Sevgili günlük;
Ruhum umutsuzluğun yeni bir boyutunu yaşıyor. 18 gün sonra 17 yaşında olmanın sıkıntısı var içimde. On altı. Gençlikle çocuksuluk arasında olan , büyüklere "Ben daha çocuğum" diyerek sorumluluklarından kurtulabileceğin , çocuklara ise "Ben senden büyüğüm." gibilerinden laflar etmenin yaşı. Eğlencenin , sokaklarda bağırarak şarkı söyleyebilmenin, sosyal medyada sabahlayabilmenin, kitaplara ve filmlere aşık olmanın yaşı. 17 olmaktan korkuyorum. 17 yaşında olmak istemiyorum. 17 aşkın yaşı derler. Bu kadar insan aşktan şikayetçiyken aşık olmak istemiyorum. 16 yaşımda siyahla tanışmış olabilirim. Bir kez siyah olduğunuz da siyahtan kurtulamazsınız. Siyah yalnızlığın rengidir. Umutsuzluğun rengidir. İçinizde ki masumiyet öldüğünde , ışığınızı kaybettiğiniz de , hayal kırıklığına uğradığınız da bu renge bulanırsınız. Artık siyahsınızdır. Bazen siyah olmaktan şikayetçi olursunuz ama ondan vazgeçemezsiniz. Bu gücü kendimizde bulamadığımızdan mı yoksa gün ışığına maruz kaldığımızda ki gözlerimizin acısından korktuğumuzdan mı bilmiyorum.
Ayrıca konu nasıl siyaha geldi onu da bilmiyorum. 17 olmaktan kurtulamayacağım sanırım. Zirvede bırakmak en iyisidir aslında. Fakat merak ediyorum. Devamında ne olacak merak ediyorum. Keşke ile başlayan cümleler kurmayacağım bi hayatım olsa yeterli aslında. Ya da hiç değişmeyeceğim bi hayatım olsa da yeterli. İnsanlar kırıldıkları zaman değişir derler. Çok ciddi boyutlarda bi kırgınlık yaşamadım. Ama 3,5,8,10.... bilmiyorum kaç kez kırıldım ama kırıldım. Kırıldığım zamanlarda değiştim fakat beni kıran insana değiştim. Başka bi insanın yaptığı hatanın bedelini neden kendimi değiştirerek , onu desteklercesine ileri ki zamanları da etkileyecek bi değişiklik yapayım. Ben değişmiycem. Başaramayacaklar. Sadece kıran insanlara hakettiği gibi davranıcam. Ben insanlara hala güveniyorum. Güvenimi boşa çıkaran insanlar olabilir fakat bu tüm insanların öyle olacağının göstergesi değildir. Yeni fikirler mi ? Her zaman açığım. İçimde iki insan var gibi. Biri siyah diğeri ise ona meydan okurcasına renkli. Birbirine zıt iki kişiliği aynı anda taşımak ve ikisini de ayrı ayrı tatmin etmek bazen güç olsa da ikisini de seviyorum. Ben ne tam bir siyah ne de tam bir maviyim. Ben gri gibi de değilim de gökyüzü gibiyim. Gündüzleri mavi , eğer bir de güneş varsa benden daha özgür bi mavi bulamazsın. Gece olduğunda ise yıldızlarımın ışıklarını söndürecek kadar siyahım. Zift siyahı. Kömür siyahı. Ölüm siyahı. 17 yaşıma yaklaştığım her gün gökyüzümde illetli bir hastalık gibi siyah olan yerler yayılıyor. Direniyorum. 18 gün boyunca direneceğim. O gün geldiğinde zırhım dayanmayacak hale gelecek. Fakat hala 16 iken hala gençken yapmam gerekenler varken 17 olamam. Senden korkmuyorum 17 !
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deneme
Non-FictionBu zihnimin ya da hayal gücümün hikayesi değil bu benim hikayem. Benim günlüğüm. Yaşadıklarım yaşamak istediklerim. Oksijen israfı olan bir insanın yapabildiği tek şey YAZMAK. En iyi yaptığı şey ise boş gözlerle yıldızları izlemek. Ruhu karanlığın i...