08

363 45 22
                                    

"Ne demek istediğini anlamadım."
Kendisine rağmen beceriksizce kurduğu cümleye çocuktan alaylı bir kıkırtı duydu. Bu onu daha da sinir ederken çocuk söz aldı.

"Buradaki..."
Harry'in uzun parmaklarını şakağına götürmesini izledi. Nötr yüzü başarıyla kendini koruyordu.
"Pek uslu durmuyor. Bana her gün her saat bilmediğim şeyleri söylüyor. Aptal olduğumu vurguluyor. Bu da herkes gibi beni de sinir ediyor tabii. Şimdi Profesör,bana bu halde olmamın sebebini söyle."

Uzun yağlı saçlarınà rağmen koyu gözlerini çocuğun üzerinden ayırmayan Severus söz aldı.

"Bunu Profesör Dumbledore'un açıklaması daha uygun olur."

"Voldemort'a açıklayan sizdiniz ama Dumbledore değil."
Harry yeşil gözlerini adamın üzerinden ayırmadan bedenin hiçbir eklemini kıpırdatmadan sadece Profesörüne bakıyordu. Söylediği adın ağırlığı Severusta gayet kolay izlenebiliyordu.

"Onun adını anma."

"Yoksa burada olduğunu Karanlık Lord'un mu hisseder? Şimdi saçmalamayı keselim ve başlayın Profesör Snape."
Karşısındakinin hızla ayaklanmasını izlerken arkasına yaslandı.

"Terbiyeni koru Potter. Görüşmeyeli kim olduğumu unutmuşsun. Hatırlatmalı mıyım?"
Harry belli etmek istemese de içindeki ürpertiye engel olamadı. En fazla Hogwarstı ona zehir etmeye devam edecek olsa da adamdan korkuyordu. Ne olsa dönemindeki çoğu,Slytherin dışındaki,çocuğun ortak travmasıydı. Buna rağmen Gryffindor cesaretini ortaya koyuyordu çocuk. Ya da koymaya çalışıyordu.

"Konuşuyoruz,Profesör. İstediğiniz bu değil miydi? Eh,siz daha çok o gece ima ettiğim şey için gelmiş gibisiniz. Sizinle elbet konuşacağım. Tabii bu karşılıklı olunca..."

"Küstah. Bunu sana ben anlatamam. Dumbledore'a,aptal vahtiz babana,işe yaramaz Lupine git anlat derdini."

Ayakta olan Severus yanındaki yetişkinlere bakınca daha çok çocuğu izlemekle kaldıklarını farketti. Siriusun bir laf sokma amacı veya Lupinin cesur bakışları yoktu bu sefer. Sadece karşılarındaki oğlanı izliyorlardı. Her bir hareketlerini seyreden ikili dikkatinden kaçmadı.

"Dumbledore'a güven o kadarı yeter. Bunu bilmen de gerekmiyor zaten."

"Gözlerimin önünde birçok kişiyi ve ailemi kaybettim Profesör. Bilmem gerekmiyor mu cidden?"
Harry içindeki öfkeye engel olmak adına son derece saygısını korumaya çalışıyordu. Ama bu pek mümkün değildi. Yoldaşlığa giren herkes neden anında aptalı oynamak zorunda hisediyordu kendini?

"Harry,şimdi sırası değil-"
Siriusun sözünü hızla kesti Harry.

"Sizi gördüm o gece. Ama bölük bölük izledim o anıyı. Sana karşı gelenlerden olacak,dedin lorduna. Sana eş güce sahip olacak ve işaretlenecek, de dedin. Tamamını bana da anlatmanı istiyorum sadece."

"Bunu gerçekten daha sonrasına erteleyebiliriz,Harry."

"15 yıl kadar ertelediğiniz yetmiyor mu Remus?"

Severus, Sirius ve Remusun itirazlarını duyarak hıhladı. Onlar anlatılmasını istemiyorlardı nedense. O zaman Severus beklenileni yapacaktı.Severus omzularını silkerken sandalyeye geri döndü ve hızla söz aldı.

"Evet sen bu dünyaya gelmeden önce,ki o zamanlar hayat daha çekilir bir durumdaydı, Lord hakimdi büyücülük dünyasına. Bakanlık düşmüş sadece yoldaşlık kalmıştı."

"Bu kadarı yeter Snape-"
Siriusun sözünü Severus cesaretle yüksek bir şekilde kesti.

"Daha sonra bir görücüden kehanet duyuldu. Bir çocuk temmuzun sonunda,Lorda üç kez karşı çıkmışlardan doğacak ve Lord tarafından işaretlenecek."

E̶x̶c̶i̶t̶a̶t̶i̶o̶Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin