d. 21 Vinte e um

451 28 53
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

.

Ağlamama ramak kaldığı için bahçeye çıkmadan önce kafamdaki geniş kapüşonu burnuma kadar indirmiştim. Çıkmamız için teyzem ve bana az önce kapıyı açan kadına teşekkür etim. Hızlı adımlarla arabayı park ettiğimiz yere yürürken nereye gittiğimin bir önemi yoktu aslında. Tek istediğim olabildiğince çabuk uzaklaşmaktı. 

Birkaç saniye sonra teyzem güvenliğin beklemeye devam ettiği geçitten çıkarak arabasının yanına geldi. Elim kapı kolunda, kilidi açmasını sabırsızca bekliyordum.

Arabayı çalıştırırken sordu: "Neyin var senin?"

"Bir şeyim yok teyze." dedim sesimin olabildiğince normal çıkmasına özen gösterek. Konuşmamızı burada kesitirip atarsam üsteleyeceğini tahmin edebiliyordum. O yüzden "Dün akşam Carloslar'a gittim. Biraz içtik." dedim. O sıra sokaktan çıkıyorduk. Gözlerimin tamamen kuruduğuna kanaat getdiğimde kapüşonumu arkama atıp saçlarımı düzelttim. "Biraz akşamdan kalmayım."

Ben hafifçe gülümseyerek ona bakarken hiç anlamış gibi görünmüyordu. Üstelemese de kırmızı ışıkta durunca bana bakmaya başladı. Kaşlarımı kaldırıp gülümsedim. Daha önce gülümsemenin bu kadar zahmetli olabileceğini hiç düşünmemiştim.

Sonunda teyzem "Bir daha sakın bu kadar berbat giyinme." dedi dudak büzerek. Kıl payı! Kıl payıyla kurtarmıştım. "Bu üstündekiler ne böyle?" 

"Haha, haklısın." güldüm "İğrenç görünüyorum." dedim ellerimi iki yanıma açıp kıyafetlerime bakarak. Tuhaf gülüşümü duyduğunda o da güldü

"Cidden bir şeyler var sende Alé." diyordu.

"Hayır diyorum ya! Yok teyze bir şeyim." Bu işkence tahminen ne zaman son bulurdu?! İyi değildim ve iyiymişim gibi davranmak istemiyordum. Bunu yapmak zorunda olmak dünyanın en zor şeyiydi  "Akşamdan kalmalığını da yaşatmayacaksın insana..." dedim yalancıktan alınmış gibi.

Sonunda beni rahat bırakmaya karar verdi ve öğle yemeği için yolda ikimize de bir şeyler alıp arabayı Camp Nou'ya sürdü. Geldiğimizde daha öğle arası vakti gelmemişti. Bu yüzden yukarı çıkıp işe koyulduk.

Ne kadar iyi çalışabileceğim ise tartışmaya açık bir konuydu. 

Teyzem kendi masasının üzerine kollarını koyarak avuç içlerini göğsünün önünde birleştirmişti. "Söyle bakalım Alessandra," dedi. "Barcelona bu sezon La Liga şampiyonu olacak. Kutlama törenlerinde insanları nasıl giydireceğiz? Geçen sezon da şampiyonduk. O zaman biz neyi değiştireceğiz?"

Duyduğum soruyla birlikte kapüşonumun ipine düşüncelerimin içinde bir o yana bir bu yana savrulurken uyguladığım işkenceyi yarıda kestim. Teyzemin, ben ona doğru bakarken bilgisayar ekranımın arkasına saklanmış bir vaziyette hiç bir şey yapmadığımı fark etmemiş olmasını umuyordum.

Zerre fikrim yoktu. Sadece boş görünmemek için "Bence..." diyerek söze başladım ama teyzem hiç oralı olmadığımı anlamış olacaktı ki gülümseyerek "Gel." dedi. Tekerlekli sadalyemi yerde sürüye sürüye yanına gittimde bilgisayar ekranına eğilmiş, anlaşmalı markayla ortaklaşa yürütülen tasarımları gösteriyordu. Diğer yarıda da geçen sezonun tasarımı vardı

in the night. neymarjrHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin