Bölüm-216 Kabullenme

54 11 15
                                    

Medusaların yanından ayrılan Ejder normal dünyaya döndü ve Pride ile Grant'ı kendi yanına ışınladı. Olayları onlara kısa bir şekilde özet geçti ve Race'nin ölüm haberini bildirdi. Race'nin ölüm haberini duyan Grant dizleri üzerine çöktü ve ağlamaya başladı.

Yıllarca el altından zorluklarla büyüttüğü çocuğu girdiği ilk savaşta öldürülmüştü. Hem de acımasızca. O andan sonra çoktan anlamış olmaları gereken bir şeyi tamamen kavramışlardı artık. Ejder'e karşı gelmenin bir anlamı yoktu.

Ejder her şeyi zorlanmadan yapabilecek kapasitede akli dengesi yerinde olmayan psikopat varlığın tekiydi. İnsanlığını terk edeli çok olmuştu.

Grant dizleri üzerine çökmüş ağlamaya devam ederken Ejder boş gözlerle ona bakıyordu. Olacak olan şey zaten buydu. En başında neden bir aptal gibi Ejder'i yenebileceklerine inanmışlardı ki zaten. Saligia'nın ortaya çıkması onları heyecanlandırmıştı.

Ama Saligia'nın eğitiminden geçen Race bile Ejder karşısında bir işe yaramamıştı. Hatta Ejder'e çizik bile atamamıştı. Saligia'ya bu konuda kızmak istiyor olsa bile elinden bir şey gelmezdi. Saligia'ya kızmaya kalkarsa kendisi de öldürülürdü.

Şu anda yapabileceği tek şey değersiz hayatının elinden kaymaması için Ejder'i dinlemek ve emirlerine uymaktı. Başka bir şey yaparsa hayatı tehlikeye girecekti. Aslında sadece kendi hayatı değil. Bütün Soykıranların ve BloodWife'lerin hayatı tehlikeye girecekti.

Race'nin Ejder'in kopyasıyla savaştığını bilselerdi şu anki hallerinden daha fazla korkarlar mıydı acaba? Saligia'da ortadan kaybolmuştu. Ejder'den korkmuyordu muhtemelen ama şimdilik onunla uğraşmakta istemiyordu.

Grant bu kadar üzgünken Pride'de bir o kadar üzgündü. Sonuçta bu plan ikisine de yarayacaktı ama ellerinde patlamıştı. Race'nin gücüne güvenmişlerdi. Hem de çok fazla güvenmişlerdi fakat hiçbir işe yaramamıştı. Güvenleri tamamen boşa çıkmıştı.

Ama nereden bilebilirlerdi ki? Saligia'nın gücünün Ejder'e eşit olması gerekiyordu. Doğal olarak eğittiği bir kişinin de gücünün o seviyelerde olması gerekiyordu. Ama Ejder'e yakın bir gücü olsaydı muhakkak ki Ejder'e çizik bile olsa zarar vermeliydi. Ama Ejder'in kıyafetlerinde bırakın çiziği toz bile yoktu.

(Ejder)-Sızlanmayı kessen mi artık. Kulaklarımı acıtıyorsun.

Ejder sakin bir sesle konuşmuştu. Aynı anda da serçe parmağıyla kulağını kaşımıştı.

(Ejder)-İnsanların gerçekten neden bu kadar aptal olduklarını anlamıyorum. Size ne kadar güçlü olduğumu açıkça göstermeme rağmen gidip bana karşı gelmesi içini birini getirdiniz ve öldü. Bunun için üzülmeye hakkın olmadığını biliyorsun. Kendi kendinizi bu kadar aptal bir belanın içine soktunuz. İnsanlar "umut" dediği şey bazen gerçekten basit bir kelimeden öteye gitmiyor.

"Umut."

İnsanları çoğu zaman daha ileriye gitmeye zorlayan yegâne şeylerden sadece bir tanesi. Ve belki de en önemlisi. İnsanlar hiçbir şeyleri kalmasa bile umuda tutunabilirler ve bu umut onlara sahip olmadıkları gücü sağlayabilir.

Yorgun bitmiş, hiç enerjisi kalmamış birisi sahip olduğu umut sayesinde yeniden ayağa kalkabilir. Ama bazen, o umudun bile işe yaramadığı anlar vardır. Şu anda olduğu gibi. Grant ve Pride'nin umutları artık bir işe yaramayacak.

Çünkü ne kadar ileri giderlerse gitsinler ya da ne kadar ileride olanlarla iletişime geçseler bile bir önemi yok. Ejder asla yenilmeyecek.

Sonuçta Ejder...

-Sen ne kadar güçlü olursan ol, daima senden güçlü olmaya devam edecek.

O yüzden Ejder'den güçlü birini aramanın bir anlamı yok.

Ejderha İmparator 2 (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin