Olaylar çok garip bir şekilde çok hızlı gelişiyordu, anlıyordum. Bugün onlarla geçirdiğim 7. Gündü. Neredeyse 7 gün boyunca her gün birlikte vakit geçirdik, birlikte eğlendik. Birbirimizden vazgeçmedik. Ben Tuna'ya hobilerimden bahsettim, o bana hayatından bahsetti. Voleybol oynamayı çok seviyormuş. En sevdiğim de neydi biliyor musunuz? Canım çok acıyordu, şaka olsun diye voleybol topunu kafama atıp gülerdi.
"Hadisene voleyboldan nefret eden kız, voleybol oynayalım!"
Ben ona duygusuz gibi davrandıkça o bana daha da ilgiyle yaklaşırdı.
Ben onunla konuşmadığım her an o benimle konuşurdu. Bana ilgi gösteriyordu, emindim. Saklambacından tut neler neler oynamadık. İçimde oluşan bir his vardı. Henüz bu hissi tanımlayamasam da buna aşk denilebilirdi. Yaz tatilinin bitmesine 2 hafta kalmıştı. Gergindim çünkü okulda aramızın açılacağından çok şüpheliydim.
Her gün umarak yaşadığım her olumlu düşünce, beni yanlış yollara çıkarmaz. Emindim. Onun gözlerindeki ışık kadar emindim. Onun sevgisi kadar emindim. Ona duyduğum aşk kadar emindim. Emindim. Ben kendime güvendim. Ben kendimden emindim, halimden emindim. Aşkımdan emindim.
Ben emindim..Ne olursa olsun, ister gel vur bana yine de bırakamıyorum. Çok korkuyorum kaybetmekten seni. Nasıl birden hayatıma girdin böyle anlayamıyorum bile. Sokaktan öylece geçen insanlar gibiydin, yabancı. Onca çiçek arasından gözlerim bağlı en güzelini bulmuş gibiydim ben, seni buldum. Her halinle çok özelsin.
Seni hayal ederek uyuyup, seni hayal ederek uyanmak, güzel bir rüyaya dalmaktan daha iyiydi.
Tüm çiçeklerden daha güzeldin.
Güzel kokuyordun.
Saçların yumuşacıktı.
Gözlerin parlıyordu.
Yetenekliydin.
Başarılıydın.
Güzel gülüyordun.
Çok kısa süre oldu belki de ama kısa sürede hayatımda çok büyük ve önemli bir yer aldın.Okulun başlamasına sayılı günler kaldı. Son günlerimizde güzel şeyler de yaşadık. Mutluluktan ağlayarak uyuduğum günler oldu. Aklıma geldikçe ağlasam da şuan, hayatımda önemli bir yer aldın.
***
***
Ellerin kan içinde kalsa da ellerin yine çok güzel;
Ellerin.. Sevdiğim en güzel şeylerden biriydi. Her zerreni kusursuz sayardım. O gün saklambaç oynarken sen beni de yanına alıp paslı çiviler, kırık sivri camlar, eski püskü eşyalar, parçalanmış tuğlaların olduğu bir çatı-garaj üstü- bir yere çıkardın. Gel burada saklanalım dedin. Geldim yanına, seninle aynı yerde, bir köşede tek olmak dünyanın en güzel hissiydi sanki. O an acıyla kıvrandığını gördüm, ellerin kanıyordu. Endişelendim senin için, nolduğunu da anlamadım. Bana yalvarır gözlerle bakıyordun. Oyun dursun diye bağırdım. Herkes toplandı yanımıza geldi. Sağ eline cam batmış. Ellerin kanıyordu... Annem seni görünce benden çok endişelendi; annem seni kendi oğlu gibi seviyordu çünkü. Elini sardım, ellerine dokundum. Çok güzel bir histi. Annem eline pansuman yaparken sırf canın yanmasın kafan dağılsın diye seni kendi kedimle oyaladım. Kedimin kulaklarını geri çekip salakça hareketler yapıyordum, sen de bana gülüp duruyordun, kalbimi hissedemiyordum öyle bir atıyordu ki... Çok güzel gülüyordun.Kedimi çok sevdiğini söyledin bana. Annemle çok konuşuyormuşsun. Yolda annemi görünce hep selam verip en az 10 dakika boyunca saçma sorular sorarak da konuşsan yine de konuşuyormuşsun.
