Onu en son gördüğümde 8. sınıf, yıl sonu balosundaydık. Giydiği siyah takım elbisesi, kahverengi kıvırcık saçları ve koyu kahverengi gözleri ile tam karşımda duruyor, etrafındaki kişilerle konuşarak gülüşüyordu.
Onunla koca bir yıl boyunca konuşmaya çalışmış fakat başarısız olmuştum. Ona sorular soruyordum ama o sadece bana kısa cevaplar veriyordu ve yanımdan ayrılıyordu.
Bazen ise onunla çok konuşabilmek için birçok soru soruyordum fakat o bana çok konuştuğumu söyleyerek yanımdan gidiyordu.
Yıl sonuna kadar onunla arkadaş olmaya çalışmış fakat başarılı olamamıştım. O kadar gevezelikten sonra bana ismimi bile sormamıştı. Bana yıl sonuna kadar 'Böcek' diye hitap etmişti. Bu beni biraz kırsa da o dediği için mutlu bile oluyordum.
Içimde sanki onunla arkadaş olmam için zorlayan bir duygu vardı. Ne olursa olsun onunla arkadaş olmalıydım.
Fakat bu hiçbir zaman
gerçekleşmemişti.Okul sonu partisinde bana ''Böcek! Çok soru soruyorsun! Bıkmadın mı?!" diye bağırmıştı.
Ben ise hiçbir şey soyleyememiş boğazımdaki o büyük yumru ile birlikte ağlaya ağlaya partinin en köşesine gitmiştim. Bütün herkes bize bakıyordu. Ben ise kimseye bakmadan ağlamaya devam ediyordum. Birkaç kız yanıma gelse de beni sakinleştirememişlerdi. Bütün makyajım akmıştı ve ben tekrar yapmak için çok çabalamıştım.
Bir 'Böcek' bile bunları haketmezken ben neler neler çekiyordum.
Partinin ortalarına doğru gelenek olarak sesine güvenen 2 kişi sahneye çıkıp şarkı söylerlerdi. Öyle de oldu. 2 kız çıkmış iğrenç sesleriyle şarkı söylüyorlardı. "Kendini beğenmişler." diye aklımdan geçirdim.
Arkamdan Gökalp ve Ceren'in iteklemeleriyle kendimi sahnede bulmuştum. Sesim güzeldi fakat herkesin önünde şarkı söyleyecek kadar mükemmel değildi.
Titrek ellerimle mikrofonu elime aldım ve çıkacak şarkıyı beklemeye başladım.
Benim için uzun sayılan onca dakikadan sonra "Herkes gider mi?" şarkısı ekrana yansıdı. Karşıma eşimin geçmesini bekledim. Yanimdaki kişiye bakamadan şarkı başladı.
Ilk olarak ben söyleyeceğim için kendimi ekrana odaklandım ve sözleri tekrar ettim. Ses kesilmiş, herkes beni dinlemeye başlamışlardı. Okulun sessiz ve iyi kızıydım. Bundan ötürü beni tanıyan çok yoktu.
Uzun bir bölümden sonra yanımdaki kişinin sesi duyulmuş, bütün dikkat ona verilmişti. Ben o kişiye bakmaya bile gerek duymamıştım. Şu şarkıyı bitirip hemen yerime oturmak istiyordum.
Taa ki onun sesi olduğunu anlayana kadar...
Uzun süre yüzünü inceledim. Kahverengi, parlak, kıvırcık saçları ve hafif köşeli suratı ile tam karşımda inanamayacagim kadar güzel olan sesiyle bana eşlik ediyordu.
O an ki afallamam onun için komik gelmis olacak ki bana bakıp gülümsedi. Ben ise şaşkınlığımı gizliyerek boş boş baktım. Sanki şarkıdan önce hiçbir şey olmamış gibi birde şarkıda yüzsüz yüzsüz eşlik ediyordu.
Şarkıyı yarım bırakarak sahneden inmiştim. Kendimi dışarı atarak temiz havanın ciğerlerime dolmasına izin vermiştim. Ne kadar da aptaldim böyle.
Bir anda kendimi sahilde ağlarken bulmuştum. Koca 1 yılı bu öküz için geçirdiğim için kendime küfürler savurdum. Keşke bu kadar güçsüz olmasaydım.
Peki... Nereden bilebilirdim ki 3 sene sonra onunla tekrar karşılaşacağı mı?
Arkadaslar. Tekrar merhaba. Önceki hikayemi silmek zorunda kaldım çünkü hikayenin güzel bir gidişatı yoktu. Nasıl devam ettireceğimi bilemedim. Yazasım gelmedi. Ama tekrar burdayım. Vee yeni hikayemle birlikteee.
- Yazım hatalarımı kabul edin. -