Benim adım Katy . Bazen piskopat biraz şizofren davranışlarım var. Ama engellemek elimde değil ben bir olayı fazla düşünmeyi sevmeyen biriyim çünkü bilirimki fazla düşünen insanlar ciddi olanlardır. Ve bildiğim birşey daha ciddi olanlar insanlar sıkıcıdır. Farkettiyseniz baya bi karmaşık oldu ve ben konudan konu atlayan tarzan. O zaman asıl konuya gelelim düşünmek ayrıntıya girmektir ayrıntıya girmek kurcalamaktır kurcalamak takmaktır takmak üzülmektir kısacası bir hayatın alt üst olmasıdır. Mesela bir dostlukta eğer bir tartışma söz konusu ise uzatmamak gerekir neden böyle oldu buna bir çözüm bulalım filan hepsi boş laf çünkü asla bir çözüm yolu bulamazsınız aksine herşey batar. Karşındaki dost sıfatını taşıyan kişi seni alttan almıyorsa sen onu alttan alıcaksın. Bir özür bekliyorsa dileyeceksin daha doğrusu ya tekmeyi basacaksın yada ömür boyu tutsak. Yine de sen dost deme devam et. Nede olsa insanın kendisini dostum var diye avutması güzel birşey. Başka bir örnekle devam edelim. Seni üzen bir olaymı oldu için sıkkın ve düşünüp duruyomusun. Düşünürsen anca durursun zaten ne bekliyosun ki birinin gelip seni teselli etmesini mi çok beklersin. Birde düşünmediğini farz edelim takmıyosun üzülmüyosun ne ka güzel bea. Tamam tamam hemen hayallere dalma. Devam edelim farz edelimki birini çok üzdün önceden anlaşalım bilmeden diye birşey yok. Düşünüp duruyosun üzüldümü acaba nasıl özür dileyip kendimi affettirsem bla bla bla. Şimdi kendimize gelelim birini üzdüysek mutlaka birşey yapmıştır. Üzdüğümüz için pişmanmıyız hayır , yine üzermiyiz evet . Düşünüp kafa yoracak birşey kaldımı? Hayır. Şimdi şu çoğu insanlarda görülen şizofrensel hareketlere gelelim. Bu hareketleri gösteren insanlar üzüldükleri şeylerin acısını çıkartıyorlardır saçma saçma konuşup espiri yaparak , kendilerini hiçbir zaman ciddi olamayacak gibi gösterenlerdir. Ama bakın o insanlarla dost olabilirsiniz çünkü onlar dostluğun kıymetini en iyi bilenlerdir. Şimdi düşünün. Bir dakika tabiki düşünmeyin anlayan anladı anlamayan zaten gerçek dostluğu bulmuş olandır. Ve bir örnek daha hayal edelim bir sarayın ordusunun komutanısınız. Hiç beklemediğiniz bir anda tam siz tatlı uykunuza dalmışken gözcülerden biri gelip sizi uyandırıyor komutanım x ülkesini savaş gemileri bize doğru hızla yaklaşıyor der ve gider. A komutanı düşünen komutan , yataktan kalksam mı ? Kalkmasam mı ? Orduyu toplasam mı ? Toplamasam mı ? Sonunda bir karar alır yataktan kalkıp orduyu toplamaya yüneliktir aldığı karar. Barakadan çıkar ve birde ne görsün ülkesi yaşadığı saray yerle bir olmuş askerlerin kafalarına göre birbirlerinden habersiz hamlelerle yem oldukşerını görür ama geç olmadan kendiside sırtından bıçaklanarak ölür o komutan ölürkende ölsem mi ? Ölmesem mi ? Diye düşünür. Sıra B komutanında yine bir x ülkesin savaş gemilerinin hızle yaklaştığını görür bir gözcü. Hemen komutanın yanına gidip onu uyandırır durumu anlatır komutan hiç duraksamadan orduyu toplar. Yarısını halkı korumaları için ve onların birşeyden haberleri olmadan bu işi bitirmek istedikleri için gönderir yarısı ise savaş yerlerini alır denizlere mayın yerleştirilir düşman ülkeden kovulur kimsenin ruhu bile duymaz. Bir dakika hikaye burada bitmiyor komutan mayınları düşünmez oysa iki tanesi patlamamıştır. İki gemi ikisinde de askerler birindede kendisi vardır. Bir santim hareketleriyle bom her yer alev alev. Ben kimseye düşme diyemem çok düşünürsen aklını düşünmezsen canını yakarsın.