BAZEN KALP AKLI KARIŞTIRIRDI

25 16 1
                                    

Benim en sevdiğim söz, senden duyduğum bendir.

                                                                                     Özdemir Asaf

     Gittiğim en güzel baloydu diyemem ama yine de güzel geçmişti . Zaten Bora'nın olduğu her yer güzelleşiyordu. Neydik bilmiyordum ve bu benim canımı sıkıyordu. Bora'nın karşısına geçip biz neyiz? bile diyememiştim. Utanıyor muydum yoksa alacağım cevaptan mı korkuyordum bilmiyordum. Kafam öylesine dolu ve sıkışıktı ki inanın düşünürken zorlanmaya başlamıştım. Normalde kimseden çıkma teklifi almadan çıkmazdım. Bu bir hataydı , balo gecesi bunu yapmamalıydım. O günden sonra sanki bir şeyler değişti içimde. Boraya ne kadar yakınlaştıysam o kadar soğuk yapmaya başlamıştım. Belki de korktuğumdandır , belki de her şeyin çok çabuk olmasından. Açıkçası balo gününden sonra aklım hep Yarkın'daydı. Bora'nın beni öptüğünü duyunca ne hissedecekti. Kalbime saplanan bir bıçak hissettim. Neden aklım Yarkın'daydı? Ondan hoşlanmıyordum , o sadece benim arkadaşımdı... Balo geçesinin üstünden tam dört gün geçmişti. Aklımı artık bu sorularla doldurmamalıydım. Yatağımdan kalkıp gri eşofmanımı ve siyah sweatimi giydim. Çantama bir defter ve kalem kutumu attım ardından montumu ve ayakkabılarımı giyerek evden çıktım. Ne makyaj yapmıştım ne de düzgün saçımı taramıştım. Aşağıda beklerken donmak üzereydim. Gözlerimi kapattım ve dondurucu havayı tenimde hissettim. Bu sırada kornanın çalmasıyla yerimde sıçradım. "Aman Tanrım ne yapıyorsun?" Bora arabadan indi, gülerek yanıma yaklaştı ve yanağıma bir öpücük kondurdu. Bu balo gününden sonra her gun olmaya başlamıştı. Ben arabaya binerim ya da Bora arabadan iner ve yanagima bir öpücük kondururdu. "Meditasyon falan mı yapıyorsun? Üstelik ayakta!" Gülümsedim "Evet terapim!" Arabaya bindiğimde sıcak hava beni karşıladı. Bora bir andan yola bakıp bir yandan da müzik seçmeye çalışıyordu. "Hadi ama neşelen! Hasta falan mısın?" Kafamı hayır anlamında salladım "Yorgunum." Bora bana ters ter bakarken "Önüne baksana salak, kaza yapacaksın!" diyerek önüne dönmesini sağladım. "Tamam ölmek istemiyorsun anladım! Uyumak seni yoruyor olmalı biraz uyanık kalmayı denesen nasıl olur?" Dalga mı geçiyordu yoksa ciddi miydi? "Sen ciddi misin? Dalga geçilecek havamda değilim." Bora dikleşti ve "Cidden eve gittiğinde uyuyorsun artık ders yapmıyorsun bence uyumak sana zarar veriyor." Uyumanın nasıl bir zararı olabilirdi ki? "uyumak beni rahatlatıyor." dedim ve koltuğa gömüldüm. "Hayır sen öyle sanıyorsun , Her şey kararında güzeldir sen neredeyse gününün hepsini uyuyarak geçiriyorsun!" Kafamı iki yana salladım. "Peki." Ona haksızlık yapıyordum. Madem kendimi kötü hissedecektim ona karşılık vermemeliydim. Onu sevmiyor değildim ama ne kadar istesem de vücudum beni ondan itiyordu. "Bir sorun mu var? O geceden beri sanki mesafelisin." Beklediğim soru gelmişti işte. Ne diyecektim? Derin bir nefes aldım. "Hayır yok..." Okula gelmiştik bile Bora arabayı durdurdu ve bana döndü "Gözlerimin içine bak. Bir sorun var." Ben sadece onun gözlerine bakıyordum o ise benim gözlerimin derinliklerine bunu hissedebiliyordum. "Güvenemiyorum." dedim bir anda. "Yanlış anlama seninle ilgili bir sorun değil. Güvenemiyorum neyin doğru olduğunu anlayamıyorum. Çok düşünüyorum belki de saçmalıyorum. O geceden sonra sana haksızlık yaptığımı düşünüyorum çünkü senden bir anda uzaklaştım. Korkuyorum Bora... Aynı şeyleri yaşamak istemiyorum." Cevap yok. Ne kadar güzel her şeyi batırdım! Ne kadar salağım ya!

