s i g a r a

96 12 5
                                    

Ölmek tahmin ettiğim kadar zor bir şey değilmiş. Tabii hiç acısı da yok değil. Ben mekan olarak balkonu seçtim. Şey, evet biraz saçma gelebilir ama balkonu oldum olası sevmişimdir. Gerçekten harika manzarası olan bir balkonumuz var. Her neyse... Evde kimse yoktu zaten olsaydı yapamazdım bunu yani ölmeyi. Elimde daha paketi açılmamış Marlboro var. Evirip çeviriyorum sol elimde. Hayır solak değilim. Yapabilirim, sonuçta bu benim kurtuluşum, değil mi? Naylon paketi nazikçe açıyorum. Ani esen hafif rüzgarda uçuyor paket, gidiyor. Üzgünüm doğa isteyerek olmadı, hem gömülünce çürüyerek sana yardımcı olacağım merak etme.



ilk sigarayı götürüyorum dudaklarıma. Ruj sürdüğüm için rengi bulaşıyor sigaraya. Normalde sürmem ruj, bu arkadaşımın. Sanırım arkadaşım demek bir kelebeğin kanadı ağırlığında kalır. O da bir kelebekti, vakti geldi ve öldü. Benim kollarımda. Benim iri kemikli kollarımda. Yakıyorum ilk sigarayı ve yakarken içime çekiyorum. Ah, işte bunu seviyorum. Baş dönmesini yani. Üzerimde kelebek kostümü var. Dalga geçiyorum sadece ölen kelebeğimin kıyafetlerini giydim. Önceden olsa sığamazdım içine. Yirmi kilo kadar verdim o ölünce. Ona sözüm vardı. Onunda bana sözleri vardı fakat onlar "broken promise" artık. Her neyse... Ne çok her neyse diyorum değil mi?



İkinci sigaraya da bulaşıyor ruj. Balkon kapısından yansımamı görüyorum. Üzerimde kelebek can verirken ki giysiler var. Ben beyaz pantolon giymem derdi ama o gün bilerek beyaz giymiş biliyorum. Biliyorum bilerek giymiş çünkü pantolon artık beyaz değil. Bir zamanlar kırmızıydı, kan kurudu ve kızılımsı kahverengi oldu.



Üçüncü sigaraya daha az ruj bulaşıyor. Alışkın değilim sürekli yalıyorum ruju n'apayım ? Cebimden çıkarıyorum ruju. Ne deniyordu buna? Hah, rujumu tazeledim.



Dokuzuncu sigarada zorlaşıyor nefes almam. Astım hastasıyımda. Biraz üşüdüm. Kelebek bileklerini keserken nedense tişörtte parça parça kesilmiş. Südyenim olmadığı için sağ memem tam kapanmıyor.



On dördüncü sigarada boğulma evrem başlıyor. Sana geliyorum kelebek. Belki kanatlarım yok ama şu an kafam uçuyor amına koyayım. Balkon kapısından ses geliyor. Kedim kapıyı tırnaklıyor. Bunu birlikte seçtik kelebekle. O kedileri sevmez ama benimle gelip seçti.



On dokuzuncu sigara ve son bir tane kaldı. Bunu yakarken çok vakit kaybettim. On dokuz numarayı dudaklarımla sımsıkı tutmaya çalışıyorum. Yirminci de elimde, yakmaya çalışıyorum. Ve sonunda yaktım. İkisini birden içiyorum. Öksürük krizine girdim. Ciğerlerim yanıyor tıpkı... Tıpkı yokluğunun soğukluğunun beni zamanla yaktığı gibi kelebek.



Ve yirminci bitmeden ben bitiyorum.






Story Of NobodyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin