Annemin merdivenlerden indiğini duydum.
"Üzgünüm çocuklar uyuya kalmışım.Misafirimiz kim?"
Beyaz saçlı kız kafasındaki koca siyah şapkayı çıkararak eski usul eğilip selam verdi.
"Merhaba bayan Hopskin.Sizinle karşılaşmak bile bir şeref."
Annem merdivenlerin son iki basamağında durdu ve merdiven pervazına tutundu.Bir eli pervazda diğer eli ağzında yere yığılmamak için kendini zor tutuyordu.Hemen yanına koşup bir kolundan tuttum.
"Onu tanıyor musun?" diye fısıldadım.
Annem bana cevap vermek yerine 'hayır,olamaz' diye sayıklıyordu.
Kapıda sabrı tükenen kız dudak büzüp
"Kimse beni içeri davet etmedi.Büyük ayıp!Neyse,ben kendimi davet etmiş olayım"dedi.Kapıyı kapatıp girişteki tekli koltuğa oturdu.Annem kıza doğru bir adım attı bende onunla birlikte kıza doğru yöneldim.Kolunu bırakmamıştım.Neden bilmiyorum ama titriyordu.
"Sen!"dedi.Konuşmakta zorluk çekiyordu."Sen.Sarah Osburne!Nasıl?"
Ağzım şoktan açıldı.Olayın şokuyla sessiz kalan Rodny'le göz göze geldik.Sesimin titremesine engel olmaya çalışarak
"Anne yanılıyorsun.Sarah Osburne yaşlı bir cadıydı.Ama bu...Şey...Adın neydi?"
Kolunu bağlamış keyifle bizi izleyen kız suratına sevimli bir ifade takınarak.
"Ah,kendimi size tanıtmayı unuttum.Ben Sarah Osburne.Birinci nesil üç cadıdan bir tanesiyim.Şu yaşlı Osburne destanıda önemsiz bir olaydı."
Annem kolunu sinirle benden kurtarıp beyaz saçlı kız yani Sarah Osburne'e bir adım daha attı.
"Osburne birinin geri çağırmak istiyeceği belki de son kişidir.O kız saf,iyi kalpli masum bir cadıydı.Ama geri çağırma büyüsü yapan kişinin tek bir amacı vardır Tituba.Kötülük!"
Sarah birden ayağa kalktı
"Eskiden öyleydi!Şimdi karşınızda yeni bir Sarah duruyor.Acıların ve kötü hatıraların izlerini teker teker herkese yaşatacak bir Sarah!"durdu.Yutkunarak
"Sen Tituba mı dedin?"
Annem gözlerine ulaşmayan bir gülümsemeyle karşılık verdi
"Çok iyi rol yapıyorsun Tituba.Ama maalesef işe yaramadı.Seni cadı mahkemesi adına tutukluyorum.Eğer bu evden dışarı tek bir adım atarsan yürüyen bir ölü olacaksın!"
Sarah'ın suratı asıldı.Yüzüne sanki bir perde örtülmüştü.Derinlerden gelen bir sesle
"Ben Tituba değilim."dedi.
Hızlıca bir kolunu beline bastırıp annemi tekrarlayarak
"Tutuklusun!"dedim.
"Ben Tituba değilim!"diye bağırdı.Ama elimdem kurtulmaya çalışmıyordu.Titrediğine rağmen başı dik bir şekilde anneme bakıyordu.Güçlü görünmeye çalışıyordu.Annemden bir komut bekledim.Annem yerine kız konuşmaya devam etti
"Size bunu ispatlıyabilirim."
Annemle göz göze geldik.
"Nasıl?"dedi Rodny.Hepimiz ona bakınca
"Hey hayatımda ilk defa böyle bir olayla karşılaşıyorum.Merak etmem normal."
Kız göz devirdi.
"Benim kanım sizde,değil mi?"
"Sarah'ın kanını soruyorsan bizde,ne olmuş?"
"Onu bana getirmelisiniz.O zaman benim Sarah olduğumu ispatlıyabilirim."
Annem kıza doğru düşünceli bir şekilde baktı.Kısa bir süre sonra
"Sky.Kanı getir."
dedi.Ne?Gerçekten de cadının istediği şeyi yapıcak mıydı?Anneme 'emin misin' bakışı attım.Kafasını olumlu anlamda salladı.Kızın kolunu sertçe bıraktım ve hızlıca aşağı,depoya doğru indim.Bu kıza güvenmiyordum.Ne yapacağını ve neler yapabileceğini bilmiyordum.Sanki şuan tutuklu o değilde bizmişiz gibi hissediyordum.Revirde gördüğüm rüya aklıma geldi.'Köle' kelimesi kafamın içinde dönüyordu.
Kan elimde salona girerken kızın yüzüne baktım.İfadesizdi.Boş gözlerle elimdeki kan şişesine bakıyordu.Benim yerime Rodny kızın kolunu tutuyordu.Kıza yaklaşınca kolunu Rodny'nin elinden hızlıca kurtardı.Yanındaki masadan içi papatyalarla dolu bir vazoyu aldı.Ne yapıcağını merak ettiğimden engel olmadım.Vazonun içindeki papatyaları tiksintiyle yere attı ve vazoyu masaya vurarak kırdı.Annem bir hamle yapıcak oldu ama onu durdurdum.Kız elinde kalan vazo parçasıyla diklemesine bir bileğini kesti.
