2 Ocak 2023

2 0 0
                                    

Yeni yılın ikinci günü. Çok heyecanlı filan olması gerekiyor ancak diğer günlerden bir farkı olmayacak bir gün. Sabah yine her zamanki gibi 7.30'da alarmım çalacak ve yine okula gideceğim , sıradan ve can sıkıcı bir gün olacak. Acaba sıradan olduğu için mi sıkıcı yoksa sıkıcı olduğu için mi sıradan? Günün sorusu.

Sabahın 7. 30'unda alarmım her zamanki sinir bozucu sesiyle çalmaya başladı. Dün gece kardeşimin yanında yatmıştım. Çünkü tek başıma yatarken gözüme uyku girmemişti.

Alarmımı kapatıp uyumaya devam ettim. Her sabah rutin olarak bunu yapıyordum ve her sabah babam beni 8.00'da uyandırınca bir telaşla hazırlanıyordum. Bu sabah da bir fark olmadı. Yine babam "Ada, hadi kalk." dedi ve bende apar topar uyandım.

Neyseki dün pazar günü olduğu için kıyafetlerimi ve çantamı hazırlayıp yatmıştım. Bu bana oldukça zaman kazandırıyordu çünkü kıyafetlerimi seçerken en azından 10 dakikam gidiyordu.

Babamın ne yiyeceksin sorusuyla karşılaşınca başımı kaşıyıp düşündüm. Aperatif bir şeyler yemek istiyordum. Açıkçası sabahları kahvaltı etmeyi sevmem. Kim sever ki?

Hemen üstümü değiştirip yüzümü yıkadım. Okul formasının içine siyah boğazlı bir kazak giymiştim. Onun üstüne okul forması, onun üstüne de kırmızı renkli şapkalı bir sweatshirt giymiştim. Altımda da her zaman giydiğim siyah Benetton eşofmanım vardı. Mutfağa vardığımda ise babam sütü ısıtıp gitmişti.

Mısır gevreğini tabağa boşaltıp üstüne sütümü döktüm. Bundan sonraki olaylar çok hızlı gelişti. Hemen montumu giydim, dişlerimi fırçaladım vb.

Okula saat 8.35 de varmıştım. Dersin başlamasına 5 dakika vardı. Bende yerime oturup çantamdan kitaplarımı çıkardım. Dersimiz Fen Bilimleri'ydi. Hoca her zamanki gibi 2-3 dakika geç geldi. Dersimizi işlerken sözlüye kaldırdı. Ben 2 defa kalktım. Bilerek mi, bilmeden mi anlayamadım. Daha sonra zil çaldı. Kurtarıcı müziğimiz... Teneffüste bahçede voleybol oynuyoruz. Oynuyoruz derken, çoğuldan bahsediyorum, evet. Bir arkadaş grubum var.

5 kişiyiz. Size onları teker teker tanıtayım:
Defne: Hep güler, basketbolu çok iyi oynar. Aynı zamanda voleybolu da iyi oynar. Başarılıdır, yani genelde 90-100 arası alır. Kumral saçlı 170 cm boyunda bir kızdır. İlkokuldan beri arkadaşız ve yan yana oturuyoruz. Odevlerini zamanında yapar. Beni sever ve bende onu severim.
Beren: ortaokuldaki ilk arkadaşımdır. Boyu kısa olmakla beraber kahverengi uzun saçları ve yeşil-sarı karışımı gözleri vardır. Ödevlerini hep yapar, denemelerde çok yüksek yapamaz ama çalışır. Aramızda espriler yaparız ve hep güleriz. Bazen okul çıkışında babam beni almaya geç geldiğinde Beren ile beraber onların evine yürürüm. Babam beni onların evinin önünden alır. Tenis oynar.
Eda: ilkokuldan beri arkadaşım. Çok güzel bir kız. Gözlük takar. Başarılıdır. Voleybol oynamayı sever. Boyu Beren'den biraz uzun. Tarzı güzel. Her olaydan haberdar. Ön çaprazımda yani Defne'nin önünde oturuyor. Defne ile çok yakınlar.
Doğa: Cidden çok şirin bir kız. Basket oynuyor ve voleybolu da güzel oynuyor. Dersler konusunda pek şanslı değil. Bana tüm sırlarını anlatıyor. Hep esprileri yapar.
Ben: Başarılıyımdır. Genelde insanlar beni bu özelliğimle tanır. Kpop aşığıyım, sürekli eşitler yaparım. Blackpink, Twice, İtzy, Le ssrafim ve New Jeans'ın fandomundayım. Matematiği çok severim. Bale yapar, piyano çalarım. Bilmeme de gidiyorum üstelik. Oh ne güzel. Üstüne bir de dershane oldu mu tadından geçilmez! (Şaka yapıyorum tabiki)

Pazartesi günü başka bir sey yapmadık. Bu yüzden yazımı birada sonlandırıyorum. Yarın görüşmek üzere... iyi geceler!

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 04, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Anormal bir kızın günlüğü Where stories live. Discover now