Lexi ağzına son salatalık parçasını atıp telefonunu da alarak arkasına yaslandı. Önümdeki kokteyli yudumlarken gözlerim kapıya kayıp duruyordu. İçeri girenleri izlemekten kendimi alamıyordum. Lexi ile yaptığımız alışveriş sonrası öğle molası vermiştik ve sonra da villaya dönecektim. Alışverişi o yaptı demek daha doğru olurdu. Beni tek bir mağazaya sokmuş, içerideki her şeyi satın almış ve kabinden çıktıktan sonra kucağıma yirmi tane elbise bırakıp beni şampanyasını yudumlarken izlemeye başlamıştı. Onun seçtiği kıyafetler tam bir kabustu lakin sonunda ortak bir tanede karar kılabilmiştik. Her ne kadar istemediğimi söylesem, elbisem var desem de beni dinlememiş ve etiketine bakmayı reddettiğim elbiseyi King'in kartından ödememe izin vermemişti. Zaten kartından en ufak bir harcama yapmak istemiyordum, Lexi'ye ödetmenin de farkı yoktu ama aldığı elbiseyi önümüzdeki bir yıl çalışsam bile karşılayamazdım.
Lexi malikanede verilecek kokteyli duyuralı beş gün oluyordu yani King ile konuşmadığımın beşinci günüydü. Kendisinin onunla konuşmadığımdan haberi yoktu, sadece fazla normal davrandığıma inanıyordu. Kahvaltıya indiğimde sessizce karnımı doyuruyor, akşam yemeklerinde de tıpkı onun gibi telefonumla ilgileniyordum. En uzun konuşmamız Shannon'ın yanına gideceğimi söylediğimde yaşanmıştı, bir daha da konusunu açmamıştım. King bende bir farklılık olduğunun farkında mıydı hala bilmiyordum ama bana dik dik baktığını yakalıyordum. Özellikle tepki göstermem gereken yerlerde hiç tepki vermiyordum, susup teşekkür etmem gereken şeylerde de ona çıkışarak bağırıyordum. Beni de her geçen gün delirtmeye başlamıştı, git gide ona benziyordum.
Kapının önünde son bir saatte gördüğüm her adamdan daha uzun bir silüet belirdi. Tanıdık yürüyüş ve duruştan dolayı gözlerimi kıstım, sonra King'i tanıdım. Burada olduğumuzu biliyordu ama katılacağını düşünmemiştim, şoförü yollar diye ummuştum.
Lexi de onu görünce kıkırdayarak doğruldu ve elini kaldırıp herkesi bize döndürtecek bir sesle "King!" diye bağırdı.
Nerede olduğumuzu çoktan görmüştü. Üzerindeki dik yakalı pardösüyle daha da heybetli görünüyordu. Fazla incelediğimi biliyordum ama Lexi'nin yanında zaten böyle davranmam gerekiyordu. King yanımdaki boş sandalyeyi çektiğinde gülümsedim ve bana doğru eğildiğinde dudaklarına bir öpücük bıraktım.
Ela gözleri son beş gündür en yakın durduğumuz an bu olduğu için hemen dudaklarımdan çekilemedi ve sonra bizi gülümseyerek izleyen kardeşine döndü. "Fazla mutlu gibisin Lexi," dedi King elindeki deri eldivenlerden birisini çıkardıktan sonra. Şüpheyle gözlerini kıstı. "Laura'nın canını sıkmadın umarım."
Lexi kaşlarını kaldırıp indirdi ve eğlenmiş biçimde bana döndüğünde aynı onun gibi gülümsedim. Yalan söyleyemezdim, alışverişten nefret ederdim ama Lexi'yle aynı mağazada geçirdiğim üç buçuk saat su gibi akıp gitmişti. Çünkü çalışanlara onları rencide etmeyecek şekilde bağırıyordu, hiçbir şeyi umursamadığı için aklına geleni düşünmeden söylüyordu, tasarımcıların hepsine sırayla laf söylüyordu, onun için yeterince parlak hiçbir şey yoktu.
Yine koca küpelerini takmıştı ve parmağındaki gözlerimden bile büyük olan taşlar yansıma yapıyordu.
"Aç mısın?" diye sordum King'e. Elimi buza dönüşmüş pardösüsünün üstüne koydum ve ona doğru eğildim. "Lexi bana öyle değişik ve çirkin bir şey söyledi ki..." diye söylendiğimde Lexi kahkaha attı.
"Balık sevmiyormuş." dedi omuz silkerek. Sonra King'e sanki komedi filmindeymiş ve çok eğlenmiş gibi açıkladı. "Spagetti." dedi kilit kelime kullanarak. "Kızın gözü spagetti görünce dönüyor."
King onu dinlerken bana "Öyle mi?" dedi.
Ağzından kaçırdığını sonradan fark etti, en sevdiğim yemeği bilmemesi garipti. Onun kolunun üstünde parmaklarımı gezdirirken sırıtarak Lexi'ye açıklama yaptım. "Villada spagetti olmaz, makarna veya benzeri hiçbir şey yok. Bu yüzden söylememiştim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyun
RomanceÇıkar ilişkisine dayalı bir anlaşma. Dışarıdaki gözler için büyük bir aşk, gerçek yüzüyle tartışma dolu bir sözleşme. Başlangıç: 3 Ocak 2023 Bitiş: 27 Ocak 2023