24-|Eski Yağmur.|

83 3 4
                                    

"Abartmayı çok seviyorum, seninle." Dakikalar sonra ayrıldığımızda kurduğu cümle ile gülmeye başlamıştım.

"Yavşak." Salonda duyduğumuz ses ile gözlerimi mutfak kapısına çevirmiştim. Barlasın yardımı ile kucağından kalkarak mutfak kapısında elindeki saklama kabı ile bize bakan Umutun önünde diz çökmüştüm.

"Ne dedin sen?" diyerek gelmişti Barlas. Elindeki kabı açmış ve kapağını yere atmıştı.

"Yavşaksın." Gülmeye başlarken kaşar ve sıcaklara bakan Umut dikkatimi çekmişti. "Sucu al koktu." İçindeki sucuklara karşılık bir elini burnuna koymuştu. "Al." Barlas gülmeye başlarken bende sucukları almıştım. Belli ki sucuğu sevmiyordu.

"Oldu mu?" Elini indirerek kafasını kaldırmıştı.

"Yamur." Barlas gülmeyi bırakırken adımı nereden bildiğini sorguluyordum.

"Allah, yengesine aşık oldu." Barlas Umutu kucağına alarak boynuna bir öpücük bırakmıştı. Sakallarından gıdıklanan Umut gülerek elindeki kaşar dolu kabı ada tezgaha bırakmıştı.

Bulunduğum yerden kalkarak elimdeki sucukları kabın içine geri bırakmıştım.

"Uykun gelmedi mi?" Umut uzun, kıvırcık saçlarını karıştırarak kafasını evet anlamında sallamıştı.

"Geldi, ben uyurum ama." diyerek Barlasın kucağından zorla inmişti.

"Yavaş çık merdivenleri düşme!" Umut çoktan mutfaktan çıkmıştı. Bende ellerimi yıkayarak pençeteye silmiştim.

Köşedeki çöpe elimdeki peçeteyi atarak camdan dışarıya bakmıştım. Saat bayağı geç olmuştu.

"Gitsem... iyi olacak." Arkamı döndüğümde Barlas hemen önümdeydi, camla arasında kalmıştım.

"Gidemezsin." Hâlâ bir şeyleri asamadığımızı düşünüyordu belliydi. Bu benden kaynaklıydı. Elini çenemin altına koyarak gözlerine bakmamı sağlamıştı.

Elini tutarak indirmiş ve ellerimi bir kez daha yanaklarına çıkarmıştım.

"Senin sevgin bize yeter Barlas. Kendini, sevgini küçümsemene dayanamıyorum." Kafasını hayır anlamında sallamıştı.

"Bak yine yapıyorsun, yapma. Bu gece bu konuşma yarım kalırsa hep yarım kalır. Yapma, lütfen yapma." Yarım değildi, iki yılı aklından çıkaramıyordu.

"Yarım değil Barlas, bitti." Kelimelerim o kadar yanlıştı ki çıldıracaktım. "Yani bitti derken konuşma bitti, bak bana, aç gözlerini bak." Gözlerini açarak gözlerime bakmıştı. "Affedersen, seninleyim." Şart koşarmış gibi söylediğim şeye bakın. "Şart değil asla yani kendimi ifa-" dudaklarıma ufak bir öpücük bırakmıştı.

"Saçma saçma konuşma, sadece korktum. Giderkenki psikolojin o kadar kötüydü ki, senden haber alamayınca tek bir ihtimal kaldı geriye. O da, kendini öldürmüş olmandı. Ölmenden korktum be kadın, sevmesene olurdu benim için. Ölmemiş olman içimdeki karanlığı sonsuza kadar aydınlatabilirdi çünkü." Ellerini belime koyarak derin bir nefes almıştı. "Yarım değil, ama gitme." Gülümseyerek kafamı sallamıştım.

"Yani, yine yeğenine bakacağım." Kafasını hayır anlamında sallamıştı.

"Ben size bakacağım bu kez. Gitmemen için, fazlasıyla iyi bir planım var." Elimden tutup yürümeye başlarken gülüyordum.

"Neymiş o?" Mutfaktan çıktığımızda kısa bir süre duraksamıştı ama devam etmişti.

"Evleneceğiz." Boğazıma oturan yumru ile nefes almak benim için bir anda zorlaşmıştı.

BelirsizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin