Bu bölümü ona ithaf etmek istiyorum. Çok sevdiğim bir hikayenin minion sevdalı yazarı.. Güzel kalbin ve düşüncelerin hiç bozulmasın. Egetörizimciler ayrı bir dünya zaten. Aslında tanıyorsunuz beni. Hem de fazla yakından.Ama şimdilik ifşa etmiyeceğim kendimi. Bu hikayenin de Heiley'i benim sanırım.. (:
*******************************************************************************
Her insan biraz içine kapalıdır bence. Ama ben içime hapsolmuştum. Melankolinin en ağır depresyonumsu haliydim. Hayatımı yazsam roman olurdu herhalde kafasında değildim ama olurdu ya herhalde. Melankolik halimin aksine saçma sapan espriler yapan ve beni güldürebilen arkadaşlarım vardı.Birde yıldızım vardı.. Çocukluğumdan beri yıldızlar en yakın arkadışımdı.
13 yaşımdayken ilk kez cesaret edip çatı katına çıkmış , ellerimi başımın altına koyup hem izliyordum onları , hemde dertlerimi anlatıp konuşuyordum.Yine bir akşam izlerken yıldızları bir yıldız kaydı.Kayan yıldız arkasında minik bir pırıltı bıraktı. Siyah çerçeveli gözlüklerimi biraz daha bastırdım burun kemerime. Çok küçük bir ışıltı yanıp sönerek bana göz kırpıyordu. Annemin her gece yanıma bıraktığı sıcak çikolatalı sütümden bir yudum aldım.
Hep yaptığımın aksine , bu sefer sadece o yıldıza bakarak anlatıyordum dertlerimi. Ukalalığına sürekli dem vurduğum sınıf arkadaşlarım.. Hepsi ahmaktı. Ya gözlüklerimle ya da saç rengimle dalga geçiyorlardı. Sürekli çalıştığını bildiğim babamın annemi aldatışından , insanların bana olan ön yargılarından hep ona sığınırdım.
Ağlardım ben.. Hemde hıçkıra hıçkıra. Ağlamak isteyip güçlü kalan erkeklerin boğazlarında ki yumru bende hıçkırıktı. Düşüncem ise aciz benin bir çok kişi yerine gözyaşı döktüğüydü.
Ben sekizinci sınıfa geçtiğim yıl babam annemden boşanmış ve başka bir kadınla evlenmişti.O yıl ki doğum günümde babamdan çok değerli bir teleskop
istemiştim. Bir ay süreden sonra yurt dışından gelen teleskobu translateden çevire çevire kurmuştum.Tabi pek düzgün olmamıştı ya neyse..
İç ses: Süzmesin işte. Translateden çevirirken merceği teleskobun g*tüne taktın. Pik dizgin ilmimişmiş. Gerizekalı..
O çok özverili sesim bile , kendini çok sevdiğim hikayedeki iç sesle anlaşmış şekilde konuşuyordu. HÜSNÜ.. Her halde iç sesimin idolü de Hüsnüydü. Bunca yıl ortaya çıkmamış , o hikayeyi okumaya başladığımdan beri de niyeti bozmuştu.
Ben hikayedeki Hüsnüyü seviyordum. 'Benimde bir Hüsnüm olsun.. Benim niye Hüsnüm yok ' demiyordum ki amk !! Nadir ve iyi konuşan iç sesim yıllar sonra içinde biriktirdiği haliyle çıka gelmesi de ayrı bir ironiydi ya neyse..
Gözlerimi yumup düşünmeye başladım.Ben de şu hikayedeki çocuk gibiydim. Sadece onun; benim hiç sevmediğim , okurlarının 'EJDERYA' gibi isimler verdiği kızıl belası Tuğçe'si vardı. Ve evet bende AntiTuğçeydi'm.
Yazarını biliyordum. O da çok iyi biriydi.Minion sevdalı zalım Koray.. Hikaye karakteri Ege bile ' Tongaya eldi aşkımız ikimizde şaşkınız ' havasındaydı. Heiley sandığı Tuğçe mi dersiniz yoksa Selin mi ? Vallahi beynim folloş olmuştu şu Heiley'in kim olduğunu düşünmekten.
Yazar : Bir ipucu vereyim mi ? Gerçekte face grubundayım (:
Gözlerimi açıp yıldızlı gökyüzüne baktım. Ne güzeldi be ! Kalbimi kıran bir insan yerine ışıl ışıl parlayan yıldızlara aşık olmak falan.. Fazla melankolik yanım hem konuşmuş hem de saçmalamıştı işte.
Egeyle yaşıt olup neredeyse aynı duyguları paylaşmakta ayrı bir ironiydi ya. Acaba şu İvana Sert aksanlı George ve annem falan.. Hüsnü idollü iç sesim içime öküz gibi oturduğundan olacakki saçmalığın dibini sıyırmıştım. En azından onun babası ona sarılıyordu ya giderken.. Ben benimkini üç yıldır görmüyordum.
İlk defa dilek dilemek istedim hemde bu sefer sebepsiz. Benim yıldızım dediğim her bir kelimemde göz kırpan yıldıza diktim gözlerimi. Koordinatlarına kadar araştırıp öğrenmiştim.
'' Göz kırpan minik yıldızım.. Gerçek olup kırpsana bu sefer gözlerini.. İnsan olsan ya keşke.. Her derdimi biliyorsun zaten. Sırdaşım olursun. İNSAN OLSANA BE ! ''
*******************************************************************
Değer verip okuduysanız çok teşekkürler. Umarım istediğim gibi devam edebilen iyi bir kurgu yazmayı becerebilirim.. (:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Miss.Venüs
FantasySiz dertlerinizi minik bir parıltıya anlattın mı hiç ? Hayallerinini..Düşüncelerini bazen de ne istediklerini.. Ah anlattın demek (: Ya peki seninki sana gülümseyip , yanaklarını mıncırabilen bir yıldız mı ?