Romeo_07: Okunma sayısını gördün mü?
Bloğa girdiğim an Romeo'nun mesajını gördüm. Hemen son yayınladığım hikayeye tıkladım. 150 bin okunma mı? Hem de 2 günde!
Romeo_07: Bu, bugüne kadar aldığın en iyi okunma.
Pixie: Evet, gerçekten öyle! İnanamıyorum.
Romeo_07: Beni inandıramayabilirsin ama hiç değilse birkaç bin kişinin kalbine dokunmuşsun gibi görünüyor.
Pixie: Ben senin kalbine dokunmak istiyorum.
Bir dakika, ne? Neden böyle bir şey yazdım ki şimdi? Mutluluktan nasıl davranacağımı şaşırdım resmen.
Romeo_07: Belki de bu o kadar da zor değildir. Senin için yani.
Pixie: Gardını indiriyor gibisin?
Romeo_07: Tam olarak öyle denemez.
Bunu yazarken yüzünü buruşturduğuna emindim. Ama onu nasıl bu kadar iyi tanıyabilirdim ki?
Pixie: Beni ne zamandır takip ediyorsun?
Romeo_07: En başından beri.
Pixie: İlk hikayeden beri mi? Gerçekten mi??
Romeo_07: Evet. Buraların sahibi falanım yani.
Pixie: Ama nasıl.. Aşktan nefret ederken bu hikayeleri nasıl okuyabildin?
Romeo_07: Sana zevk almadığımı söylemiştim...
Pixie: Hadi ama, Yağmur ve Ateş'in aşkından da mı etkilenmedin?
Romeo_07: Hele o isim seçimleri... Zıt karakterler ama aynı zamanda birbirlerine ihtiyaçları var mesajı vermeye çalışman... Ateş'in Yağmur'a "Ben olsam yanacağımı bile bile atlardım ateşe." demesi. Aslında Yağmur'un onu söndürüp yok edeceğini anlamaması...
Pixie: Bu tuzak bir soruydu. Bu vıcık vıcık hikayeyi bile okumuşsun! Böyle şeylerden nefret eden birinin bu hikayeyi okumaya midesi dayanmazdı. Ben bile yazarken bazı yerlerde bunaldım.
Romeo_07: Sırf konularından hoşlanmıyorum diye yazdıklarını okumamazlık edemezdim. Kendime dürüst davranmamış olurdum bir kere. Çünkü senin dilini seviyorum. Sözcükleri bir araya getiriş şeklini... Daha önce hiçbir yerde görmediğim, kırk yıl düşünsem aklıma gelmeyecek cümleler kuruyorsun ve bunu çok normalmiş gibi yapıyorsun. Yazdıklarını okumayı seviyorum, ama ne anlattıklarına gelecek olursak aynı şeyi söylemem mümkün değil.
Pixie: Ah Romeo, Romeo! Sana olan tüm kızgınlığım geçti. Anladım ki senin derinlerinde bir yerlerde -ama baya bir derinde, hani çok dibe inmek lazım- aşk ateşi yanıyor. Evet, artık bundan eminim. Senin tek ihtiyacın olan şey ön yargılarını yıkmak.
Kır, parçala, at şu tabularını Romeo! Aşkı içinde hisset.Romeo_07: Öyleyse bana yardım etmek ister misin?
Pixie: Ediyorum ya işte. Seni temin ederim bu hikaye bittiğinde aşık olacak birini arayacaksın. Hem de yana yana!
Romeo_07: Belki de bulmuşumdur. Ve çoktan yanıyorumdur.
Bu cümleyi okuduğumda ağzımın kuruması normal miydi? Bu ses de nereden geliyor? Çok yakınlardan... Kalbim mi atıyormuş öyle hızlı hızlı?
Romeo_07: Binlerce kez iyi geceler sana, Pixie.
Romeo_07 çevrimdışı oldu.
Bu neydi şimdi? Benimle dalga mı geçiyordu?
"Kesin bu hesabın arkasında 60 yaşında biri var." Çarşafı üzerime çekerken kendi kendime söylenmeye devam ettim.
"Biri seninle feci şekilde dalga geçiyor Miray, dikkatli ol." Sonra kendimi gücendirdiğimi fark edip vicdan azabı duydum.
"Böyle güzel konuşabilen birinin ruhu oldukça canlı olmalı." Gözlerimi, açık pencereden odama ışığını süzen yıldızlara çevirdim. Birine uzanıp tutuverecekmişim gibi elimi uzattım.
"Gerçi adın ne değeri var? Şu gülün adı değişse bile kokmaz mı aynı güzellikte?" Sesim fısıltıyla çıkmıştı ama kelimelerimin tüm gökyüzünü doldurup Romeo'nun penceresinden içeri süzüldüğünü hissettim. Kim bilir, belki o da hissetmiştir. Sözcüklerimin kilometreleri, güzel bir teni ve kemikleri geçip kalbini okşadığını... Kim bilir?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaz Rüyası
Chick-LitBence insan senin de dediğin gibi, bir ruha aşık olmalı. Normal hayatımda gördüğüm yüzlerce insana rağmen ben, hiç tanımadığım, hiç bilmediğim; ama düşüncelerine ve hislerine hakim olduğum biri hakkında düşünmeyi daha çok seviyorum. Zihnimin seninle...