En sevdiğin ders matematikmiş.
Yengeç burcuymuşsun.
Haziranda doğmuşsun.
Doğum günümüz aynı; 23.
Kedileri çok severmişsin, hep kedi istemişsin ama alma imkanınız yokmuş.***
***
Seninle bisiklet sürmek;
Yapılan aktivitelerin en güzel yanı da seninle yapmaktır. Bu aktivitelere beraber dahil olmak. Dünyada gördüğüm çoğu şeyden daha güzel.
Beraber bisiklet sürdük ilk defa seninle, ikimiz beraber, konuşa konuşa, sallana sallana, beraber.
Beraber..
Düşündüm ki aramızda bir şeyler olabilirdi. Sen beni ben seni sevebilirdik. Biz aşıklar olabilirdik.
Akşam üstü bir vakitte, hiç kalmadığın vakitlerden biriydi. Akşam 7, Akşam 8, Akşam 9
anlıyordum hep birlikte kalalım isterdin. Ailen izin vermezdi. 2 saat boyunca birlikte bisiklet sürerken bana çok fazla şeyden bahsettin. Eskiden yüzmeye gidiyormuşsun. Fenerbahçeliymişsin.
Bir hafta önce yakın bir akrabanız köye gideceği için size cins (scotish fold) kedisini bırakmış. Bir hafta boyunca onunla ilgilenmişsin.
Bir keresinde Kerem'le akşamüstü oynarken sana verilen sınırlı saati geçmişsin. Akşam ezanında evde olman lazımmış ama sen akşam ezanından sonra 2 saati daha Kerem ile geçirmişsin. Tüm akrabalarını, anneni, babanı, tüm evi ayağa kaldırmışsın. 3 tane abin varmış.
Birsürü şeyden bahsettin. Bir sürü anını bana anlattın. Hepsini merakla dinledim, yargılamadım. Sustum ve dinledim. Motive edermiş gibiydin, mayışmış bir bebek gibi anlatıyordun bana. Çok hoşuma giderdi. Kısa bir süre sonra eve gitmen gerekti. O gün ilk defa annenin sesini duydum.***
***
Ailenle tanıştım;
Benden habersiz beni evde mutluluktan delirtecek bir şey yaptın.
Ben uyuyordum o sırada.
Anneni annem ile tanıştırmaya getirmişsin. Annen ile annem tanışmış. Birbirlerini tanımışlar. Annem anlattı hepsini, çok tatlı bir kadın dedi, çok iyi anlaştık dedi. Arkadaş olduk dedi. Mutluluktan ağlıyordum yine. Çok mutluydum anlatamazdım. Siz hiç gördünüz mü böyle bir şey? Bir insan için annenizi evden çıkarıp, bir kızın evlerine, kızın annesiyle tanıştırmaya getireceksiniz.
Bunu düşünmek bile heyecan veriyordu. Günler sonra, güneşli ve sıcak bir günde, yine bisiklet sürüyorduk. Beni babanın iş yerine götürdün. Baban iş yerinin önünde ayakkabı raflarının arasında siyah bir sandalyede oturuyordu. Beni görünce gülümsedi. Bir bana, bir sana baktı. Gözlerinin içi gülüyordu. Merhaba kızım dedi. Merhaba! Diye samimi olmaya çalışarak karşılık verdim. Benimle tanıştı, seninle birbirimizi bırakmamamız, birbirimizi korumamız için bizi tembihledi. En son beni mutluluktan kafamı yerlere vuracağım bir şey söyledi;
"Siz arkadaştan fazlası olursunuz." sıfır şaka eve gelip sırf bunun için saatlerce mutluluktan ağladım. Uyudum, uyandım. Yine ağladım, çok mutluydum Allah'ım ölüyorum! Çok mutluyum! Aşkımı buldum ben! Annesiyle babasıyla tanıştım! Arkadaşlarıyla tanıştım! Samimileştik, ortak yönlerimizi bulduk, birbirimizi korumaya söz verdik. Ölüyorum ya! Ölüyorum! En mutlusu benim.
***
BÖLÜM SONU