bölüm 1.

86 3 0
                                    

14 Eylül 2019 (İzmir)
(Berk aile evini bırakıp, konuşabileceği bir arkadaşı, yakını olmadan yeni okuluna başlayacaktı.)

Berk: Ah, ben ne yapacağım şimdi? ya benimle dalga geçerler ise? ya hiç arkadaşım olmazsa? ya hiç sosyalleşemezsem?

(Derin bir soluk verip bavulunu çıkartıyordu ki, Ferit içeri girdi.)

Ferit: Merhaba, oda 314 mü acaba?

Berk: Evet, sen de mi bu odada kalıyorsun?

Ferit: Evet, bu oda geldi bana da.

Berk: O zaman aynı odayı paylaşacağız sanırım, iyi geçinelim.

Ferit: Katılıyorum, nereden geldin? Bir yakının var mı?

Berk: Hayır, yok. Antalya'dan geldim. Peki ya sen?

Ferit: Oh, ben de Manisa'dan geldim, seninki kadar uzak olmasa da :)

Berk: Konuşabileceğim kimse yok, ne yapacağımı bilmiyorum, arkadaşım olur musun? aniden sormam biraz garip gelmiş olabilir.

Ferit: Tabii ki, benim de konuşabileceğim kimseler yok, en iyisi arkadaş olup birbirimizi yalnız bırakmamamız.

Berk: Katılıyorum, ilk ders saat kaçta başlıyor, biliyor musun?
Bana program verilmedi de.

Ferit: 9.45'te başlıyor, zamanımız bir hayli az, toparlanmayı bırak da, atıştırmalık bir şeyler yiyelim ve gidelim.

Berk: Ah, sanırım yanımda birkaç bar ve sandviç olacaktı, senin yanında bir şey var mı?

Ferit: Ne demezsin, benimkiler bildiğin benim için turşu kavanozu bile hazırlamışlar, haha.

Berk: Benimki aceleye geldiği için pek bir şeyim yok, özür dilerim.

Ferit: Hayır, saçmalama.
Beraber yiyelim, oda arkadaşıyız sonuçta. yediğimiz, içtiğimiz bir olmalı, değil mi? ^-^

Berk: Haklısın, hadi bir şeyler atıştıralım da gidelim, geç kalacağız.

Berk: Ha, bu arada sınıfın nedir?

Ferit: C numaralı bir sınıf, senin?

Berk: Bu tesadüf olamaz, benimki de aynı, haha.
Şimdiden bayağı ısındık, ne dersin?

Ferit: Bence de bayağı ısındık, nazar değmesin de.
Okulda beraber dolaşalım, iyice kaynaştık zaten, turta.

Berk: Turta mı? anlamadım. :(

Ferit: Yüzünün şekli bir turta gibi tatlı olduğu için sana turta diyeceğim, alınmak yok.

Berk: Ya, şımartma beni, peki ya ben sana ne desem?

Ferit: Eskiden arkadaşlarım bana portakal derlerdi, kafamın şekli portakalı andırıyor diye.

Berk: Haha, o zaman sana portakal diyeyim, portakal.

Ferit: Haha, hadi ye soğuyacak.

(Yemek yerler ve otobüse binip okula yol alırlar.)

^ sınıfın içi-sabah ^  (Berk ve Ferit sınıfa telaşlı telaşlı, ilk günden geç kaldıklarından korkup girince herkes imalı bakışlar atmaya başladı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

^ sınıfın içi-sabah ^
 
(Berk ve Ferit sınıfa telaşlı telaşlı, ilk günden geç kaldıklarından korkup girince herkes imalı bakışlar atmaya başladı.)

Ferit: Neden bir hortlak görmüş gibi bakıyorlar?

Berk: Korkuyorum, anksiyetem tuttu sanırım.

Sinem Öğretmen: Siz yeni gelen burslu öğrenciler olmalısınız, kendinizi tanıtabilir misiniz?

Ferit: Burslu demeye gerek var mıydı...

BERK: Ben başlıyorum o zaman?...

Merhaba, ismim Berk ve 16 yaşındayım, Antalya'dan geldim.

FERIT:
Merhaba, ben Ferit ve 16 yaşındayım, Manisa'dan geldim. Umarım bu dönem iyi kaynaşırız.

(Derin bir sessizlik oluştu öğrenciler Ferit ve Berkten daha çok bilgi ister gibi bakış atıyordu. Fakat bir öğrenci bu sessizliği bozdu.)

Öğrenci: Ee? Bu kadar mı?

(Tam Ferit ağzını açıp kabaca cevap vermeye kalkışınca Feritin sinirli bakışlarını farkeden öğretmen konuya girip hızlıca bitirdi.)

Sinem Öğretmen: Evet, belli ki bu kadar. Daha fazla sıkmayalım,
çocuklar boş bulduğunuz bir yere oturabilirsiniz.           
(Berk ve Ferit oturmak için sıra ararken birden tüm sıralara çantalar ve bacaklar koyulmaya başladı, Ferit göz devirerek;)

"Çok klasik değil mi bu, hâlâ ilkokul 1'de miyiz sence, Berk?"

(Berk kimseyle kavga etmemek istediği için sadece..)

"Yaptığınız çocukça."

(Diyip geçiştirir ve bir an önce bu sıra konusuna çözüm ister)

Öğretmen: Berk, Ege'nin yanına geçebilirsin.

(Ege'nin sıra arkadaşı Oğuz;)

"Hocam burası dolu yalnız."

(Öğretmen Ege'nin sırasına gidip Oğuz'un kolundan tutup boş sıraya koyar)

Sinem öğretmen: Artık dolu değil canım.

(Sırıtarak.)

Sinem öğretmen: Ferit sen de Oğuz'un yanına geçebilirsin

(Ferit gülümser ve Oğuz'un yanına geçip ona uzunca baktıktan sonra yanına oturur.)

   TENEFÜSTE:

(Kantinde alaycı ve yargılayıcı bakışlar eşliğinde yemek yemeye çalışan Berk ve Ferit'in yanına birden Ege ve Oğuz gelir ve;)

"Yanıma oturduğun için çok sevinme yakında değişicek bu."

(Dedi Ege sırıtarak, sonrasında bunun altında kalamayan Ferit;)

"Size meraklı olan kim? zenginsiniz diye kendinizi çok önemli sanıyosunuz."

(Berk'in kolundan tutup sınıfa gitti.
Ve okul sonunda bitmişti, ilk günden bu kadar çok şey yaşaması karşısında Berk;)

"Bunu kaldırabileceğimi sanmıyorum Ferit, resmen bursluyuz diye bizimle alay ediyorlar."

Ferit: Takma şunları, harcadıkları para kendilerinin bile değil, daha yeni geldik zaten illa ki kaynaşacağız.

Berk: Haklısın, çok abartıyorum belki de.

Ferit: Aman, üzülmek yok!
Market alışverişine çıkalım mı, ne dersin?

Berk: Gayet iyi bir fikir, hiçbir şeyimiz yok, alışverişe çıkmalıyız.

Ferit: O zaman hadi gidip alışveriş yapalım, taksiyle döneriz, benden.

Berk: Haha, tamam hadi gidelim...

(DEVAM EDECEK)

          OKUDUĞUNUZ İÇİN              TEŞEKKÜRLER YENİ BÖLÜMLER                GELİCEK BOO!!

AHLÂKSIZ TEKLİF (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin