1. SANRI.
Issız ruhumun içinde yaşama tutunmamı sağlayan bir ışık vardı.
Yürüdüğüm yolların, attığım adımların sonundaki karanlığı yıkan benim ruhumda yaktığım ışığın kendisiydi. Düşe kalka yürüdüğüm yolların, kanaya kanaya ulaştığım sokakların bana yaşattıklarını ben bilirdim. Ayağıma taşlar bata bata kaçtığım sokakların kalbimde ki sarsıntılarını ben bilirdim. Yine de hiçbir zaman vazgeçmedim. Düşe kalka yürüdüğüm yollardan vazgeçmezdim, bir kere vazgeçen her zaman vazgeçerdi, ben bunu yapmadım.
Bir kere ruhumda ki ışıkları yaktım, benden başka kimsenin söndürmesine izin vermezdim.
Vazgeçmeden yürüdüğüm her yolun ulaştığı sokaklarda ben öldüm. Her yolun sonunda ben kendimde biraz daha kayboldum. Hiçbir zaman cesaretim kırılmadı, yeni yollarda yürüdüm. Neler yaşayacağımı bilmeden, eski yaşadıklarımı da unutmadan yeni yolları yürümek için güçlendim. Bir gün doğru yolu bulacağıma inanıyordum, o zamana kadar canımı yaksalar bile vazgeçmeyeceğimi de biliyordum.
Gecenin karanlığının yerini güneşin kollarına bıraktığı bir gün daha başladı. Elimdeki Veronika Ölmek İstiyor kitabının son sayfalarına ulaşırken uykusuzluğun etkisi ile hiçbir şey anlamadığımı fark ettim. Geceden bu yana içimdeki huzursuzluk yüzünden uyuyamazken en azından kitap okuyarak kafa dağıtmayı düşündüm. İlk başlarda başarılı olurken sabaha karşı aynı durumda olduğumu söyleyemezdim.
Tekrar tekrar aynı paragrafları okuyarak son sayfaları da bitirmeyi başardığımda kitabın kapağını kapattım. Kitabı kenara bıraktığımda başucumda duran lambaderin ışığını söndürdüm. O esnada dış kapının sesini işittiğimde bacaklarımda ki örtüyü koltuğa itekledim ve ayağa kalktım. "Ceylin." diye seslenen babamın sesini işittiğimde kısa bir süre sonra salondan içeriye girdi.
"Hoş geldin babacığım."
Minik adımlarla karşımdaki adama doğru giderken o benim aksine adımlarını hızlandırdı. Kendimi bir anda onun şefkat dolu kolları arasında bulurken yine aynı şefkat ile bağrına bastı. Ben Ceylin. Babasının bu dünyadaki cennet kapım diye adlandırdığı Ceylin. Babasının bir tek yanında nefes alabildiği o kız çocuğuydum. Babam adımı söylerken bile içi titreyen adamdı. "Hoş bulduk güzel kızım," dedi yorgun çıkan sesiyle. "Sen tüm gece beni mi bekledin?"
"Günlerdir seni görmüyordum, o yüzden karşılamak istedim."
Bir asker çocuğu olduğunuz zaman kimi günler geceniz gündüze karışırdı. Bu durum çocukluğumdan beri değişmeyen rutinimdi. Babamın göreve gittiği zamanlar geceler gündüze karışırdı, özellikle onun döneceği gün sabahı zor ederdim. Korkularım, özlemim el ele verirdi ama ne zaman ki babama kavuşurdum işte o zaman dünyanın en mutlu çocuğu olurdum. Yıllar geçti, ben büyüdüm hatta değiştim ama o hislerim hiç değişmedi, benimle kaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanunsuz Sokak
Ficção AdolescenteZihnimin iki ucu var. Bir ucu delilik bir ucu ise uçurum," dediğimde yüzünde dehşet verici bir ifade belirdi. "Ben bir sınırı geçeli çok oldu, kimse fark etmedi." Yüzündeki dehşet ifadesi yayılırken elindeki kalem kağıdın üzerine düştü. Onu kendi dü...