Kadir olayının üzerinden epey zaman geçmişti. Leyla'nın ölümünden hâlâ kendini suçluyordu Süsen. Sarp inatla "sen itmedin" dese de Süsen, "itmedim ama kavga ettik, etmeseydik düşmezdi" diyerek o günden kendini sorumlu tutuyordu. Haksız sayılmazdı ama Leyla çok ileri gitmişti. Kader işte... Konu Ömer olunca Süsen dayanamıyordu, fazla hassas olması onu adeta bi aslana çeviriyordu. Sinirlenince yanlış şeyler yapabiliyordu. Tıpkı Ömer gibi...
.
.
.
.
Yarı yıl tatilinde Süsen ilk kez hiçbir şey yapmamıştı. Geçen birinci dönemin şoku anca atlatılıyordu. Ömer, abisi Kadir'in nasıl öldüğünü, olayda Süsen'in olduğunu, kendisinden sakladığını öğrenince değişmişti. Haliyle tabi...
Süsen bunların yaşanacağını sanki hep hissediyordu. Ömer anlayışlı biriydi ama kaldıramazdı bu öğrendiği gerçeği. Olayı net dinledikten sonra kimseyi polise şikayet etmemişti. Melisa hâlâ İsveç'deydi. Ömer bu olayda en çok Süsen'e kızgındı. Evet... Onu hapse vermemişti çünkü Ömer Süsen'in onu nasıl sevdiğini biliyordu. Süsen'den ayrılmak ve bir daha hiç barışmamak zaten Süsen için fazlasıyla cezaydı. Süsen'e göre Ömer fazla anlayışlı davranmıştı. O hiç böyle tahmin etmiyordu. Süsen'in tek tahmin ettiği şey Ömer'in kendisini affetmeyeceğiydi. Ömer de zaten öyle yaptı. Birinci dönem cidden zordu hele yarıyıl tatili yaşananlar... İkinci dönem başı Ömer'in Süsen'in suratına bir kere bile bakmaması... Süsen, şu an okulda olmasına bile şükrediyordu, hapiste olabilirdi... Birinci dönem ve yarı yıl hiç affetmemişti ama ikinci dönem başı Ömer ve Süsen'in yaşadıkları onları barışma raddesine kadar götürmüştü. Ömer affetmek istiyordu ve bir tartışma esnasında ağlayarak Süsen'in affettiğini söylemişti. Hatta sarılmışlardı da ama daha sonra pek konuşmamışlardı. Ömer hep üzülüyordu. Affetmek istiyordu ama bir tarafı ona hep affederse abisine ihanet etmiş gibi olacağını fısıldıyordu. Süsen'in ailesi olsun, yaşadığı yalnız hayatın zorluğu olsun, Ömer'in sanki başında dert yok gibi yaşadıkları olsun hersey onu affetmeye yaklaştırmıştı. İkinci dönem anlayacağınız epey olaylı başlamıştı. Ömer son tartışmalarında "affetmek istiyorum hatta affettim" demişti, sarılmışlardı ama garip bir şekilde hiç bakmıyolardı birbirlerine. Hâlâ... Asiye Doruk'u affetmişti zaten.
.
.
(çok giremiyorum çünkü affetme kısmını da bir bölüm olarak yazıcam sadece barıştıklarını bilin, neyse devam)
.
.
(ikinci dönem başlayalı 1 ay olmuştu)
.
.
.
Edebiyat dersiydi ve garip bir dejavu yaşanmıştı çünkü benzeri geçen sene de olmuştu. Filiz hoca yine sınıfa gelip her ikinci dönem yapılan kostümlü balonun bu sene de yapılacağını duyurdu. Süsen'in aniden gözleri doldu dönüp bakmak istese de en son "seni affettim" cümlesini duysa da bakamadı. Ömer'in de aklına geçen sene nasıl kral seçildiği, kraliçesinin kim olduğu geldi. Ömer birden söz isteyip lavaboya gitmek istedi. Kafasındaki sesle boğuşuyordu. Lavaboda kendine şunu sordu:
Cidden için soğuyor mu Ömer, hâlâ bir şeyler hissediyor musun Süsen'e, hâlâ mı ya? Evet affettin ama... farklı işte olum!.
(evvelsi gün).
Süsen arka bahçede tek başına oturuyordu ve durduramadığı göz yaşını siliyordu. Elleriyle başını kenetleyip başını dizlerine kadar gömerek ve bir of çekti. Arkasından ona doğru yaklaşan bir ses duydu. Ömerdi bu!- İlla biriyle mi gitmek gerekiyor partiye ?
Süsen hızla kafasını kaldırdı, Ömer cidden şu an bunu soruyor muydu, üstelik sesi gayet iyi geliyordu. Yavaşca kafasını çevirip gözlerine baktı. Göz temasını hiç kesmediler. Ortamda sessizlik vardı. Ömer bir adım daha yaklaştı. Süsen'in yüzünden şok olma ve anlam verememe çok net okunuyordu. Yutkunarak:
-bi... bilmem... yani...
Ömer bir adım daha atarak çok yumuşak bir ses tonuyla sordu
- Birlikte gidelim mi ?
Süsen istemsizce gülmeye başladı, Ömer de gülüyordu. Süsen olanları anlamıştı. Cevap verdi
- Bilmem ki... tamam olur. Peki kostüm ne diyeceksin ?
Gülüşüyorlardı. Ömer gülerek cevap verdi
- Prens falan olmam baştan söyliyim
- ya ben zaten geçen sene rockstar oldum hatta kraliçe seçildim herkes beğenmişti
- Yine olmak ister misin ?
- isterim de...
*ömer bölerek cevap verdi*
- tamam, ayarlarız. Yalnız kalmamış oluruzSüsen başını onay verir şekilde salladı. Ortamdaki atmosfer harikaydı. Tıpkı geçen seneki gibiydi. Birbirlerine uzun uzun bakmayalı olmuştu. Sessizlik vardı. Ömer sessizliği bozarak ekledi
- Görüşürüz o zaman
- görüşürüz...(Ve sahne bitimi. Baloya gitme sahnesini bir sonraki bölümde yazarım)