Bölüm 22: 'Dayı Olmak'

193 14 13
                                    

Yeni bölümümüze hepiniz hoş geldiniz sevgili okurlarımmmm.🤍

Umarım güzel bir bölüm olmuştur. Sizleri çoooookk kocaman seviyorum. 🤍

Keyifli okumalaaaaar 🎈

Beni ona bağlayan tam olarak neydi bilmiyorum. Şefkat mi sevgi mi yoksa abimin ruhunun kalıntıları mı bilmiyorum. O kadar abim gibi geliyor ki lanet olsun ki kıyamıyorum.
Ona bakınca abim geçiyor karşıma. Sarılışı, bakışı herşeyiyle abim.

Yıllardır Ömer'in yüzünü bir kere bile görmedim o sadece benim için yoldan geçen biri oldu takii abimin öldürene kadar.

Abim öldükten sonra bir kaç gün ağladım ondan sonra göz yaşım kurudu ve ben tükendim. Göz yaşlarımın akmasına sebep olan bu adamdan intikam almak için çok şey yaptım. Dedemin gözde torunu olduğum için bir şey yapmayayım diye sınırlar koydu. Koca kız olmama rağmen telefonuma el koyup beni odama bile kilitlediler. Bana olan en ufak gururumu yerle bir eden duygularımın en ufak incinmesine sebep olan tek kişi var o da Ömer.

Bu adam yüzünden intihar bile etmek istedim. Tüm bunları yapmasaydı abimle şuan çok başka şeyler yapıyor olabilirdik. Belki gönlünün sahibini bulmuştu yaşasaydı ve şuan benimle belki tanıştırıyor olucaktı. Her şey başka bahara kaldı. Her şey başka bir evrende başka aydınlık günlerde kaldı.

Şimdi uçaktayız yüzsüz gibi cam kenarını almış ve kitap okuyordu. Bu adam gerçekten çok garip bir adam.

Bu denli bir kişiliğin olması çok garip ama daha da garibi böyle bir adamın kitap okuması. Göz ucuyla ara ara bakıyordum öyle kilitlenmişti ki kitaba uzun süre sonra ilk kez bir şeyi bu kadar pür dikkat yaptığını görüyordum.

Başımı sol tarafıma çevirdiğimde orada iki adamın yan yana oturduğunu gördüm. İri yarıladı aynı zamanda ikisi de babyface adamlara benziyordu. Biri kumral, ela gözlüyken diğeri Ömer gibi esmer tenli, kara gözlüydü. Yapısı ne kadar Ömer'e benzese de bana yabancı gelmişti. Bu çok garipti işte Ömer'e benzeyen bir adam daha vardı ama Ömer gibi değildi. Ona şefkat mi duyuyordum ya da sevgi mi duyuyordum bilmiyorum ama ona karşı ne hissediyorsam hemen darma duman olması gerek.

"Önüne dön!" dedi bir ses uyarıcı bir sesle. Bu ses yan tarafımda ki
Ömer'den gelmişti. Ona neydi? İstersem gider adamla otururdum bile kime ne? Ayrıca ben o adamlara o niyetle bakmıyordum bile yani onu aldatmış sayılmam. Aşağılayıcı bakışlarımı Ömer'e çevirdiğimde kitabını okumaya devam ediyordu.

"Cam kenarını kapmışsın hemen bir de benim manzaraya bakmama karşıyorsun" diye çıkmıştım ona.

Haklıydım ama çünkü bu bencilceydi bulutların üzerinden bakmak çok hoştu ve o kitap okuyordu camdan aşağıya bakmıyordu.

Uzun zamandır sanki tuvalete gitmiyormuşum gibi oldu ve kasıklarıma aniden bir sancı girdi.

Sancının kasıklarıma girmesiyle iki büklüm oldum. Tabii Ömer'in dikkatini çekmiş olacaktım ki elindeki kitabı kapatıp kolumdan tuttu. Başımı yüzüne çevirdiğimde yüzünde şaşkınlıkla korku arasında bir ifade vardı.

"İyi misin?" Sesi tek düze ve sert bir ifadeyle çıkmıştı. Bu adam gerçekten manyağın teki çünkü bu durumda bile bana çıkışıyormuş gibi konuşabiliyordu.

Sinirle yüzüne bakıp kollarımı ellerinden kurtarıp ayağa kalktım. "Nereye?" Diye sordu aynı ses tonuyla bu sefer yüzündeki şaşkınlıkla korku arasında ki ifade kaybolmuş, yüzünün bir milimi bile oynamayarak ifadesizce konuşmuştu.

Ona cevap vermeden arkamı dönüp uçağın tuvaletinin gittiğim yönde olmasını diledim.

Yaklaşık elli saniye sonra lavabo simgesi olan yerin önünde durdum.

BERCESTE (Mihriban &Ömer)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin