Selamlar! Nasılsınız bakalım? Ben iyiyim teşekkür ederim.Umarım sizlerde iyisinizdir.Bugün söyleyeceğim bir duyuru yok.
Hadi çok uzatmadan yeni bölümümüze geçelim derim
Yazarınız;
DilaraEclipse'in ağızından;
Datrone ile Okulun Bahçesine geldiğimizde,Boş bir yerlere doğru oturmuştuk.Büyük Şelale'nin olduğu yerden sanırsam 8 metre uzaktaydık
Burada toplanan insanların sesleri,ortamı daha da güzelleştirmeye çalışan ufak Doğa Ruhlarının cıvıltılı seslerini örtüyordu
Datrone şu an tam sağımda duruyordu.Bacaklarını ileriye doğru dümdüz uzatmış,kendini biraz yaslayarak iki eliyle,Yukarıda kalmak için kendine destek veriyordu.Yüzünde ise huzurla karışık mayhoş bir gülümseme vardı.Ben ise bacaklarımı karnıma çekmiş ve ellerimi de bacaklarımın üzerine koymuş bir şekilde oturuyordum
Etraf kalabalık olduğundan bakışlarımı Datrone'a doğru çevirdiğimde,gözlerini kapatmış bir biçimde,huzurlu bir gülümseme ile çevresindeki rüzgarı hissediyordu
Onun bu sakin ve huzurlu hâli gülümsememi sağlamıştı.Yanına daha çok yanaştım ve kafamı,yere uzanık olan bacaklarının üzerine koyarak ona doğru bakmaya başladım
Datrone ilk önce biraz tırsmış olsa da sonrasında gözleri hafiften kısık bir biçimde gülümsemeye başlamıştı.Dizlerini de hafiften kırınca benim yerde olan başım birazcık havaya doğru kalkmıştı
Karnımın üzerinde olan sol elimi havaya doğru kaldırdım,Datrone elimi nazikçe tuttu ve yavaş bir biçimde okşarken,havada duran elimi yeniden karnımın üzerine koydu.Ilık olan eli bu yaz sıcağında resmen buz kesiyordu
"Ellerin buz gibi...Ölüm Meleğine dönüşmenin bir sonucu olarak düşünüyorum"dedim sakince
Datrone hafiften kıkırdadı
"Doğru.Ölüm Meleği Formum bedenimi buz gibi yapıyor"dedi Datrone
"Yani...Ölüm Meleğine dönüştüğün zaman artık sana sarılamayacak mıyım?"dedim çocuksu bir edayla
Datrone bu sefer elimi kaldırdı ve elimi öptü
"Sarılabileceksin tabii ki de ama dikkat et buza sarılmış olabilirsin ve buza sarılmak senin yapışması sağlar"dedi Datrone
Hafiften sırıttım
"O zaman bu sana sonsuza kadar sarılabileceğim anlamına geliyor"dedim
İkimiz bir süre birbirimize doğru baktık ve sonrasında ise ikimizde hafifçe kıkırdadık.Datrone,tuttuğu elimi öptü ve elimi yanağının üzerine koyarak okşamaya başladı.Bu esnada ise gözlerimin içine bakarak hafiften sırıtıyordu,bakışların aşırı sakin oluşu ve gözlerinin hafif kısık oluşu işi biraz daha romantik yapıyordu
"Açıkçası...Sonsuza kadar bana sarılma fikrini çok sevdim"dedi Datrone aşırı derecede sakin ve nazik bir sesle
Bu cümlesine karşılık,gözlerimi kıstım ve gülümsedim.Kafamı tam karnının üzerine yaslayarak ona doğru bakmaya başladım
"Vay,Vay,Vay! Demek Aşk Kuşları,Romantizim yapmaya karar vermiş ha?"dedi Tralia'nın sesi alaylı bir sesle
Kafamı aniden Datrone'un karnından kaldırdım ve Datrone'un arkasından gelen Coral,Troy ve Tralia üçlüsüne baktım.Her ne kadar Yeni Eğitim-Öğretim yılı töreninde Troy ve Tralia'yı görsem de ayağa doğru saniyesinde kalktım ve Troy ile Tralia'nın üzerine doğru koşarak onlara sarıldım,İkisinin tam ortasına geçmiş resmen boyunlarını kollarımla tutarak bana sarılmalarını sağlıyordum ancak çok sıkmadan,İlk Okul gününde onları boğmak istemezdim
"Törende karşılaştığımızı biliyorum ama yine de sizi özledim be!"dedim heyecanlı bir sesle
Tralia kahkaha attı ve sonrasında ikisi de bana sarıldı.En fazla 2 dakika süren sarılma işleminden sonra birbirimizden ayrıldık ve hepimiz Datrone'un yanına oturduk
Datrone'un sağında duran,Troy kolunu,Datrone'un omuzlarına atarak Datrone'u kendine çekti
"Vay! Datrone'um benim be! Napıyorsun? Nasıl geçti tatilin?"dedi Troy tam bir abi edasıyla
"İyiydi...Senin peki?"dedi Datrone her zaman ki sakinliği ile
"İyi...İyi..."dedi Datrone
Troy ile Datrone birlikte ahbap muhabbeti yaparken bende Troy'un tam sağında duran Coral'ı incelemeye başladım
Coral'ın sarı renkli saçları,omuzlarının biraz aşağısında bitiyordu,saçlarını dalga dalga yapmıştı,Üzerinde mavi renkli ve üzerinde çizgi film gibi duran beyaz bir balığın resminin olduğu bir t-shirt ve altında ise kot bir şort vardı,Ayaklarında ise beyaz renkli bir spor ayakkabı vardı.Boynunda konuşması sağlayan tılsım duruyordu ve parlıyordu
Boğazında ise daha önce hiç Coral'da görmediğim bir şey vardı
Solungaçlar!
