1.Bölüm: tutsak olmak ne demek?

8 1 0
                                    

"Tutsaktır ruhumuz,
Bilmediğimiz,
İstemediğimiz,
Sevmediğimiz ellere.

Tutsaktır gözlerimiz,
Özlemle bakmadığımız,
Görmeyi istemediğimiz,
Gözlere tutsaktır.

Tutsak oldu dilimiz,
Lâl oldu adeta.
Kelimeler sustu,
Çünkü istemediğimiz ruhlara,
İstediklerimizi anlatamayız.

Tutsak olur kalbimiz,
Istemediğimize değil,
Isteyip, istenmediğimize."

Sustuğumda herkes bana bakıyordu. Hocamız gülümseyerek konuşmaya başladı. Bu kadına karşı içimde bir samimiyet vardı ve bana gayet iyi davranıyordu, gözde öğrencilerinden biriydim.

"Evet mavi... yine döktürmüşsün kızım... tebrik ederim. Edebiyat sözlünü bu şiir ile birlikte yüze tamamladın." Masasına doğru yönelip oturdu.

"Teşekkür ederim hocam." Diyerek yerime oturduğumda sınıfta fısıldaşmalar vardı. Arkamda okulun popüler kız grubundan bir kaç kişi oturuyordu. Onlar okulda herzaman bilinen eden ve dersleri pekte iyi olmayan güzel ve gözde kızlardı.

"Bu kız nasıl oluyorda her derste iyi oluyor?" Birinin Dediğini duyduğumda gururla başımı kaldırdım. Hep çalışkan bir öğrenci olmuştum. Bunun karşılığını almak beni mutlu ediyordu. Kendileri çalışmıyorken benim başarımı sorgulamaları bana garip geliyordu.

Ders biraz daha ilerledikten sonra kapı çaldı. İçeriye uzun boylu, siyah saçlı,beyaz tenli bir çocuk girdi. Çok sert bir yüz ifadesine sahipti. Sınıfa göz gezdirdikten sonra dudaklarını araladı ve sesini duyurdu.

"Filiz hocam dersinizi böldüğüm için özür dilerim... fakat biliyorsunuz ki bu sene kulüp işi bana kaldı. İzninizle öğrenci alabilir miyim? Zaten üç kişi."dedikten sonra sınıfın ortasına geldi. Hocamız onaylarcasına başını salladığında ben pür dikkat onu izliyordum. Basketbol kulübü için bende dilekçe vermiştim. Tek dileğim beni de çağırmasıydı.

"Voleybol takımı için selen ve caner gelir misiniz lütfen."dedikten sonra selen ve caner ayağa kalkıp birlikte çocuğun yanına gittiler. Çocuk onlara bir yer tarif etti ve ardından ikisi sınıftan çıktı.

"Basketbol takımı içinde mavi."dedikten sonra kaşlarını çatarak kağıda baktı. "Mavi mi? Mavi diye isim mi varmış?" Dedikten sonra kafasını kaldırıp sınıfa bakındı. O sırada ayağa kalktım. Gözlerime bakmaya başladığında içimin ürperdiğini hissettim. Neden hani ismimi sorgulamıştı. Mavi diye isim olamazmıydı?

"Evet, var." Dedikten sonra yanına gittim. Fakat gözlerim gözlerine kenetlenmişti adeta. Gözlerini kindarca çekti gözledimden. Bu hareketi beni biraz ürpertmişti.

"Anladım. Kulüp başkanı benim. 2. Spor salonuna in. Geliyorum."dedi ve hocadan izin istedi. Hoca izin verdikten sonra birlikte sınıftan ayrıldık. O 12/ A ya doğru ilerlerken ben alt kata,spor salonuna iniyordum.

Salona indiğimde diğer bir sınıftan olan arkadaşım bademi gördüm. Ona sarıldım. O biraz kilolu, sarışın-yani sarı saçlı- tatlışmı tatlış bir kızdı. Bense onun aksine oldukça ideal bir bedene sahiptim. Siyah dalgalı saçlarım kahverengi gözlerim ve beyaz bir tenim vardı. Uzun da boyluydum. Kısa değildim. Gerçi badem de pek kısa sayılmazdı.

"Tenis için mi burdasın?" Dedim gülümseyerek.

"Evet tahminim üzerine sende basket için burdasın." Dediğinde gülerek başımı salladım. Bu okulda pek sevildiğim söylenemezdi. Hep sessiz ve pozitif biriydim. Fakat sevilmiyordum. Badem de öyle kilosundan dolayı dışlanıyordu. Bu yüzden yakın arkadaştık belki de. Sohbet ederken badem bir şey unutmuş gibi beni kollarımdan tutup sarstı. Gözlerimi fal taşı gibi açıp ona baktım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 19 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

LOTUS  MÜHRÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin