmişti ve iyi niyetle başlayan konuşmaları genellikle yatak odasında sona ererdi. Veya kanepede, yerde veya yemek masasının üzerinde... " Yani, antikalar çok güzel ama benim favorim sensin. "
Taehyung başını kaldırıp baktı. " En sevdiğin antika ben miyim? "