Bana"Şişenin kapağını aç."diye komut verdi.Açtım.
Rodny
"Oh hayır,kan!"diyip bayıldı.Onunla ilgilenmedim.On saniye sonra ayılacağını biliyordum.
Kız bana doğru geldi.Kan şişesini kesik olmayan eliyle aldı ve diğer kesik olan bileğine yukardan dökmeye başladı.Kan şaşırtıcı bir şekile bileğinin kenarlarından akmıyordu.Direk damarının içine giriyordu.Yere bir damla bile kan akmamıştı.Şişenin içindeki kan direk damarın içine giriyordu.Kız tüm kanı boşalttıktan sonra şişeyi masanın üstüne bıraktı.Bileği tüm kanı emdikten sonra hızlı bir şekilde iyileşmeye başladı.Kısa bir süre sonra bilek eski haline döndü.
"Kan."dedi kız."Kan her zaman yolunu bulur.Ait olduğu yeri bilir."
Rodny yerden kalkarken
"Ben iyiyim.Ne kaçırdım?" dedi.
Annem şaşkınlığını gizlemeyerek
"Bu büyü hiçbir kitapta yazmıyor.Biz nasıl olurda bu büyüyü bilmeyiz."
Kız tebessüm ederek
"Daha bilmediğiniz çok şey var bayan Hopskin.Neyse,Tituba olmadığım ispatlandığına göre kölemi alıp gidebilir miyim?"
"Ne kölesi?Sen Tituba değilsen seni kim çağırdı?"
Kız bana bakarak
"Sanırım iki sorununda tek bir cevabı var.Sky!"
İtiraz eder bir şekilde
"Ben ne bir cadı ne bir köleyim."dedim.
"Sky,motosiklete binerken duyduğun sesleri hatırlıyor musun.Onlar bana aitti.Benden yardım istedin.Bende sana yardım ettim.Cadı kurallarını bilirsin.Eğer bir cadı sana yardım ederse cadının isteğiyle onun kölesi olabilirsin.Ve ben senin kölem olmanı istiyorum."
Üstüne doğru yürüdüm
"Beni kandırdın.O bir hileydi.Motosikletin frenleriyle oynadın."dedim
Annem beni engelleyerek araya girdi.
"Kölelik antlaşmasında senden yardım isteyen kişinin seni çağırması gerekiyor.Sky'ın seni çağırması imkansız."
Kız kıkırdadı
"Bayan Hopskin.Gözlerime bakın.Çağırılmış cadı çağıran kişiden bir özellik alabilir.Benim gözlerim eskiden kahverengiydi.Ama şimdi oğlunuzunkilerle aynı.Buna ne diyeceksiniz?"
Annem gözleri dolmuş bir şekilde kıza bakıyordu.Ağzından tek bir cümle çıktı.
"Sarah Good'un laneti!"
"Eski dostlarımın isimlerini duymak güzel.Şimdi.İzninizle..."
Annem beni arkasına aldı
"Onun yerine beni al."
Kız suratını buruşturdu
"Sen çok yaşlısın.İşime yaramazsın"dedi.
Annem pes etmiyordu.
"Ya ben ya hiç."
Kızın sabrı taşıyordu.Ben ise hareketsiz bir şekilde yere bakıyordum.Hepsi benim hatamdı.O akşam engel olsaydım bunların hiçbiri yaşanmıyacaktı.Cezamı çekmeliydim.Annemi kenara çekerek kıza doğru yöneldim.
"Gidebiliriz."
Kız keyifli bir şekilde
"Uslu çocuk" dedi.
"O gidiyorsa bende geliyorum!"
Rodny kararlı bir şekilde kıza bakıyordu.
"Ah.Ben sadece bir kişi için buradayım.Başka kimseyi istemiyorum.Tamam mı!"
"O zaman o da gitmiyor."
"Baş belaları!Pekala.Sende işime yarayabilirsin.Başka gelmek istiyen var mı?Şurdaki askılık gelmek istiyormuş gibi."
Rodny yanıma geldi.
"Seni şu kaltakla yalnız bırakıcağımı sanmıyordun herhalde"dedi.Gülümsedim.Anneme baktım.Gözleri kıpkırmızıydı.Gelip sarıldı.Kulağıma
"Eğer onu öldürürsen serbest kalırsın."dedi.
Geri çekilip suratına baktım.Ne duruma düşmüştüm.Bir daha anneme sarılarak
"Öldürmeye gerek kalmayacak,emin ol." dedim.
Göz yaşlarını sildim ve anneme arkamı döndüm.İçimden 'bunu hakettim' diye tekrarlıyordum.Sonucuna katlanmalıydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İncarnate
Fantasy"Kurt kuzuyu yer." "Kurt kuzuya aşık olur." "Peki ya kurt kuzu olabilir mi?" Babasından aldığı eğitimle avcı olmaya hazırlanan Sky,bir gün arkadaşlarıyla oynadığı tehlikeli bir oyun sonucu birinci nesil bir cadıyı uyandırır.Bu cadı uyandığında yarım...