3 Eylül 2018 Pazartesi
Atım olmasa tamamen ben de unutacaktım günlük. Cumartesi günü doğum günümdü ve karşılaştığım şeylere inanamazsın. Teker teker hepsini anlatacağım. Zaten neden Eun Woo şerefsizinin bende kal diye kafamı ütülediği de böyle ortaya çıktı.
Chan'la beraber Avusturalya'da olduğum için tamamen doğum günüm aklımdan çıktı ve Yugyeom da bana fark ettirmeden Hoseok'la mesajlaşa mesajlaşa plan yapmıştı bile. Her şeyi uzaktan organize ettiklerinden bir haber bir şekilde yaşayıp gitmiştim.
Döndüğümüzden sonraki sabah yani bugün Eun Woo beni şaşırtarak bir sürü güzel kahvaltılık şey hazırlamış ve en sevdiğim fırın olan Seokjin hyungun abisinin fırınından en sevdiğim şeylerden bile almıştı.
Hoseok Seokjin hyunga söylemiş en sevdiğim şeyleri ve o da oraya giden Eun Woo'ya bir paket dolusu şey veremiş inanabiliyor musun? Koca bir paketti ve yemin ederim onları ben almaya kalksam bursumu tüketmiş olurdum çok ciddiyim.
Chan da zaten ne zaman uyanacak gibi olsam beni bir şekilde geri uyutmuştu. Sürekli kalkmaya çalıştığımda gelip sarılıyor ve hadi uyu biraz daha çok erken henüz diyerek saçlarımı okşuyordu. Şerefsiz insan beni iyi kandırmıştı.
Hoseok sayesinde herkes biliyordu artık. Ekipte Yugyeom ve Hoseok sayesinde Chan, Eun Woo, Namjoon ve Seokjin hyung, Bambam, marul hyung ve havuç, Felix ve Hyunjin'e ek olarak bir Taehyung da vardı. Onlar da zaten dönmeleri gerektiğinden ve doğum günüm olduğundan buraya geri dönmüşlerdi. Tüm ekip aynı şehirdeydik artık. Gelmeleri de çok uzun sürmemişti zaten çünkü Yugyeom sayesinde erkenden uçağa binmişlerdi.
Kahvaltıda tıka basa yerken dışarı çıkma muhabbeti açılmıştı. Chan ve Eun Woo beraber gezmeyi konuşuyorlardı. Chan çok güzel bir mekan bildiğinden bahsederken ben sadece elimdeki vişneli çörekle onları dinliyordum. En sonunda beraber çıkmak için anlaştılar ve bana başka zaman üçümüz gideriz dediler.
Dediğimi hatırlıyorsun değil mi günlük? Şerefsiz insan... Şerefsiz insan her şeyi yapabilir. Bu ikisi günün en büyükleriydi.
Ben de canım sıkkın bir şekilde sorun olmayacağını söylemiştim ama sorundu. Şerefsiz insanlar. Çok sinirlendim onlara.
Bu yüzden de gidip Felix, Hyunjin ve benim olduğumuz gruba yazdım. Ayrıca o gruba Yugyeom'u da almıştık çünkü gevşek arkadaşım bir yerde olmasa bir yerleri eksilirdi. Grupta da iyi sohbet dönmüştü ve geldiklerinden öyle haberim olmuştu zaten.
Sohbet ederken onlara Chan ve Eun Woo ikilisinin beni gözümün önünde eke eke sohbet etmelerini de anlatmıştım. Hyunjin ve Felix dışarıdan bakıldığında ne kadar ilişkide Hyunjin daha olgun gibi dursa da bu konuşmalarda o kişinin Felix olduğunu anlamıştım günlük. İnsanlar çok tuhaftı hem de çok. Neyse ki tuhaflık benim işimdi.
Onların dışarı çıkma sohbetini çekiştirirken Hyunjin ortaya o zaman biz de çıkalım demişti. Yugyeom piçiyse Bambam arkadaşımızla dışarı çıkacağını söylemişti. O da beni ekerken Felix üçümüzün çıkmasının mükemmel olabileceğinden bahsetmişti ki bunu sevmiştim. Hyunjin çok güzel giysi mağazaları bildiğini bu yüzden de bize giysi alışverişi gerektiğini söylemişti. Aklıma yatmıştı.
Arkadan Taehyung mesaj atmıştı ve ona da dönmüştüm. Çocuklardan ikisiyle dışarı çıkmak üzere hazırlanacağımı söylemiştim ki o da bana dışarıda bir arkadaşıyla işi olduğunu söylemişti. Çok sorgulamadan ona iyi eğlenceler dileyip kendi işime bakmıştım.
Eve vardığımda hızlıca güzel bir kombin yapmıştım. Siyah bir pantolonla gri salaş bir tişört giyerek planladığımız saatte ve yerde olmak üzere yola çıktım. Nedense bugün yürüme havasındaydım ve yirmi dakikalık yürüyüş mesafesinde olan yere yürüyerek gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~ DEAR DIARY ~
Fanfiction"Sevgili Sikik Taehyung, Günlerden pazar ve ben pazarlardan nefret ederim. Ama şimdi düşününce, sanırım artık pazarı seviyorum."