--
Jeon:
Sarışın
Akşam canlı müzik yapan bir mekana gideceğiz bizimkilerle
Gelmek ister misin?Blonde:
Olabilir
Saat ve konum söyleJeon:
Saat
Akşam 9 gibi çıkarız
Konum
Seni ben götüreceğim
Ama Hoseok'un barı olduğunu bilebilirsinBlonde:
Diğerleri için sorun olmaz mı?Jeon:
Onlar ne kadar çok kişi o kadar eğlenceli mantığında yaşayan insanlar
Sorun etmezlerBlonde:
Tamam
GelirimJeon:
Bu arada
Gelirken kirazlı parlatıcını sür artık bence
Görmek istiyorumBlonde:
(Görüldü)Blonde çevrimdışı...
-
Saat dokuza yaklaşırken Taehyung hazırlanmaya başlamıştı. Anladığı kadarıyla içkili bir mekandı ve çok dağıtmamak şartıyla sarhoş olabilirdi. Ertesi gün dersi yoktu.
Sarı saçlarını güzelce düzleştirdi ve özenle şekil verdi. Yakalarında taşlarla süslenmiş gümüş kısımları, bilek kısımlarında şeritleri olan beyaz bir gömlek giydi. Altına ise siyah, kumaş bir pantalon geçirip gömleğin eteklerini içine soktu. Farklı renk taşları olan, büyüklü küçüklü birkaç yüzük ve küpeyle işi bitmiş sayılırdı. Siyah bir kravatı gevşek olacak şekilde boynuna geçirdi.
Yapması gereken tek bir şey kalmıştı; kirazlı parlatıcısını sürdü.
İşi bitince koltuğuna oturup telefonuyla uğraşmaya başladı.
Jungkook ise siyah, boğazlı bir kazak ve aynı şekilde siyah, kumaş pantalon giydi. Beline taktığı Louis Vuitton kemeri iri gövdesine tezat olarak incecik belini ortaya çıkardı. Boynuna taktığı gümüş zincir kolye ve kulağına taktığı halka küpeler, piercingleri siyahın üzerinde dikkat çekiyordu. Bütün hazırlığı bitince Taehyung'un dairesine gitti.
Sarışının aksine sakince kapıyı çaldı. Kısa bir süre sonra kapı açıldı.
Uzunca bir süre kapının önünde birbirlerini süzdüler.
Taehyung'un kirpiklerine kadar gelen sarı saçları, ince beli, zarif elleri ve dar pantolonu yüzünden belirginleşen kusursuz bacaklarını uzunca izledi, Jungkook. Giydiği her şeyi zahmetsizce mükemmel kılıyordu, sarışın.
Siyah boğazlı kazağı dar olduğu için bütün kasları ve beli çok net görünüyordu. Taehyung çok iyi bir vücudu olduğunu hiçbir şekilde inkar edemezdi.
"Çok iyi görünüyorsun." dedi, Jungkook. Sertçe yutkundu, bunu gören Taehyung ise gururu okşanmış gibi keyifle sırıttı.
"Sen de öyle."
Yavaşça sarışının boynuna yaklaştı. Sıcak nefesleri Taehyung'u huylandırırken derin soluklar aldı, burnunu sürttü. Taehyung bir anlığına nefes alamadı. Ona dokunmak istiyordu ama geri çekilmesinden de Jungkook'un cüretkâr tavırları onu daha fazlasını istemeye itiyordu.
"Parfümünü değiştirmişsin." dedi, nefesi sarışının boynuna çarparken.
Taehyung cevap veremedi, bütün odağı boynundaki nefeslerdi.Her ne kadar bir süre daha beklemek istese bile ufak bir öpücük bırakıp geri çekildi.
Taehyung "Dikkatlisin." dedi sadece.
Jungkook yüzünü bilerek Taehyung'un yüzüne yaklaştırıyor, geri çekilmeyen güzel yüze daha da yakından bakıyordu.
Eğer gitmeleri gereken bir yer olmasaydı uzun bir süre devam edebilirdi buna. İki taraf da birbirinden etkileniyordu ve Taehyung rahatsız olmadığı sürece, Jungkook geri çekilmeyecekti.
Gitmek için hamle yapacakken farkettiği parlatıcıyla oldukça kibirli bir gülüş takındı, Jungkook.
Taehyung almasının ardından yaklaşık bir hafta geçmesine rağmen sürmediği parlatıcıyı bu gece sürmüştü. Olduğundan daha parlak ve dolgun görünen dudakları iştah açıcıydı.
"Kirazlı parlatıcı... Oldukça iyi durmuş, tahmin ettiğim gibi."
Biraz daha izledikten sonra arkasını dönüp merdivenlere ilerledi. Taehyung ise az önceki olaylar yüzünden sızak basan vücudunu ve hızlanan kalbini kontrol altına almaya çalışıyordu.
Jungkook onun gelmediğini fark edince merdivenin başında durup yanına gelmesini bekledi. Sarışının derin soluklarının göğsünü nasıl şişip indiğini fark edebiliyordu.
En azından sakinleşmesi için biraz zaman verecek kadar düşünceliydi.
-
-by isidor
ŞİMDİ OKUDUĞUN
blonde
FanfictionTaehyung ve Jungkook sadece arkadaş değildi. 141222, tk devam etmeyecek