12|Mektup

326 33 7
                                    

Oylarınıza ve yorumlarınıza ihtiyacım var.

***

Sanırım şuan çok kötü bir durumdaydım. Ve nasıl kurtulacağımı bilmiyordum.

İçimden birinin gelmesi için dualar ederken, az sonra olacaklardan çok korkuyordum. En üst kat olsa da birinin gelmesi, kontrol etmesi lazımdı değil mi? Ya da burada kamera olması lazımdı ama yoktu. Tüm katlara yapmışlar ; en sessiz, ıssız kata yapmamışlardı. Ne saçmalık ama!

Kendi kendime saçmalarken Myungsoo Kris'e doğru yaklaşmaya başladı. Ben daha çok korkarken ne yapacağımı düşünüyordum. Birden Kris'in kolundan kurtuldum ve Myungsoo'nun önüne geçtim.

''Myungsoo...lütfen git. Burada kavga çıkmasını istemiyorum. Lütfen.'' dedim. Ben gitmesini umarken ''O zaman sen de benimle geleceksin!'' dedi. Sesinden sinirli olduğunu anlıyordum. Olayın daha fazla büyümemesi için Myungsoo'yla burdan gitmek zorundaydım.

Kris'e baktım ve ''Sanırım daha sonra vereceğim. Gitmem gerek.'' dedim ve yürümeye başladım. Arkadan Myungsoo'nun Kris'e bir şeyler dediğini duydum ama uzakta olduğum için anlayamıyordum.

Şuan tek istediğim bu gergin havayla dolu yerden çıkıp biraz da olsa nefes alabilmekti.

Merdivenlerden inerken Myungsoo arkamdan geliyordu. Bahçeye çıktığımda derin bir nefes aldım. Sakinleşmeye çalışıyordum ama yapamıyordum.

Şuan fazla sinirliydim. Sinirli olduğum zamanlarda en sevdiğim insana bile bağırabilirdim. Lanet olsun ki bu en sevmediğim özelliğimdi.

Tırnaklarım avuç içime batıyordu ve ben acısını umursamıyordum.

Artık Myungsoo'nun yaptığım şeylere karışmasından bıkmıştım. Ben zaten keyif olsun diye Kris'in yanına asla gitmezdim. Sadece mektubu verecektim o kadar.

Ama Myungsoo bunu o kadar fazla büyütüyordu ki anlayamıyordum.

Arkamı sinirle döndüm ve artık bu saçmalığa son vermesini umdum.

''Myungsoo açık konuşacağım. Şuan çok fazla sinirliyim. Ve bunun nedeni senin saçmalıkların! Artık yaptığım her hareketime, davranışıma, işime karışma. Bıktım, anlıyor musun? Ne zaman Kris'le konuşsam ya da bir şey vermeye gitsem sürekli yanımdasın ve ben artık çok sıkıldım! Hayır, anlayamıyorum. Sadece bir şey verecektim, bu kadar. Neden abartıyorsun ki?'' dedim sinirli sesimle ve derin bir nefes alıp, devam ettim.

'' Neredeyse kavga edecektiniz ve ben korkmaktan, endişelenmekten bıktım. Kimseye zarar gelsin istemiyorum. Ve bunun için kendi işlerimi kendim halletmeye çalışıyorum ama nedense ben halletmeye kalkışsam daha fazla tehlike oluşuyor. Ben bundan çok korkuyorum Myungsoo. Anlıyor musun? Lütfen... artık lütfen benden uzak dur,'' dedim ilk baştaki sinirli konuşmama rağmen bu seferki hüzünlü, kısık çıkan sesimle. Arkamı döndüm ve yürümeye başladım.

Gözyaşlarım yavaş yavaş akarken sessizce yürüyordum. Gerçekten çok fazla korku ve endişe vardı üzerimde. Ve ben artık huzurlu, endişesiz bir hayat istiyordum. Sadece biraz huzur istiyordum ama bu bile fazla geliyordu. Ayrıca az önce Myungsoo'ya fazla hiddetlenmiştim. Ona bağırmıştım ve bu daha çok gözyaşlarımın akmasına neden olmuştu.

Birinin beni durdurmasıyla kendime geldim. Myungsoo'ydu. Kulağıma eğildi ve konuşmaya başladı.

''Kabul Suzy. Artık senden uzak duracağım. Yeter ki sen üzülme. Ben sadece Kris'in tehlikeli olduğunu bildiğim için seni korumaya çalışıyordum ama yapamamışım. Özür dilerim,'' dedi ve ardından ekledi :

Aşk Mı? Nefret Mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin