Kardeşimle birlikte odanımın kapısına çömelmiş,birbirimize çaresizce bakıyorduk.
Sonunda istediğim olmuştu diyordu bir yanım, diğer yanım ise böyle bir şeyi istediği için pişmanlık içinde kıvranıyordu. Annem ve babamın bağırışları salondan bizim odamıza kadar her şey net bir şekilde duyuluyordu sonra ise birşeylerin kırılma sesleri.
Birkaç dakikalığına her şey sessizliğe bürünmüştü. Kardeşim ellerini kulağından çekmiş büyük kahverengi gözlerinin içindeki o minicik umut ışıgını gördüm o kadar minikti ki, o ışıga destek olacak hiçbir şey yoktu...
Ardırdan kapının kırılır gibi çarpma sesi evin içinde annemin ağlayış sesleri ile birlikte yankılandı. Annemin yanına gidip veya gitmemek arasında tereddütte kalmıştım. Duygularıyla oynanmış insanlara müdahale veya karışmamamız gerekirdi, kendimden biliyordum.
Biri seni uçurumdan itmiş gibi hissederken bunun yanında bunu hayatını paylaştığın birinin bunu yapması kolaylıkla iyileşebilecek bir yara degildi,izi kalırdı.
Ve yineden kırılma sesleri geldi,ev yavaş yavaş karanlığa bürünmeye başlamıstı.
Annemin yanına gittiğimde önce yüzündeki akmış göz makyajı sonra elindeki bira şişesi dikkatımı çekti,annemi nadiren içerken görürdüm.
Ona hızlıca sarıldım sanki onu bırakmayacakmış gibi sarıldım,sımsıkı.
Elinden şişeyi alıp masaya yavaşça koydum bu sırada bişey mırıldanıyordu net duyulmadıgı için anlayamıyordum.Onu yataga bırakıp üstünü örterek kapıyı yavaşça kapattım.Odama geri döndüğümde Violet'in yanına yavaşça kıvranmıştım,bana ihtiyacı vardı.
Elime telefonu alıp bu sabahın erken saatlerinde koydugum gitar cover'ına gelen yorumlar ve begeniler dudagımın hafifçe kıvrılmasını sağlamıştı.Telefonu kenara koyarak,elimi yastıgın altına sıkıştırarak uykuya dalmaya çalıştım fakat uyku tutmuyordu.
Yaklaşık birkaç saat sonra uyandıgımda kendimi mola vermeden 5 kilometre koşmuş gibi hissettim.
Yatakta dogruldugumda susadığımı fark ettim alt kata indiğimde anneminde orda öylece durdugunu gördüm.
"Anne?İyi misin ?"
"İyiyim,iyi olacagım sizin için çabalayacagım"dedi ellerini yanaklarımın içine alıp alnımı öptü.Bende ona sıkıcı sarıldım.
"Sık sık kavga ediyorduk ve tartışıyorduk böylesi daha iyi.." Sona doğru sesi çatlamaya başlamıştı.
"Anne..Şimdi git dinlen olur mu çok yorgunsun" Konuyu başka çekmeye gayret göstererek.
Merdivenleri adımladıgımızda herkes odasına çekilmişti.
Yatakta sırt üstü yatmış tavanı seğrederken babamın şuan nerede ne yaptığını merak etmiştim,arada kavgalarımız olurdu fakat ertesi gün hiç kavga etmemiş gibi davranırdık.
Kafamı yastığa gömdüğüm gibi uyuya kalmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Planet
Lãng mạn"Ölmüs birini nasil geri diriltebilirsin?" Diye sordum bugulu olan gözlerimi ona çevirerek. Söyleyeceği sözleri merak ettiğimden gözlerim dudaklarına kaydı "Sevgiyle"dedi kiraz rengideki dudaklarını benimkilerin üzerine bastırarak.