Coral'ı ilk gördüğüm zaman 14 yaşındaydım ve Yüzme Klübünde tanıştığımızdan,asıl formu ve elbette ki boğazında duran solungaçları gözükmüştü ama hiçbir zaman su dışındayken solungaçları gözükmemişti Ama şimdi gözüküyordu
Mavi,Pembe ve Mor renginde olan Solungaçlar,3 taneydi ve Coral'ın boğazını bir yara gibi çiziyorlardı.Hepsi eşit derecede uzunluktaydılar
"Coral? Solungaçların çıkmış?"dedim şaşkın bir sesle
Coral ilk önce ne dediğimi anlamamış olacak ki bana bön bön bakmaya başladı sonrasında ise sanki transtan çıkmış gibi gözlerini kırpıştırdı ve sol eli ise saçından bir tutam alarak solungaçını saklamaya başladı
"Garip duruyor değil mi?"dedi Coral mahçup bir ifadeyle.Bana öyle bir bakıyordu ki sanki bu solungaçlarından utanıyor gibiydi
"Saçmalama,Coral...Hepimiz aynıyız.Bak benim de boynuzlarım var"dedi Tralia ve kafasındaki boynuzları gösterdi
Tralia benim tam solumda oturuyordu
"Benim iki renk olan gözlerime ne demeli? Ya da doğuştan böyle olan saçlarıma?"dedim ve iki saç tutamımı gösterdim
"Ya da Troy'un kuyruğuna ve benim gibi boynuzlarına"dedi Tralia,Troy'u göstererek.Troy ise tatlı bir biçimde gülümseyerek Coral'a bakıyor,kuyruğunu ve boynuzları gösteriyordu
Bu esnada Troy ve Datrone konuşmayı çoktan kesmiş ve bize doğru bakıyorlardı.Olayı anlamış olacaklardı ki hemen işin içine dahil olmuşlardı
"Peki benim kendimden büyük kocaman kanatlarıma ne demeli?"dedi Datrone her zaman ki gibi sakin bir sesle ve kanatlarını biraz havaya kaldırdı
Hepimiz,Coral'a doğru bakıyorduk
"Anlayacağın,Farklı olmak ucubelik değildir Coral,bu aslında seni sen yapan temel etmendir.Unutma bizler Meleziz,Farklı olmak bizim kanımızda var ve bunlar utanılacak şeyler değil"dedi Tralia anne şefkati gibi yumuşak ve huzur veren bir sesle
Coral olduğu yerde büzülmüş bir biçimde otururken hepimize teker teker baktı.Destek veren gülümsemelerimizi görünce kendi de gülümsemeye başladı ve biraz daha kendini rahatlatarak oturmaya başladı,saçlarının ön kısımlarını ise kulağının arkasına aldı ve solungaçlarını gün yüzüne çıkardı
"Teşekkür ederim,çocuklar..."dedi Coral huzura ermiş gibi bir sesle ve huzur dolu bir gülümsemeyle
"Önemli değil,Melez Melezin arkasını kollar bunu sakın unutma"dedi Tralia
Coral sadece hafiften kıkırdadı
Böylece bu kısa süreliğine olan problem de tatlılıkla çözülmüş oldu ve bugün ders olmadığından,akşam olup da evlerimize gidene kadar konuşmaya devam ettik
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melezler Okulu-4:Ateş Çemberi
FantastikPrens İlkay olayının ardından tam 2 sene geçmiş,Eclipse Nightinggale artık 18 yaşına gelmiş olan genç bir kızdır.Melezler Okulunda geçireceği 4.Senesine hazırlanırken adettendir bir olay ile karşılaşır Ancak karşılaşacağı bu olay,Evrenin tamamen de...