-seksenyedi-

9.3K 603 297
                                    

"Zaman akıyor albayım. Su gibi akıp gidiyor. Acele etmek gerek albayım. Zamana yetişmek için, ona karşı yenilmemek için acele etmek gerek."

°°°

İnsan bazen duygularını avaz avaz bağıramazdı. İçine içine ağlardı.

Yorulurdu, iyi olduğunu söylerdi.

Uykusuz olurdu, çalışmaya devam ederdi.

Ağlamamak için zor dururdu yine de kötüyüm demezdi.

Böyle anlarda insan onu anlayan birine ihtiyaç duyardı. Nefesinden, sesinden, bakışından kötü olduğunu anlasın ve onu sarıp sarmalasın isterdi.

İnsan böyle anlarda kıymetli olduğunu hissederdi. Tek cümlesinden onu anlayan insan kendini değerli hissettirirdi.

Eda gözünden akan yaşları silip babası ile olan fotoğrafını kenara koydu. Bir kız çocuğu düğün gününde en çok babasına ihtiyaç duyardı. Yanında kim olursa olsun evden çıkmadan önce babasına sarılmak, onunla vedalaşmak isterdi.

Yavaşça açılan kapıyla Eda'nın bakışları da oraya dönmüştü. Kenara kayıp oturduğu yatakta Fırat'a yer açtı. Fırat Eda'nın yanına oturup komodinin üzerindeki fotoğrafa baktı.

"Onunla vakit geçirebildiğin için çok şanslısın."

Eda gülümsedi. "Bence de çok şanslıyım." diye mırıldandı.

Aralarında süren birkaç saniyelik sessizliği Eda'nın "Amca ben babamı çok özledim." deyişi bozmuştu.

Babasına sığınmak istediği anlarda Fırat'a amca derdi. Amca, baba yarısı demekti. Yaşı kaç olursa olsun amca baba yarısıydı.

Fırat burukça gülümseyerek kollarını Eda'nın boynuna doladı. "Gülüm benim biliyorum içinde kopan fırtınaları. Keşke elimden bir şey gelse, keşke içindeki acıyı söküp alsam ama olmuyor. Sen her ağladığında sana bunu yaşatanları öldürmek, yok etmek istiyorum."

"Hayatım boyunca senden daha bir bir arkadaş edinmedim. Edinemem de sanırım. İyi ki varsın amcaların bir tanesi."

Fırat Eda'nın yanağından bir makas aldı. "Bunu Toprak'a söylerim."

"Ona da aynısını söylüyorum Fırat."

Fırat, gözlerini kıstı. "Yazıklar olsun. Yeğen diye koynumda yılan beslemişim."

"Hadi odana git de ben de uyuyayım. Yarın düğünüm var benim."

"Ben çıktığım anda Ceyhun'u arayacaksın değil mi? Onu bana tercih ediyorsun."

"Hadi Fırat, deli gibi yorgunum uyumam lazım."

Fırat, "İyi be!" diyerek ayağa kalktı. "İyi geceler gelin hanım."

Eda gülümsedi. "İyi geceler amca."

Fırat odadan çıkarken Eda başını yastığa koydu. Gözleri anında ağır ağır kapanırken son bir aydaki koşuşturmanın yorgunluğunu tam şu anda çıkartıyordu.

Sevda'dan

Alarmın sesiyle gözümü açtığım her an hayatı sorguluyordum. Erken uyanmak benim için bir işkence değilken alarmla uyanmak bunu işkenceye dönüştürüyordu.

Telefona uzanıp alarmı kapattım ve burnumu Asrın'ın boynuna gömüp gözlerimi kapadım. "Benim çok uykum var." diye mırıldandım.

"Yolda uyursun çiçeğim ama şimdi kalkman lazım."

Bugün Eda ve Ceyhun'un düğünü vardı. Bir ayda öyle çok şey halletmişlerdi. Biz aylarca o kadar hazırlığı birirmek için uğraşmıştık. Özellikle Eda üstün bir çaba sarf etmişti. Gerçekten çok yorulmuştu ama değmişti. Son konuştuğumuzda her şeyin istediği gibi olduğunu söylemişti.

SEVDA -Tamamlandı-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin