Multimediada Miranın giydiği kıyafet var.
***
"Bırak dedim sana"
İkimizde sesin geldiği yöne döndük. Her zaman beni kurtarmak zorunda mı? Başıma bir bela gelse her zaman karşıma çıkıp beni kurtarıyor.
"Bırakmıyorum. Git başımdan. Bela arama kendine."
"Lafımı iki kere tekrarlamak huyum değildir. İki kere tekrarlarsam senin için iyi olmaz."
Ateş onu dinlemeyerek beni tekrar arabaya bindirmeye çalışınca ozan yanımıza gelip beni ondan kurtardı ve sağ gözünün üzerine yumruğunu geçirdi.
"Defol git şimdi. Bir daha seni burada görürsem bir yumrukla kurtulamazsın."
"Bu iş burada bitmedi Mira. Seninle konuşmak için tekrar geleceğim." Dedi ve arabasına binip gitti.
"İyimisin Mira." Dedi ozan sağ elini sağ omzuma koyarak.
"Teşekkür ederim." Dedim ve ona sarıldım.
Ona sarılmamın şokunu atlattıktan sonra oda bana sarılarak karşılık verdi.
"Beni nereden buldun" dedim ondan ayrılırken.
"Ben değil sen beni buldun."
"Derken?"
"Ben İzmirde yaşıyorum. Evim buralarda." Dedi eliyle caddenin sonunu göstererek.
"Sen İzmirde mi yaşıyordun?"
"Evet Ankara'ya sadece tatil için gelmiştim."
Ogün ona çok sinirlenmiştim ama beni Ateşin elinden kurtardığı için bir teşekkür borcum var ama borcumu nasıl ödeyebilirim ki... Aman ne borcu yaa boşver.
"Ozan tekrar teşekkür ederim. Benim içeri geçmem lazım."
"Bana borçlanmadın mı sence. Bu iki oldu vahşi güzel." Dedi tek gözünü kırparak.
"Ne borcu yaa." Dedim tek gözümü kırpıp ne diyorsunsen anlamında başımı iki yana salladım.
"Ben boşa kurtarmadım herhalde seni." Dedi gülerek.
"Kurtarmasaydın sana kurtar mı dedim.? Hem o benim arkadaşımdı bana birley yapmazdı. Hem ben başımın çaresine bakabilirim."
"Hem hem hem. Yapacağın şey o kadarda zor değil.
"Zor veya kolay. Kolay olması birşey yapacağım anlamına gelmez." Dedim ve arkamı dönüp eve doğru gitmeye yeltendim. Tam yürüyeceğim sırada kolumdan sertçe tutması ile olduğum yerde kaldı.
"Yapacaksın." Dedi her bir hecesine vurgu yaparak ve tehdit eden sesiyle.
"Yapmayacağım. Gerizekalı mısın?"
"Yarın adresi sana mesaj atarım. Dediğim saatte hazır ol seni gelip alırım. Şansını fazla zorlama. " Dedi kolumu biraz daha sıkıp kulağıma eğilip fısıldayarak.
Tamam anlamında başımı aşağı yukarı salladım. Yüzünde oluşan o zafer gülümsemesiyle kolumu bıraktı. Kolumu bırakır bırakmaz arkamı döndüm ve hızlı adımlarla eve doğruyürümeye başladım. Tam bahçe kapısından gireceğim sırada seslenmesiyle arkamı döndüm.
"Gerizekalı kelimesi ağzına hiç yakışmıyor bebeğim." Dedi sırıtarak.
"Ha yani senin karakterine yakışıyor benim ağzıma mı yakışmıyor?"
Dedim onun gibi sırıtarak.Dediğim cümleyle yüzündeki sırıtış anında silindi ve bana öfkeli gözlerle bakmaya başladı.
Bahçe kapısını açtım ve hızlı adımlarla eve girdim. Yukarı kata çıktığımda Eceyi odamdan çıkarken gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN APTAL HALİ...
HumorMutluluk mu? Aşk mı? Peki ya hayaller mi? Hangisi? Hepsini seçmek mümkün mü? Peki ya birisinden vazgeçmek zorunda kalırsan? Sizce Mira ve Ece hangisini seçti, ya da hayat onlara seçme sansı tanıdı mı? Her sayfası sürükleyici bir roman. Keyifle okuma...