Uzun yıllara dayanır bu hikaye. Tarihte eşi benzeri görülmemiş bir aşk hikayesidir bu. Belki en eskisidir ya da en uzunu hatta belki de en büyüğüdür. Ama ne olursa olsun en sadığı olduğu kesin. Yıllar yılı yalnızca gözlerinin içine bakıp bir adım bile yaklaşamadığı sevdiceğinden bir an bile vazgeçmemiştir Galata. Yeri gelmiş aşkın ateşinden yangınlar almış onu, yeri gelmiş bir depremle sarsılmış ümitsizcesine. İnancı kırıldığı her an sarsılmış Galata. Ama her sallanmadan sonra biraz daha sıkı sarılmış sevgilisine. Ne aşkının ateşini söndürebilmiş bardaktan boşanırcasına yağan yağmurlar. Ne sevigisini haykırışını bastırabilmiş gök gürültüleri. Hiçbir şimşek görmemiş Galata, gözlerini kız kulesi gibi kamaştıran. O sevdicek gibisini bir kez olsun görmemiş.
İlk Görüş
Yüzyıllar öncesi bundan. Ta 528 İmparator Anastasius'un Fener Kulesi yapıldı. Fener kulesi dediğime bakmayın bizim bildiğimiz Galataydı o. Şimdiden çok farklı herşey. Yedi tepe İstanbul'un adı bile değişik. Bizim Galata açtı gözlerini ta en tepesinde Bizansın. Yedi tepesinin de tek tek süzerken antik kent,denizin ta ortasına takılıyor gözü.Sanki o an ta dünyanın kuruluşundan beri mavi göğün bulutları arasında süzülürken bir anda yükseklerden vazgeçmiş de denizlere inmiş. Sanki o an deniz parıldamayı kesmiş de tüm sırtı pullu balıklar oraya toplanmış sadece oradan denizi aydınlatıyorlarmış.İşte o an ilk kez görmüş bizim Galata sevgilisini Asırlar sonra bile bir adım yaklaşamadan sevdiği sevgilisine ilk kez orada vurulmuş.
Günlerini gecelere katıp sadece sevdiceğini izlemiş Galata. Başta zorlanmış sevdiğine hiç yaklaşamamak zor gelmiş ona. Ama bir yolunu bulmuş ulaşmanın ona. Onun derdiyle dalga geçercesine gülüşüp oynaşan martılarla mektuplar yollamış kız kulesine. Her martının ayaklarının altına geceleri onun uğruna akıttığı göz yaşlarını koymuş Galata. Belki elini tutamıyor ama en azından bir damla yaşıyla ıslanan Kız Kulesini elini tutmuş gibi seviniyormuş. Ve her damla oraya ulaştığında kızgın güneş onu buhara çevirip de havaya katana kadar tarifsiz mutlu oluyormuş bizim Galata. Yıllar yılları kovalamış böyle. Galata tarihte hırpalanmış hırpalanmasına ama bir an bile vazgeçmemiş sevgisinden. Hezarfen adlı bir dostu olmuş Galatanın. Belki de tek dostu olmuş. Hezarfen öyle sadık bir dost olmuş ki ona uğruna kuşları kıskandıracak bir kanat yapmış. Kartallar görse heybetinden korkarmış bu kanatların. Hezarfen Galatadan kanatlanıp onun sevgilisine mesajını taşımak istemiş gerçek kelimelerle. Fakat rüzgar,yıllar yılı bulutları getirip aşkının ateşini söndürmek istercesine yağmur yağdıran, şimşekler çakıp gözünü sevgilisinden ayırmak isteyen rüzgar, salık vermemiş sevdiğine kavuşmasına. Almış Hezarfeni ta Üsküdara götürmüş. Yıllar yılları kovalamış günün birinde Galatayı alevler sarmış. Aşkının ateşi gerçekten ortaya çıkmış bu kez. İlk defa gözle görünür bir vaziyet almış sevgisi. Her yeri alevler içinde yanıp kavrulurken yine mehtapta sevgilisini görmüş Galata. Durulmuş. Ateşi sönmüş. Sadece kalbi o taştan kalbi sıcacık kalmış. Aşkın ısıttığı o kalbi onun uğruna vermeye yemin etmiş Galata...
Bu işte oldukça yeniyim. Yorumlarınızı esirgemezseniz sevinirim...:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Galata ile Kız Kulesi
RomanceTarihlere saklanmış bir aşkın hikayesini anlatır bu ikili bize. Her sabaha birbirlerine bakarak uyanıp da birbirlerine bir adım atamayan sevgililerin hikayesi. İstanbulun tarihine gömülmüş ta ilk gün ki ateşiyle yanıp tutuşan bir sevda hikayesi. İş...