  Çocuk gelsin seni öpsün üstelik senin sevdiğin çocuk sen git bide güvenmiyorum , korkuyorum de Nefes!  Şuan mükemmel bir ilişkin olabilirdi belki. Seninle gurur duyuyorum!

Yüzüme vurma içses!

     Bora bir elini yanağıma koydu. "Sana kim ne yaptı ne hissettirdi umurumda değil. Ben sana aynısını yapmayacağım. İnan bana... Seni gerçekten seviyorum Nefes. Kafede seni ilk gördüğümde seninle bu kadar yakınlaşacağımı bile bilmiyordum ama o gün senin çok özel biri olduğunu hissettim. Biliyor musun ertesi gün o kafeye gidip kitabını yine alacaktım . Sadece seninle konuşabilmek için. Seni görebilmek için çünkü sende seni bana çeken bir şey var . Kelimelerin... Gözlerin... Saçların kısaca sen. Sen benim için çok değerlisin. Biliyorum çok çabuk oldu ama ben hislerimden eminim. Eğer hislerinden emin değilsen seni bekleyebilirim. Aşk aslında bize sabrı öğretir ve ben sabrı senden öğrenmeyi çok isterim. Üstelik konu sensen emin ol vazgeçmem." O an aklımdaki o sıkışık düşünceler uçup gitti. Üstümdeki yük kalktı. Güzel olan rüyalar kısa, kabuslar ise bitmek bilmezdi. Bora bitmek bilmeyen kabuslarımdan beni uyandıran kişiydi.  

     Rüyada gibiydim. Bunlar gerçek olabilir miydi? Ne yaşadın da bu kadar üzüldün dermiş gibisiniz biliyorum ama şu an zamanı değil. Anlatamam. Yanağımda olan elinin üzerine elimi koydum ve hafifçe gülümsedim. "Beni etkilemeyi başardın Bora bey. Eğer şuan arabadan inmezsek geç kalacağız. Ha bu arada biraz sabır ne öğrenmen gerekebilir." Bora yüzünü yüzüme yakınlaştırdı ve kulağıma fısıldadı. "Sabrı senden öğrenmek için sabırsızlanıyorum." yanağıma öpücük kondurup arabadan indi. Yüzümde aptalca bir gülümsemeyle arabadan indim ve Bora'nın yanına geçtim. Sınıfa çıktığımızda herkes yeni uyanmanın verdiği durgunlukla sırasında oturuyordu. Çantamı sıraya koyduğum gibi Ada'nın masasına oturdum ve "Günaydın!" diyerek onu biraz sarstım. "Aman Tanrım! Ne bu enerji sabahın köründe?" Ada bana uyku sersemi bakarken "Asıl sen biraz durgunsun! diyerek bir kez daha sarstım. "Bu sırada iki elin omuzlarımı tutmasıyla sıçradım. "Hey sakin ol, benim." Yarkın'a dönerek "Bak sabah sabah tek enerjik ben değilmişim." dedim ve Adaya gülümsedim . Yarkın yanıma geçerek kolunu omzuma atarken Ege tam karşıma geçip "Yerimden kalkarsan sevinirim canım." dedi. "Yerin?" diyerek karşılık verirken Yarkın lafa atladı "Beni değil sevgilisini seçti. Boş ." diyerek göz devirdi. Bu sırada Ada ayağa kalkmış ve Ege'nin yerine geçmesine izin vermişti. Hep böyle mükemmel bir grup olarak kalacağız sanardım. Simayın yaptığı şey çok kırıcıydı. Onu hiç böyle biri olarak düşünmemiştim. Sessiz , kalbi kırık, içine kapanık biriydi. Belki de bize o yuzunu göstermek istemişti fakat mum ışığının aydınlattığı yeri ısıtırdı.

     Bu bölümünde sonuna geldik kuzular. Sizleri çok heyecanlı bölümler bekliyor. Başka bir bölümde görüşmek üzere!

Çiçek KafeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin